Ýçimde koskoca bir boþluk ve çýðlýðý kalbimin
Bu gelen hangi acýnýn dinmez siren sesidir
Hangi vaktindeyiz aþktaki bu sýð kalmýþlýðýn
Söyle ey peri/ söyle ey gönlümün susamýþlýðý
Bin kez dökülen gözyaþýndaki sýr perdesi
Ve bize yaklaþmayacaðýný düþündüðümüz uzaklar
Bak ne kadar da dibine sokuldu senin
Ah benim yoklukta bile eðilmeyen baþým
Ah beni közler içinde eriten halin
Bu kapanýk ve gizemli aðlayýþlarýn
Bir devrin battýðý yerdir
Þimdi ayrýlýða ve hüzne dayadýðým tüm silahlar
O benim kabzasý sevda iþlemeli kadýným
Yar bulanýðý menzillerde sis düþmüþ gölgene
Söyle neresindesin bu eðilmiþ bedenimin
Hafif bir rüzgârda dahi ters döner miydi gemilerin
A benim sandalý demirden yürekli sevdiðim
Güvendiðim daðlarda çakal ulumalarý var
Gezdiðim yollar kar bataðý tipilerin altýnda
Kartallarýn yuva yaptýðý yerdeydim oysa
Doruk kadar yüksekti beni sakladýðýn mekânlar
Yüreðim aklýnýn üç yüzüncü katýnda
Ve o kadar büyüktüm iþte
o kadar senindim bir zamanlar
Aþk kapýný çaldýðý gün kadar sýcak olsa
Ellerin hala bana sýmsýký özlem duyuyor olsa
Kanatlarýn ülkeme uçmaktan korkmuyor olsa
Sevmelerin bu kadar soðuk olur muydu ki
Sebep yalnýzca sende saklýdýr
Kim bilir ki buz kesiði sözlerinin arkasýný
Vicdanýn yalansýz yaþayan garip bir hatiptir
Ve yalnýzca seninle konuþmayý yeðler
Ne etsen ne yapsan yalana etmez tamah
Kanmayý öðrenememiþtir bir tek/ bir de kandýrmayý
Hadi konuþ onunla sevgilim/ dinle ne söyleyecek
Ey zeytin aðaçlarýnýn dibinden gelen çeþm-i siyahým
Burnumun kemiði sýzlýyor meltemde yayýlan rayihandan
Yoksa çiçek mi açtý solmaya yüz tutmuþ gövden
Arýlar öz mü arýyor açýlmýþ renkli yüzünden
Sema bile güzelliðinden mi besleniyor yoksa
Kýskansam neye yarar/ içim içimi yese dahi
Bilmez misin ki sen nefsimi avutur durursun
Taþ kaynatýrsýn açlýðýmý doyurmak için
Düþünmez misin ki gönlün böyle doymayacaðýný
Oysa ne de özledim titreyen kývýlcým dolusu sesini
Korkmalarýný beni kaybedeceðini düþünmene sebep
Seni seviyorum diye baþlamaný cümlelerine
Zorlanmadan ve en saf halinle karþýmda
Ýnanmaný bana en eski zamanlarýmýzdaki gibi
Kocamsýn demeni sýklýkla
Seni aramadýðýmda rahatsýz olmaný
Ve hýrçýnlaþmaný kýskançlýktan
Bin türlü kaybetme korkusu yaþayarak
Beni bin kez büyütmeni yüreðinde
Eski zamanlarý özledim yar poyrazým/ nar kýrmýzým
O hiç bitmeyecek dediðin salkým tatlýsý zamanlarý…
Artýk aramýzda tüm sözler geçersiz
Aþk batýdan doðuyor/ ve doðudan batýyoruz biz
Her þeyi becerdik de en mutlu günlerimizde
Bu zamanlara giyotin sýzýsý acýlar kaldý
En mutlu günlerimiz mi
Birkaç gülen fotoðraf/ birkaç güzel hediye
Sana hazýrladýðým albüm sayfalarý
siyah beyaz fotoðraflý kartondan kutu
ve nerede harcadýðýmýzý bilmediðim hatýralarda kaldý
Artýk ne desem devedikeni
Ne etsem enkazýmý topluyorum ardýmdan
Hangi hataný uyarsam elimde patlayan bomba
Suçunu söylesem suç/ yanlýþa yanlýþ desem yanlýþ
Uzatsam bir anlatýyý bir gerçeði öðretmek adýna
Ýnadýna diline yapýþýr yeter sesleri…
Þimdi gün beyaz gelinliðini giymiþ bekliyor
Birazdan güneþ doðacak beyazýn üstüne
Kocamsýn diyecek gün kocamsýn sen
güneþ özlediðini hatýrlayacak bu kelimeyi
ve sýcacýk sarmalanmayý beklediðini hatýrlayacak
oysa gün yeter diyecek gelme üzerime/ yeter
ben senin için hiç mi bir þey yapmadým
ve güneþ ak gelinliðine sarýlarak gün prensesinin
diyecek ki: aþk bir þeyleri her zaman yapmak
ve içindeki aþký diri tutarak yaþatmaktýr
ve kapkara bulutlar gelirken kuzey yönünden
sabahýn daha ilk saatlerinde
ne günün aydýnlýðý/ ne güneþin aðlayan sesi
ne de o bahardan kalma aþk zamanlarý olacak görünürde
yaðmur baþlayacak çünkü
hüznü ve ayrýlýðý anlatacak saðanak
hava birden soðuyacak kaný çekilmiþ gibi
toprak hazan kokusu yayacak hatýralarýn üstüne
aþk iki bedende de ölecek göstere göstere
ve hiç kimse tarafýndan hatýrlanmayacaðýz ikimiz!
Nevzat KONÞER
Temmuz 09