detone bir sesin hýçkýrýðýnda çaðýldýyordu ayrýlýk vakit bizi “biz” geçiyordu
bun/öncesi bun/sonrasý anýmsamýyorum günlerden neydi her yaprak müntehir bir lahitti söz yaþlarýma ve þehlaydý yazgýmýn gözleri ne zaman bir þiirin dizlerine koysam baþýmý annem ölüyordu sonra kekre soluyordu babam gri bir toz bulutundan artakalmýþlýðýmýza ölüyordu ellerimde pejmürde bez bebekler aðzý kusmuk kokan bir katil emiyordu dudaklarýmý anýmsamýyorum günlerden neydi ben/öncesi sen/sonrasý ne fark ederdi
-II-
alabora olmuþ bir geminin lombozunda buðulanýyordu ayrýlýk vakit bizi “(g)iz” geçiyordu
dün/öncesi gün/sonrasý hatýrlamýyorum hangi mevsimdi konur bir denizin haki göðünden kopan yaprak toz nefi baktýðým her çerçeve mai bir salgýn hastalýk laciverte çalan beklenmedik ölüm sahi gözlerin ne renkti (g)izler ifþa ediyordu lamekan mabedimizi servi gölgesinde soyunuyordu acýlarým bulutlar öperken çocukluðumun gözlerini yýldýzlar emziriyordu münzevi sýzýlarýmý hatýrlamýyorum hangi mevsimdi (c)an öncesi (k)an sonrasý kim bilebilirdi
-III-
bir deprem sonrasýnýn kanlý enkazýnda gülümsüyordu ayrýlýk vakit bizi “hep” geçiyordu
dem/öncesi dem/sonrasý bilmiyorum kaç hazan geçti toprak aromalý tenler üzerinden varsýndý geçsindi silinsindi aþýklar kronolojisinden iki maktul beden söyle tanýklýk eder miydi tarihe ölümsüz seviler; kavuþsaydý baki aþka ölümlü sevgililer oysa tenlerde kýrýlýyordu sayhalardan sýzan bir utanç gurbet yüzlü bir çocuk silueti tinlerde dirilirken… bilmiyorum kaç bahar geçti erik aðaçlarýnýn terkisinden sem/öncesi sem/sonrasý sen radha ve krishna’ya bindi’den halhal’a uzanan adanmýþ bir þiirdin bende kim anlayabilirdi
-IV-
þarktan kopan bir zýlgýt mahremiyetinde kutsanýyordu ayrýlýk vakit bizi “güz” geçiyordu