İçimde Ayak İzleri
ölüme giden bir fil gibi
yalnýzlýðýma
sende yürüdüm
buzullarýna uzandým ey Ýstanbul
içim ayaz
tenimin en delikanlý yaný yara
hayatýn sert taþlarýnda
kýrýlýp kanardý esmer kabuk
ardýmdan sýkýlýrdý
müfreze kurþunlu soðuk
bu yüzden meyilliyim biraz
dövüþerek ölmeye
ve bu yüzden
giydim kýrmýzý düðmeli mintaný
kalýn hisardan bir taþ örtü
üþümesin diye çekiliyken
Ýstanbul’a
satmýþým anasýný böyle paltonun
kýþ tepelerden sýzý yaðdýrýr
aklýmda sadece sýcak bir yer
sevgilim sen mesela
ellerimi tut demiyordun henüz
yýllar sonra deðildi
yedi tepeli þehir tipiydi bana
elllerimi diyordum ellerimi
koltuk altlarýmda ýsýtmalýyým
sýcak gelmeliyim sana
akþam oldu olacak
ayaz peþime düþmüþ
ayaklarýmý diyorum ayaklarýma
siz benim ayaklarým mýsýnýz diyordum
ayaklarýma
rüzgardan uzak
karsýz kuytu bir yere sýðýnmalýydým
gözlerine mesela
sensizlik
dünyanýn en uzun yürüyüþüydü bitmek bilmeyen
kuyruðuyla oynayan yavru köpek gibi
dönüyordum
ayak izlerime bakýp
sensizliðime ölüyordum
henüz
güz deðmemiþ ellerine
ellerim yýlölçümüyle uzaktý
sýðýndýðým son limanda
soðuk sokaklarda kara demir
evsiz babalarýn ateþten gözleri
sýcak süvekti
aysberk kýýrýðý tekneme
balýk veriyor ekmek arasý mis
bir teneke içinde ateþleri deðdi alnýma
nasýl anlatsam sýcaðý nasýl
tenin gibiydi mesela
tel ýzgarada hamsi ince uzun ve ucuz
sunulan lokma bir tattý sonsuz
naylon kokuyorken bidon
isli elleriyle ýsýttýlar öfkemi ateþ ateþ
ýslaktý oturduðumuz karton
buðu buðuydum insanlýða
çözülüyordu yüreðimdeki don
gözlerim
gözlerim gökyüzüydü de
yüzüm yaðmurdu mesela
alacasý çökmemiþti bir bahar akþamýnýn daha
yürüyordum
henüz yüreðin de yoktu sýðýnmak için
karnýmda kýþ soðuðu uluyorken
edebiyat hiç umurumda olmuyor o sýra
hiçbir þiir ýsýtmýyor
göðe uzanan minareler bile
açlýða ulviyetsiz batan
"þahadet parmaðýydý" mesela
hiçbir þey aklýma gelmiyor
yürüyorum ve henüz gece gelmeden
her adýmda buza deðerim
kurban edilecek
bir buzaðý bakýþý yüzümde
her 35’lik raký gibi
usumda bulanýr Ýstanbul
kayýplarým ürer hala
sel baskýným baþlar her bahar
kapýlýr sulara gençliðimin
en verimli yeri
gözlerim mesela
acýmasýzlýkta ve yüreklerin
saðýrlýðýnda savruluyordu Ýstanbul
bahar kokulu deðil gaz kokulu deðil
soðuktu
gözlerine bakardým
yok olurdu insanlarýn gözleri
yüreklerine giden yollarýn
asma köprüleri vardý çürük
acýmasýzlýk
ihata duvarlarýnýn sivri demirleriyle batýyordu
sol yanýma
üþüyordum kan çekilmelerinde
sensizlik gibiydi mesela
sevgilim senin gözlerin yoktu
eski bir çamur taþýrdý bu ayak
silinmiyor içimden sevgilim silinmiyor
yetmiyor zamanýn paspasý
üst dudaðýnla yýllar sonra oturup
alt dudaðýnýn þerefine içtiðimiz bahçeler açmamýþ
uzun bir kýþtý hep üþüyordum
henüz doðmamýþtý garsonlar ve gülümsemeler
bendeydi Sarýkamýþ’ta Sibirya zulmü
yaþamýn en gerilmiþinde olmaktý
Ýstanbul’u yaþamak
sensiz bir sokaktý mesela
beni Ýstanbul kýþýnda
diken desenli
tek gömleðimden taný
buzul çaðýndan gelen adam bu
kanayan lalelerim üþür
ne zaman ansam Ýstanbul’u
özden bir iççekiþim baþlar
gözlerinde seviþtiðim kýza
bana yalnýzca elleri sýcak bir gülüþtür
bu yüzden
ellerine ölmeliyim
ve bu yüzden
giydim kýrmýzý düðmeli mintaný
Ýstanbul tükenmez
gülüm
Ýstanbul tükenmez !
sol mememin üstünde
kurþun sýyrýðý
izleri kalýr
görürürsün
açsan baðrýmý mesela
Sait Açýkgöz
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.