Erkete’ye...
susayalým istersen bu kente
çamurlu göletlerden aþýrýlan
nilüfer çiçekleri saksýda esirkar
göçebe yurdunda tünek ýþýklar gibi
yanýp sönüyor tan yýldýzlarýmýz
aldanarak yeryüzünün rengine
masum düþler soyunuyor çocuklar
papuç uçlarýnda kaldýrým çizikleri
mahçup sevinçlerle arþýnlarken
caddeleri anneden fahiþeler
üþüyelim istersen gizlice
göðsümüzde yýrtýlan çýðlýðý onarmýyor ay
ki þavký, avuçlarýmýzda sýzýya aldýrmaksýzýn
kirini sildiðimiz sulara
borçludur görkemini çoðu zaman
takma bir baþbakan hüznüyle
selam veriyor eski dostlar
iki kiþi öksürüyoruz inci sinemanýn kapýsýnda
esnaf locasýndan ödemiþtik dört kiþilik biletleri oysa
ki hiç yabancýsal deðil bu
gidelim istersen, sessizce
geceyarýsý mangalarý eþeliyor kapýmýzý
ceplerinde buruþuk bir ihtilal hýþýrtýsý
infazlar birikmiþ ellerinde
kol geziyorlar sokaðýmýzý
bizi asacaklar, vuracaklar belki
ölelim istersen bu gece
melisa çiçekleri,
kaval hüznü,
dað rüzgarlarýnýn sevinci çaðýrýyor bizi
biz ölürsek yakýþýklý bir pozda ölürüz
basamaklarý sayýp durur divan þairleri
ki beykoz aþklarý da umursamýyor artýk...
Devin Karaca