Beyaz kâðýtta duran mürekkep lekesi gibi,
Yüreðime çöreklenmiþ duruyorsun.
Zýlgýt yemiþ iç çekiþlerimin koynunda,
Hasret nöbetlerimin gonguna vuruyorsun.
Sýrra kadem bastýðýndan beri;
Düþlerimin mavisine, hüznün siyahýný katýyorsun.
Yüreðime çivili yüreðinin kopmasý gibi,
Gecelerimin gözlerinden, yýldýz yýldýz kayýyorsun.
Yalnýzlýk gömleði yapýþmýþ bedenimde,
Sensizliðin müebbet saatini kuruyorsun.
Gittiðinden beri ayýn perdeleri kapalý,
Kalabalýklar, içimdeki boþluðu doldurmuyor;
Sessiz çýðlýklarým, can çekiþiyor kaldýrýmlarda;
Neon lambalarý, umut kýrýntýlarýmý soldurmuyor.
Mazimin en yaldýzlý defteri aralandýkça;
Öznesi olduðun yapraða, gönül toz kondurmuyor.
Kekeme direniþlerle, gün be gün yaralandýkça;
Yokluðun körüklüyor, közünü buz söndürmüyor.
Kýrýldý zamanýn aynasý, her gün paralandýkça,
Sözlerin kanatmýyor artýk, gözlerin öldürmüyor.
Senin paketli sevdanýn faturasýný kestim,
Taþýyamadýðýn yüreðimin KDV’ si içinde.
Farzet ki deli rüzgârdým, bir zamanlar estim;
Þimdi, yaprak kýmýldamýyor içimde.
Kýrýldý, sahte mutluluklarla dolu testim;
Hem de, dramatik biçimde.
Bal diye içtiðim zehrini, kan ile kustum;
Sanýrým üstüme yok, kör talihi seçimde.
Pustum kabuðuma, bak yine sustum;
Dükkân kapalý, süresiz biçimde…
17.07.2009
Muhittin Alaca