Anlatýlýr: Bir gün bir yetenekli insan,
Kediye kahve tutmasýný öðretmiþ.
Gelince konuklar kedisiyle yaparmýþ ihsan.
Bu özellik baþtanbaþa ülkede dillenmiþ.
Gel zaman git zaman kedi aracýlýðýyla,
Dost meclisleri þenlenir, sohbet demlenirmiþ ala.
Kedi sahibi bin geceden bin bir keyifli;
Sanki yazýn güneyde kumsalda,
Kýþýn Uludað’da pür neþe kaymada.
Menekþe lale dermede, durmadan baharda.
Güze selam yapraklar sararsada,
Kahve servisleri hem köpüklü, hem de çokça.
Bir gün böylesi çok mühim bir kahve tutmada,
Fare görünmüþ köþeden bir ara.
Fincanlar bir yana atlamýþ kedi ava.
Her þey ama her þey olmuþ heba.
O kadar nam ve o kadar çaba,
Savrulmuþ atýlmýþ bir yana.
Sahibin üzüntüsünün bini bir para.
Kedinin fendi; yýllarýn þöhretini yenmiþ,
Ve efendi sahibinin yüreðini delip geçmiþ.
Her þey aslýna rücu edermiþ.
Yaratýlýþýnda ki týynet neyse gün olur,
Kahrolasý zamanda ve umulmayan anda çýkarmýþ.
Bir fincan kahvenin kýrk yýl hatýrý olsa da;
Köpüðü de kahvesi de yutulur hatýrý unutulur.
Lakin bu mesel dilden dile, nesilden nesile
Anlatýlýr ve aktarýlýr dururmuþ.
S. Edip Yörükoðlu