Ümidimi merdiven yaptým gönül tahtýna,
Kabul göreyim diye, yýllarca emekledim.
Varacaksýn denildi, yazýlmýþsa bahtýna,
O günün hayaliyle sadakatle bekledim…
Ne olur bir þey söyle, azalacak mý yüküm?
Allah’ým sen yardým et, leyhte verilsin hüküm…
Yollarým uzadýkça, hasretin oldu suzan,
Mededhâh gözlerimden kan damladý geceme.
‘Vuslat’a lâyýk mýyým?’, bitirdi beni bu zan,
Korkularým yansýdý her titreyen heceme…
Ben biçâre gedâyým hafiflemez hiç yüküm,
Böyle hercâi kula, verilmez iyi hüküm…
Eline ne geçirdi bunca heves ve hevâ,
Bilmez misin ki nârýn azabý gayet derin?
Duanda yalvardýðýn kiþiye bu mu reva,
Þimdi nedâmet vakti, süfela yaný yerin…
Varlýðýn serâb oldu, arttýkça arttý yüküm,
Vuslat mahþere kaldý, kat’î verildi hüküm…
Son kez el açýyorum utanarak Rabb’ime,
Muhtacým þefkatine emanettir her þeyim
Yüreðimle sýðýndým, gideyim baþka kime?
‘Kulum nasýl bilirse beni aynen öyleyim…’
Birden inþirah geldi, alýndý bütün yüküm
Mahkeme sonuç dedi: ‘GÜL’e kavuþmak’ hüküm…
Revnak