Aðlayan bir çocuðun acýsýndan koptuk
yaný baþýmýzda yýðýnla hüzün…
Biz bilirdik umut daðýtan sabahlara uyanmayý
unuttuk akþama doðru geçmiþimizi
O çocuk ki bizden izler taþýdý
biraz ana yüreðine özlemdi yaktýðý aðýt
ve az birazda gitmiþ bir babaya beddua
Doðduðuna isyan eder miydi insan
oyunlara nefretle bakar mýydý
saklambaç çaðýndaki bir çocuk
Oldu iþte olmaz denilen þeyler
dünya hep maketlerdeki gibi masum deðildi
fezadan göründüðü kadar da uzak deðildi yaþam
avucumuzun içinde patlayacakmýþçasýna
beklerdi en zayýf kalmýþlýðýmýzý
Varoþlarýn dilinde konuþan insan
eðer ki karýncaya bile oðul gözüyle bakýyorsa
ayak ucuyla basýyorsa acýmanýn topraðýna
ve bir ekmeði bölüyorsa katýk edip
ye diyorsa ey tanrýnýn misafiri ye
içinde göðe uzanan bir boy doðrulur
ve yeniden doðar insanlýðýnýn üstüne
Acýsýndan koptuk aðlayan bir çocuðun
saçlarýmýzdan döküldü öksüzlüðün rengi
bilirdik ki umut maviye kokardý hep
sevgi kýrmýzýmsý bir gerçekliðe…
Ama gökyüzü açýk deðildi bazý günler
mavi uzaklarda kalýr
ve sevgi ne kadar kýrmýzý olsa da
ateþ önce kuru dallarý yakardý
sevgisizliðin rengi siyaha çalardý sonunda…
acý, bir çocuða yapýþmýþ küldü artýk…
Nevzat KONÞER
Haziran 09