Buralara gel bir ara!
þimdi sana özlemeyi anlatsa dil,
dilenir "dillenir" kendine mendil mendil
iyisi mi gel buralara...
Ýstanbul yeþili sýrtýna alalý çok oldu
lale mevsimi kýrmýzý ve ateþli
deniz kucaðýna bir sarýþýn almýþ ki ýþýk ýþýk, adý güneþ
beyaz gelinler gibi yelkenliler
esiyor kendine gülümseyerek ve kendine eþ...
gelsen diyorum bizim il’e
surlarda tarih canlanýr, geçmiþi yýkar sevinç
þehir bir kargaþa ki sorma birbirine benzer dolu yüz
yine de kimse benzemiyor sana
sen en iyisi...
gelinciðe kesti tarlalar, aðaçlar kollarýný sývadý bahara
bir ara yolun düþsün buralara
Beylerbeyi deniz nazýrý, gemiler amiral oldu
geçinip gidiyorlar dalgalarla...
bilsen sokaklar neler satýyor insana
bir sarý sýcak gülümseme de ben aldým vermek için sana
saçlarýma da kelebekli toka!
gelirsin bilirim yollar uzamasa
olmasa bir de þu dünya arbedesi
gelirsin elbet saat geceyi vurunca
hasret diner, yaðmurlar susar amma!
beklemek anlatýlýr deðil bilirsin...
þehir kendiyle mutlu
görsen ne neþeli Kasýmpaþa
içime içime çalýyor þarkýlar bu ara
Ýstanbul’un yaný baþýnda bir özlem misafiri
oturup söyleþiyor sözle baþ baþa!
terk edilmiþ bir kayýk biliyorum
boyasý azca dökülmüþ olsun yeter sevdaya
Göksu’ya iner nasýlsa
göreceksin suda seni yazan bir þiir durmakta...