ELLERİNİ TUT
Seven gözler de birgün uzakta kalýrdý,
Hayalinin ardýndan, gözlerini de býrakýrdý.
Eller boþluða mahkûmken,
Batýnýndan gelen bir sedayla; o kapýya yönelen yüreðini tut…
Çok mu dalýyor gözlerin bu sýra?
Yokluðuyla isnanýndan mý, evhamda ellerin?
Nîlîye çalan yeþil gözlerin buðulanmýþ,
Kalbinden gelen bir sedayla;
Uzaklara dalan gözlerinden süzülen yaþlarý tut…
Nazarýnda seni iz’af eden o gözyaþlarý birgün kururdu.
Zahirinde solgun siman; bir zaman gelir baharý bulurdu.
Ama bahar, yazdan sonra gelen kýþýn endiþesiyle o hüznü içinde saklýyordu.
Çeþit çeþit feyzleri, güzellikleri sunarken çevresine,
Gelecek sonbaharý, o çehresiyle, bir zaman unutturuyordu.
Ve o sonbahardan sonra tekrar geleceðini düþünüp kendini avutuyordu.
Ve mevsimler iþte böyle sürüyordu.
Ama sen her yerinde bir sonbahar taþýyordun.
Ya zahirinde ya batýnýnda, ya da her ikisinde.
Ýþte her iki yönünde de baharý bulamayýþýnýn,
Onu yaþayamayýþýnýn hüznüyle,
Gökyüzünden gelen bir sedayla;
Sokaða yönelen ayaklarýný tut…
Lehviyat yaðmurlarýyla pencereni ýslatan o hayatlar,
Bir gün su bardaðýnýn içinde olabilirdi.
Nefsin bu bekleyiþi reddedip, gözlerini çevirebilirdi.
Âmi yaþayýþlarýný þâþâlý bir gösteriþ yapan ülke güzelleri,
Kapýnda beklemez, içeri girebilirlerdi.
Câzibedar rakslarýyla senin dar-ý baki saadetine mani olabilirlerdi.
Ýþte o fitne içinde zamaný beyhude geçiren þahýslarýn,
Seni içlerine alma arzularýyla;
Çekilen kollarýný tut…
Neden burada yaradýlýþýný sorgulayýp isyankâr olabilirdin.
Uzaklarda kalýþýnýn verdiði hasretle, asi olabilirdin.
Belki de yaradaný hiçe sayýp, ati olabilirdin.
Býrak sadece düþüncelerinin bir boþluðunda dursun þimdilik onlar.
O kuruntularýn âdîliðinden gelen bir sedayla,
Allah’a karþý duran bu düþünceleri söze getiren dilini tut…
Bazen, yalnýzca bir zan mý sanýyorsun hissettiklerini?
Zevalin geldiðinde hâlâ onsuz olmak mý korktuðun?
Bu hissiyâtýn nerden geldiðinden bîhaber,
Öylece beklemek mi sýkýyor canýný?
Yaptýðýn, iþtigal ettiðin iþin doðru ve ya çep oluþundan mý tedirginliðin?
Ve mâneviyâtýnýn eksikliðiyle, yarým hislerinin,
Ýçindeki boþluðun verdiði huzursuzluktan mý rahatsýzlýðýn?
Bu aralar çok mu odana çekiliyorsun,
Nihayeti gelmeyen düþüncelere mi dalýyorsun?
Ve nereye gidersen git, nerede kiminle olursan ol;
Ýçinde o yoksunluðu taþýyorsun.
Konular açýldýkça açýlýyor, sen, dalgýn, susuyorsun.
Herkesin deðiþik nazarlarýný celb ediyorsun.
Bu sükûtun hemen fark ediliyor mu?
Sen öylece maðmum dururken,
Sessizliðinden gelen bir sedayla;
Daðýlýp kaybolmak isteyen düþünce kýrýntýlarýný tut…
Seni maðlûl yapan bütün o batýnýndakiler,
Birgün sana neþve verebilir,
Gözlerinin daldýðý ufuk, göz kapaklarýnda olabilir,
Suskunluðun, þarkýlar söyleyip,
Boþluktaki ellerin, þiirler yazabilir,
Düþüncelerini kurcalayan fýtratýnýn sualleri, cevap bulabilir,
Her þahsýn, her hadisenin, her fikrin ve hissiyatýnýn eksikliði,
Maneviyatýnýn huzursuzluðu, yerini,
Sürûra, saadete, feraha, iftihara býrakabilir.
Seni naðs eden gözyaþlarýnýn sýfatý sevinç olabilir.
Solgun çehren baharý bulabilir.
Kusurlarý manen ve maddeten kapatýlmýþ ülke güzellerine,
Ýtimadýn kalmaz, beklediðine istinad edebilirsin.
Yanýnda olmasa da beklediðin,
Bunlarýn halk etmesi için sadece:
Bütün uzuvlarýnla onu düþünüp,
Hayal et…
Bunun neþri için seni bekleyen,
Ve ayný hayalin içinde, sana uzanan ellerini tut…
Gözdenur ECELLÝZZ
“Joubert)Moi Non Plus” Serisinden
04-Ocak–2007
15
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.