...Giderayak
Geliþen teknolojinin nimetlerinden yararlanmanýn yaný sýra, hemen her kesimden sitem edip kýzanlar da çoðunlukta.
Kimse çýkýp: "Bu teknolojiyi yapan da kullanan da insanýn kendisi. Yani biz, siz, onlar" demez!
Benliðinin arka bahçesine yýðdýðý çöpleri –yaþamýný kolaylaþtýrma amacýyla geliþtirdiði- teknolojiye döken insan, bilmez mi kendi eliyle kendisini, neslini, geleceðini, evreni kirleterek yarattýðý her kaybýn yine kendisine döneceðini?
Her þey nasýl metalaþtýrýldý nasýl bu hale getirildi, anlayabilmiþ deðilim!
Yaþam dipsiz bir kuyu. Ýnsanlýk her geçen gün o kuyuya -kendi eliyle- düþürülen birer maðdur…
Kuyudan kötü kokular gelmekte. Belli ki artezyen deðil, insanlýðýn atýk suyu!
Toprak akarcasýna kayýp gidiyor, yer yarýk yarýk; duyan yok feryadýný!
Topraðýn kýrýlma, insanoðluna darýlma noktasýdýr her yarýk. Ve yarýklardan sonsuz karanlýða, meçhule karýþan insanlýk, hâlâ aymazlýk içinde; ayýrtýnda deðil, kendi yok oluþuna çanak tuttuðu kurnaz zekâsýyla...
*
Ýnsan, ait olmadýðý bir yerden gitmek ister ya hani…
Ben de ait olduðumu düþündüðüm bir yerde, anlamlý paylaþýmlarla mutlu olmayý umarken; ansýzýn, ait olmadýðým hissine kapýlarak uzaklaþmak istemiþimdir çoðu kez.
Kendimi yok etmeye gücüm yetmezken, umuttu tutunduran...
Belki biten bir rüyâ, belki de rüyânýn ardýndan gelen uyanmaydý bendeki! Ýyi de… Rüyâda insanýn ayaðý yerden kesilir. Oysa benim ayaðým hep yerdeydi, topraða deðiyordu, algýlayabiliyordum olan biteni!
gözkapaðým altýnda büyülü þehrim,
hangi kapýný açsam ayrý güzellikle
esrir ruhum!
*
kuzum… kuzum gidiþine miydi
köþkümde yazýn?
hani candýk,
canda kandýk?
kâr etmiyor sensizlik, aðrýr baþým!
gelsene… gelip de tutsana
-yedi kat dipte-
elim!
tut ki, Zeugma’ydý adým…
ince kadehte yuttuðun
tozum, topraðým,
kurduðun virâne
tapýnaðým…
*
açýlma ey göz kapaðým!
ben yaralý hazan,
hüzünlü günbatýmý sen…
solgun anýlarýn acýtan vedâsý yapraðým…
*
Biten bir rüyânýn ardýndan her yer karanlýk olmaz mý? Oysa benim varsýl yüreðimin direndiði yoksul dünyamda, güneþ hâlâ yükseliyordu tepem üstünde yedi rengiyle! Sahi, rüyâ dediðimiz þey neydi nasýldý… Gördüklerimizin hangisi, ne kadarý rüyâydý?
Caným acýyor…
Severek, emek karýlarak ve mutlu olunarak yapýlan bir uðraþýdan, insan kendisini nasýl pasifleþtirebilir ki? Varsayalým pasifleþtirsin; bu en baþta kendisine haksýzlýk deðil mi? Biliyorum, hayat sahnesinde her zaman ve her þekilde can acýtanlar olacak. Ýnsanoðlu var olduðu sürece, türlü düþün ve duygu renkleriyle -ezen, üzen, gaddar, bencil- insan sûretleri eksik olmayacaktýr. Ama…
*
Ýlk kez çok güçlü duygularla babamý aradým. Öyle çok istedim ki hayatta, yaný baþýmda olmasýný, elimi tutup kaya gibi varlýðýný hissettirmesini...
Yaþam sahnesinde güçlü, özgüvenli görünsek de biz çocuklar; saðlam ve güçlü duruþu, beklentisiz sevgi ve sahipleniþiyle babalarýmýzý kaya ile özdeþ tutuyor, yüreðimizi sadece onlara güvenle dayandýrabiliyoruz.
Babaya duyulan o yýkýlmaz duyguyu, çýkarsýz yalýn sevgi ve saygýyý sevdiklerimize, dostlarýmýza; yaþamýmýza kattýðýmýz, yüreðimize koþulsuzca sarýverdiðimiz özel insanlara da duymak isteriz ama baþarýlý olamayýz; bir þeyler aksar takýlý kalýr bir yerlerde!
Sahi, insanlar ne bekler birbirlerinden?
Karþýlýklý saygý ve sevgiye dayalý iki yürek, sevecen yürek atýþlarýndan baþka ne bekler... Ýllâki beklemeli mi? Neyi ne kadar beklemeli?
Galiba düðümde bu noktada oluþup çözümsüzleþiyor. Sevgi, saygý, güven dýþýndaki beklentiler temiz, bakir duygularý yok ederek yerini hýrsa, bîvefaya býrakýyor. Ve sonra da acýyan, acýtan yürek yaralarý kalýyor geriye, kanamalý…
*
Nerede vicdan, nerede saðduyu… Aydýnlýk bakýþ, olgun deneyim nerede?
Nerede dostluk, nerede dostlar? Ah! Güven… Güven nerede, saygý nerede ve sorumluluk… Sevgiyse, çoktan kurban edilmiþ de hýrsa, haberimiz yok!
Caným acýyor… Elveda demek kalýyor geriye.
Elveda duyarsýz insanlýk, elveda canýmý acýtanlar…
Elveda her koþulda koþulsuzca sevdiklerim, elveda dost bildiklerim…
Elveda canýma ot týkayanlar, elveda canýna okuduðum sevgili hayat!
Elveda gökkuþaðým, elveda mahzun çocuk gülücüðüm, elveda…
*
Sanýr mýsýnýz ki, bedenin topraða akýþýdýr ölüm! Oysa diri bedende çarmýha geriliþi, ruhun…
Refika Doðan Kasým- 2008 Antalya
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.