Yaðmur içti ve saklamadý gök kuþaðýyla seviþtiðini
rengârenk düþlerle öpüþtüðünü...
rüzgârdýr esip geçen yýllar
her þey unutulur zamanla,
acý; rakýnýn sulanmýþ haliyse
geriye kalan sadece avare bir sarhoþluktur
kaldýr kadehini kaderin yerine de…
...
ayný þemsiye altýnda oturdu geçmiþle
kederle iliþti hayat sedirinin kenarýna
dudak çukurunun bir yanýna kývrýldý duygularý
birikti damlalar göz göllerine
eski bir pencereden baktý yýllar
çerçevesi soldu dünlerin
göðsünü yokladý son kez
ruhunu aþka verdi düþünmeden
saçlarýný kuruttu güneþten bir parça alýp
soyundu günün hüznünden...
bilirdi her keder diðerinin iz sürümü
nakýþlarý yaralý bir sandýktý zaman
günletti eskileri
elleri naftalinli
baðýþladý geçmiþi
geçleri
kaç kez kilitledi hüzünleri kim bilir
çünkü; yalnýzlýk kendine çýkan
derin bir dehlizdi…
...
„ dilsiz bir mektup aldý,
yaðmurlu bir günde geleceðim
aþk mevsimi kýþa dönmeden”
...
yaðmur için kalktý gözleri gökyüzüne
saðanaklar diledi yeni güne
gecenin nefesi aðýr bir nem
gemilerin yüzlerinde sis
derinden içini çekti Istanbul
uyanýrken sabahýn mahmur sesiyle
günün ayaklarýna takýldý özlem...
adressiz sokaklarda gezdi hasret
bilmediði caddelere düþtü bakýþlar
denize de karýþtý
gemilerin düdüðüne de
martýlarýn kanadýndaki beyazlýða
limansýz sahillerin yalnýzlýðýna
salaþ meyhanenin kýrýk plaðýnda
çaldý eski bir nihavent
ahþap masada þarap kadehi
dibi tortu
yüreði yakudi
kýrmýzýya aktý dileði ...
beklediði yaðmur gökte deðildi
içini sývazladý
kapadý þemsiyesini bekledi yaðmurla yarýnlarý...