ÖLÜLER KONUÞMAZ BÝLÝYORSUN
Eski bir hikayeden arta kalanlardý bunlar
Satýrlara dökemediðim
Susmak acýtýr mýydý bir caný bu kadar þiddetle
Kanatýr mýydý kelimeleri delicesine
Sevdanýn gözaltý tutuklamalarýnda
Kurþun kurþun, bakýþlarýna çakmýþtým kaderimi
Ölümüne
Ardýnda býraktýðýn cürm-ü meþhuta
Salalar verdiriyordum günde beþ vakit
Sýra sýra geçiyordu merasim taburu sessizliðinde anýlar
Kuytu köþelerde saklýyordum hasretinin adýný
Ýçim acýyordu
Savrulmuþ sayfalardan duyuluyordu
Zamansýzlýðýn açtýðý yaralarýn can yakan iniltileri
Düþüncelerimin, yolunu sapýtmýþlara has dengesizliði
Masumiyetini kaybetmiþ yaþanmýþlýklarýn izi
Halka halka takýlýyordu da boynuma
Sen hiç bilmiyordun
Bildirmiyordum
Yalnýz tutuyordum gidiþinin matemini
Baþým dönüyor, yüreðim bulanýyordu ansýzýn
Rezil bir sarhoþluðun kaypaklýðýnda
Ne varsa boþaltýyordum içimde kalan
Üstüm baþým sen kokuyordu kusmuðumun ifrazatýnda
Tepeden týrnaða sen oluyordum yine
Ne sana gelebiliyordum
Ne de senden gidebiliyordum
Çaresizliðin girdabýnda
Boðazýma kadar sana batýyordum
Nasýl da tiryakisiydim kokunun bilirsin
Nefes nefese kalýrdým sensizlikte
Sen bilmezdin
Dudaklarým üþürdü, kanardým
Sen görmezdin
Kýrk kat yorgan çekerdim de üstüme
Sen yoktun ya, uyuyamaz, titrerdim
Kör karanlýklarýn orta yerinde
Kalakalýrdým öylece
Neylersin ey yâr
Biz zamansýz bir aþkýn tuzaðýna düþtük
Belki sevdik, belki sevildik
Ama ömrümüzün en güzel yerine
Hiç acýmadan kefen biçtik
Geç gelen yaðmurlar gibiydik
Çatlayan topraðýn dudaðýna
Ölüler konuþamaz biliyorsun
Sustum
Eylül GÖKDEMÝR/Asimaral