Hangi parçasýndan doðuyordu güneþ ufkuna
Bir yanda Dicle, diðer yanda Fýrat’ýn çýlgýnlýðýyla
Hýsn-ý Keyfa’nýn mahzun duruþlu bakýþlarýndan mý dökülüyordu saçlarýn
Yeryüzü bir kez daha mý sarsýlacaktý masum Cudi’nin tepelerinde
Bir kez daha mý daðýlacaktý rüyalarýmýz...
Mezopotamya topraklarýnýn mümbit hilalinde mi kaybolmuþtu
Tufan, Gýlgamýþ destanlarý ve Babil’in asma bahçeleri
Sümer tapýnaklarýnýn duvarlarýna mý çakýlmýþtý çivi yazýlarý
Ya Akad, Elam, Asur dedikleri
Sahi yaþamýþ mýydý adýný saydýklarým
Kim gömmüþtü tarihin tozlu sayfalarýna...
Her gelen bir þeyler býraktý kýyýlarýna
Her giden bir þeyler götürdü milat öncesi ve sonrasýnda
Süleyman mý aþýk olmuþtu Belkýs’a
Billur zeminler mi döþemiþti minik ayaklarýna
Var mýydý ölümsüzlük...
Yoksa bir varmýþ bir yokmuþ mu oldu asýrlar sonra
Adý sen, adý ben olup da biz olamayanlarýn
Yaþadýðý sona gidiyoruz dolu dizgin
Ölümün var olduðu þu dünyada...
Geride kalan
Bir tatlý söz, bir iyilik olursa
Ne mutlu sana...
Asimaral... 18.EKÝM.2007
(Sevgili Azze... Ýlhamýsýn bu þiirin, Mezopotamya’nýn güneþ yüzlü kýzý...)