Hoþ kelam çiçektir gönüller kovan
Muhabbet Anzer’in balý hükmünde
Riyakâr dillerin sohbeti yavan
Nakýþý meyvenin kalý hükmünde
Hasetlik var ise lügat, lehçede
Kusur ne kalemde ne dilekçede...
Yürekte ’kin, nefret’ baðda, bahçede
’Yabanî ot, diken, çalý’ hükmünde
Ne bu þair ’âlim’ ne okuyan ’ham’
Kalemime züldür malumu ilam
Her kime sorsalar bilir ki, selam;
Dostluða serilen halý hükmünde
Sýnýrsýz olsa da düþlere ayar
Ömür dedikleri ölüme kenar
Ahlakýn güzeli ulu bir çýnar
’Tevazu, ar-adap’ dalý hükmünde
Bir kýrýk kalp ise sebebi zârýn
Ýmar etmek için beklenmez yarýn
Letafetin rengi; gül-i gülzârýn
Sarýsý, beyazý... alý hükmünde
Açýlan yaralar, yamalar, ekler
Yordukça -gönül bu- gün gelir tekler
Bir nebze sevgiye hasret yürekler
Vahasýz Sahara çölü hükmünde
Kalmýþsa insaftan misl-i miskal im
’Kur’an’a kulak ver!’ der aklýselim
Zalimin elinde inleyen ilim
Müslümanýn yitik malý hükmünde
Þerefli mahlukken o benî âdem
Haddini çok aþmýþ, þirke düþmüþ hem
Ne zerre abartý, ne artýk müphem;
Nefsinin kölesi, kulu hükmünde
Kýn kýlýca küskün, mert namerde eþ
Davasý olana talihi kalleþ
Îman dil ucunda, elde kor ateþ
Tutmayý baþaran veli hükmünde
Birlikte rahmet var demiþken Hüdâ
Nifaktan naðmeler çaldýrdýk uda
Çakal can alýrken her gün pusuda
Mü’minler(!) uykuda; ölü hükmünde
Ne birkaç kiþilik haçlý güruhu
Ne asrýn vampiri bir Netenyahu
Tamamý, vallahi tamamý ya hu
Nemrut’un, Hitler’in dölü hükmünde
Eþkiya çýkýnca tahta kurulan
Umuttu alnýndan her gün vurulan
Hüzün rüzgârýyla göðe savrulan
Kýrýk hayallerin külü hükmünde
Takvimler ’bahar da var’ diyor, ancak
Her vahþet, mezalim gözlerde saðnak
Hakkýn nazargâhý ilâhî konak
Dökülen ’kanlarýn gölü’ hükmünde
Mü’min(!) mest olurken her doðan tanla
Aðýtlar yakýldý Gazze’de kanla
Ey makber þahitsin; ey asýr anla!
Þehitler cennetin gülü hükmünde
Fitnenin harýyla kaynarken kazan
Bahtýna küsmeyip ne etsin ozan
Dostluða, barýþa destanlar yazan
Aklýný kaybetmiþ ’deli’ hükmünde
Mecit Aktürk