Mezopotamya
Daðlarýn heybeti ve yalnýzlýðý,
Çeker beni huþu içinde dik duruþa.
Ne olacak bu halimiz,
Ey Mezopotamya, bak ne hale geldik!
Gözlerimde daðlarýn görkemi,
Yüreðimde topraklarýn kokusu,
Her bir taþ, her bir çiçek,
Anlatýr geçmiþin derin sýrlarýný.
Yüzyýllar boyunca, medeniyetler kuruldu,
Nehirlerin kýyýsýnda hayaller yeþerdi.
Fýrtýnalarla sarsýldý belki bu toprak,
Ama umut hiç sönmedi, hep dirildi.
Kývrým kývrým yollar, yürüdüm buralarda,
Her adýmda yankýlanýr tarihin sesi.
Bazen bir çocuðun gülüþü,
Bazen bir kadýnýn gözyaþý,
Her biri bir hikaye, bir efsane.
Ey Mezopotamya, kültürlerin beþiði,
Kültürlerin daldýðý derin gölge,
Gururla taþýr kimliklerimizi,
Her bir köþende saklý bir sýr,
Her bir sokakta yankýlanan bir çýðlýk.
Baharýn neþesi, yazýn sýcaklýðý,
Sonbaharýn hüzünlü sarýsý,
Kýþýn soðuk rüzgarý,
Her mevsim bir baþka ruhu taþýr,
Birbirine karýþan hayallerle dolu.
Daðlarýn zirvesinde özgürlük ararken,
Yalnýzlýk içinde haykýran sesim,
Bu topraklarda yankýlanýr,
Duy sesimi, ey kadim yurt!
Birlikte yeniden canlanalým,
Yaþanmýþlýklarýn izinde,
Birlikte yürüyelim,
Huzurun peþinde,
Geleceðe umutla dolarak.
Gözlerimde daðlarýn görkemi,
Her bir zirve, her bir vadi,
Sonsuzluða açýlan kapýlar,
Beni çaðýrýyor, beni bekliyor.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.