ADA VAPURU GİBİ OLURDU MASAM
BeðenAntolojimYorumlarPaylaþTweetle
Ada vapuru gibi olurdu masam;
Bir yanda çiçekçi Madam Marika ve eþi Yorgo,
Karþýmda meyhaneci Aleko,
Bir yanýmda Balýkçý Hüseyin’le udu
Ve bir de sen vardýn, masamýn çiçeði gibi,
Yanýbaþýmda oturur,
Bütün gece tek bir kadeh içerdin,
Baþýný omzuma dayar, gözlerini kapatýr,
Sanki kendinden geçerdin...
Hep, açýk-saçýk fýkralar anlatýrdý Marika
Ve sonunda Rum þuhluðuyla bir kahkaha atardý.
Hiç oralý olmazdý Yorgo, durmadan atýþtýrýrdý,
Onu ancak iki þiþe ’papazkarasý’ yatýþtýrýrdý.
Alekonun raký bardaðý hep dolu dururdu,
Arada mezeleri tazeler,
Sonra karþýma otururdu
Ve armonikasýyla
Ya bir ’Fehmi Ege’ tangosu
Ya da bir ’sirtaki’ çalardý;
Ne düþünürdü bilmem ama
Çalarken hep gözleri dolardý.
Hüseyin’e ’Balýkçý’ derlerdi ama
Udu, oltasýndan çok daha hünerliydi;
Hep üçüncü kadehte alýp eline
Mutlaka ’Selâhattin Pýnar’dan baþlardý;
’Ud aðlar mý’ demeyin, udu aðlatýrdý...
Ýþte, o zaman, þöyle bir dikilerek Yorgo
Osmanlý’dan kalma sesiyle
Ve hafif bir ’Adalý Rum’ þivesiyle
Baþladý mý, susardý tüm Ada, hattâ deniz;
’Bir bahâr akþamý rastladým size,
Sevinçli bir telâþ içindeydiniz.
Uzaktan bakýnca gözlerinize
Neden baþýnýzý öne eðdiniz? ’
Seninle geçen o yaz, her akþam
Yemek üstüne içilen köpüklü kahve misâli
’Ada Vapuru’ keyfindeydi masam...
Ah! ...Keþke hiç hatýrlamasam...
Güz baþlarýydý,
Bir sabah uyandýðýmda
Sanki vurgun yemiþ gibiydi bütün Ada...
Çamlar boynunu bükmüþ,
Dil, benden yüzünü gizler gibiydi utancýndan.
Marika’nýn vitrininde sadece siyah güller vardý,
Yorgo henüz uyanmamýþ,
Aleko dükkâný açmamýþtý.
Deniz, sanki baþýný taþtan taþa vuruyordu,
Hüseyin’in teknesi, çaresiz
Sallanýp duruyordu.
Anladým; Ada öksüz, masam çiçeksiz kalmýþtý,
..........Sen, gitmiþtin...
Ben, o akþam
Ada Vapurumun cankurtaran sandalý gibi
Evimde kurdum masamý.
Ne Marika’nýn kahkahalarýný dinlemeyi,
Ne Hüseyin’in udu eþliðinde inlemeyi
Gözüm kesmemiþti.
Kadehime raký diye seni doldurdum,
Rakýma, su diye seni ekledim
Ve sen diye götürdüm kadehi dudaklarýma
Doldurup doldurup seni içtim sabaha kadar;
Ýçime ecelim gibi aktýn.
Sabaha kadar durmadan haykýrdým adýný
Ve o bed sesimle mýrýldandým;
’Nereden sevdim ah! Ben o zâlim kadýný,
Bana zehretti hayatýn tadýný...’
Yýllar, yýllar geçti aradan;
Yorgo’nun vefatýndan sonra
Madam Marika, içine kapanmýþ,
Aleko, dükkâný kapatýp Ada’dan gitmiþti
Yolsuz kalan Hüseyin,
Önce teknesini, sonunda udunu da satmýþtý;
’Ada Vapurum’ batmýþtý....
Ben, þimdi
Yaz-kýþ, sabah-akþam demeden
Hep sahilde dolaþýyorum.
Çakýl taþlarýyla, yosunlarla konuþup
Býkmadan, usanmadan tekrar tekrar
O yazýn anýlarýný yaþýyorum.
Martýlara, karabataklara,
Uzak sahillerden gelen dalgalara rüzgâra
Halâ,ümitle seni soruyorum.
Ve Yorgo’nun sesini taklide çalýþýp
Bir þarký tutturdum, gidiyorum.
Bu kez, bestekâr farklý, ama makam yine ’hüzün’
(Zaten, þarkýlarýn hüznü Ada vapurundan hiç inmedi.)
’Yine bu yýl, Ada sensiz içime hiç sinmedi,
Dilde yalnýz dolaþtým hep, gözyaþlarým dinmedi...’
Oysa, bir zamanlar
Ada Vapuru gibi olurdu masam,
Keþke, hiç hatýrlamasam...
Ünal Beþkese
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.