Rasûlüm!
Kâfirlere can yakýcý bir azabý müjdele! (4)
Ey müþrikler!
Bu günden itibaren
yeryüzünde dört ay daha istediðiniz gibi dolaþýn,
sýðýnacak yer arayýn.
Fakat bilin ki siz hiçbir þekilde
Allah’a karþý koyamaz
ve O’nun kudretinden kaçýp kurtulamazsýnýz.
Allah kâfirleri elbette rezil rüsvâ edecektir. (3)
Ýnkâr edenler,
yaptýklarýnýn yanlarýna kalýp,
kendilerini yakalayamayacaðýmýzý
ve böylece cezamýzdan kaçýp kurtulacaklarýný sanmasýnlar.
Çünkü onlar,
bizim elimizden asla kurtulamazlar. (2)
Geleceðe ve âhirete dair
size olacaðý bildirilen þeyler elbette gerçekleþecektir;
bunun önüne asla geçemezsiniz. (1)
Þu da büyük hac gününde
Allah ve Rasûlü’nden bütün insanlara yapýlmýþ bir duyurudur:
Artýk bundan böyle
Allah’ýn ve Rasûlü’nün müþriklerle hiçbir alakasý kalmamýþtýr.
Fakat ey müþrikler,
eðer tevbe edip mevcut tutumunuzdan vazgeçerseniz
bu elbette sizin için hayýrlý olur.
Yok, eðer yüz çevirirseniz
bilin ki siz hiçbir þekilde Allah’a karþý koyamaz
ve O’nun kudretinden kaçýp kurtulamazsýnýz.
“Sahi, o azap gerçekten doðru mu?” diye
senden haber soruyorlar.
De ki:
“Evet, Rabbime yemin olsun ki
o doðrunun ta kendisidir
ve siz onun gelmesine asla engel olamayacaksýnýz.” (5)
Onlar,
yeryüzünde Allah’ýn hüküm ve iradesini uygulamasýna
asla engel olamazlar.
Allah’tan baþka,
kendilerini azaptan kurtarabilecek bir dostlarý da yoktur.
Âhirette ise azaplarý katlanarak artacaktýr.
Çünkü onlar
ne kendilerine okunan âyetleri iþitiyorlardý,
ne de o âyetlerin iþaret ettiði gerçekleri
basîret gözleriyle görebiliyorlardý. (6)
Akýllarý sýra âyetlerimizi geçersiz kýlmak
ve söndürmek için uðraþýp duranlara gelince,
iþte onlar da
yakýcý cehennemin yârân ve yoldaþlarýdýr. (9)
Sakýn kâfirlerin dünyada Allah’ý âciz býrakýp
O’nun azabýndan kurtulacaklarýný sanma!
Onlarýn varacaklarý yer ateþtir.
Orasý ne kötü bir dönüþ yeridir. (10)
Hem siz,
yerin derinliklerine de girseniz,
göðün enginliklerine de çýksanýz
Allah’ýn elinden
ve hakkýnýzda vereceði hükmünden kurtulamazsýnýz.
Zâten sizin Allah’tan baþka
ne bir dostunuz
ne de bir yardýmcýnýz vardýr. (11)
Âyetlerimizi iptal edip hükmünü geçersiz kýlmak için
birbirleriyle yarýþýrcasýna çalýþanlara gelince,
onlara en kötüsünden pek acý bir azap vardýr. (12)
Onlar yeryüzünde dolaþýp da
kendilerinden önce yaþamýþ toplumlarýn âkýbetlerinin
nasýl olduðuna ibretle bakmazlar mý?
Oysa onlar, bunlardan daha güçlü kuvvetli idiler.
Ama ne göklerde ve ne de yerde
Allah’ýn elinden kaçýp kurtulabilecek hiçbir þey yoktur.
Doðrusu O,
her þeyi hakkiyle bilen ve her þeye gücü yetendir. (13)
Nûh þöyle cevap verdi:
“Onu size, dilerse, ancak Allah getirir.
Eðer getirecek olursa,
siz de O’nun elinden asla kurtulamazsýnýz.” (7)
Yahut çalýmlý çalýmlý gezip dolaþýrlarken
Allah’ýn kendilerini kýskývrak yakalayývermeyeceðinden
emin midirler?
Onlar,
Allah’ýn bunlarý yapmasýna asla mâni olamazlar. (8)
Çünkü kazandýklarý kötülükler,
sonunda azaba dönüþüp tepelerine iniverdi.
Bu günkü insanlar arasýnda
zulüm ve haksýzlýk yapanlarý da,
yaptýklarý kötülüklerin cezasý
yakýnda gelip bulacak,
onlar buna asla engel olamayacaklardýr. (14)
Derken Allah,
kardeþinin cesedini nasýl gömeceðini
ona göstermesi için
yeri eþeleyen bir karga gönderdi.
Kãtil bunu görünce:
“Yazýklar olsun bana!
Þu kargadan daha bilgisiz,
daha mý âcizim ki,
kardeþimin cesedini
nasýl ortadan kaldýracaðýmý bilemedim” diye
dövündü ve piþmanlýða düþenlerden oldu. (18)
“Kim Allah’ýn dâvetçisine uymazsa,
yeryüzünde Allah’ýn cezasýndan kaçýp kurtulamaz;
kendisi için Allah’tan baþka bir dost
ve yardýmcý da bulamaz.
Öyleleri,
apaçýk bir sapýklýk içindedirler!” (16)
Siz yeryüzünde
Allah’ýn kudret ve tasarrufundan kaçýp kurtulamazsýnýz.
Allah’tan baþka kendinize ne bir dost bulabilirsiniz,
ne de bir yardýmcý. (15)
«Artýk þu gerçeði iyice anlamýþ bulunuyoruz ki,
biz ne yeryüzünde Allah’ýn iradesine karþý koyabiliriz,
ne de O’nun elinden kaçýp kurtulabiliriz.» (17)
(1) En’âm / 134. Ayet (2) Enfâl / 59. Ayet (3) Tevbe / 2. Ayet
(4) Tevbe / 3. Ayet (5) Yunus / 53. Ayet (6) Hûd / 20. Ayet
(7) Hûd / 33. Ayet (8) Nahl / 46. Ayet (9) Hac / 51. Ayet
(10) Nûr / 57. Ayet (11) Ankebût / 22. Ayet (12) Sebe’ / 5. Ayet
(13) Fâtýr / 44. Ayet (14) Zümer / 51. Ayet (15) Þûrâ / 31. Ayet
(16) Ahkaf / 32. Ayet (17) Cin / 12. Ayet (18) Mâide / 31. Ayet