köklerinden baþlayarak sararým aðaçlarýnýzý en onulmaz dik kayalarda açar çiçeklerim soluk aldýrýrým sýkýþmýþ bulutlardan yaðarken gözlerinizin dibini yakan acýyým þairim açýn avuçlarýnýzý ne kadar mavi ne kadar umut varsa dolduracaðým karanlýktan ýþýða yol bulup açar tomurcuklarým yýkacak bütün tutsaklýklarý bir yöne yaðmayacak barýþ öyle kocaman, öyle çoðul ki gönlüm evreni kaplar dokusu ipek ipliklerle türk iþi iþleyen kýz bir ülkeyi dokuyayým derken dünyayý örmek ister rengarenk nakýþlarla o iþledikçe yýkmaya çalýþýr eller yýlmaz her gün þafaðý bekler!
beyaz bir bayrak görse batmaz der bu gemi güçlüdür fýrtýnalara direnen gövdesi deðildir çürük kof çürük aðaçtan o hiçbir zulme boyun eðmemiþ nasýl çalkantýlardan geçmiþtir yoz bir buyruk mu devirecek direði halk deðildir inen tahttan tutsaklýða boyun eðen!
isterse yine Samsun’a çýkar Atatürk halk avucunu ýsýtarak yine hep birden açar çiçekler baharla yine sürer dondurucu günleri yine biter kardelenler!
þairim izlerini sürerim Nazým’ýn köpük köpük kabarýr Karadeniz hasretle öperim Anadolu’nun ellerinden bir çýnar altýnda kabarýr yüreðim aklým seslenir akla düþme der tuzaklara neden aklý zincirlenir halkýn gurbette gibi yaþarým altýmdan çekilir ince bir kilim çekilir de topraðým dize dize d’aðlarým!