.
Mazin nutfe özün balçýk aslýn olur iððð dediðin
Üç beþ anla birkaç aný; ömür, asýr, çað dediðin...
Âmâ için her taraf pus, gören göze nice ibret
Almak için, bu dergâha sen de buyur tefekkür et!
Varlýðýyla huzur bulup "dayanaðým" "dað" dediðin
Anan, baban, eþin, dostun... düne kadar sað dediðin
Sevgi ile sarýldýðýn nice o can bugün hani?
Fânî... Dostum... Emin ol ki; süslü bu han, dünya fâni
Kundaðýný kýrýp çýkan narin o can kuþ hükmünde
Her kuþ için hoþtur amma; sema "serap"; "boþ" hükmünde
Yemyeþilken solup düþen yapraklarýn mesajý net
Bilmek için, bu dergâha sen de buyur tefekkür et!
Kýrk ötesi yollar Sýrat, nevbaharlar kýþ hükmünde
Üþür arzu ve hevesler ömrün Eylül, Ekim’inde
O yüzden hep toprak kokar her hayalin düþün teni
Fânî... Dostum... Emin ol ki; süslü bu han, dünya fâni
Ne kibirin kir izinde, ne þeytanýn þer izinde
Yalýn gerçek nur izinde; o da îman denizinde
Elzem olan ihlas, niyet; ne surat as ne de diret
Dalmak için, bu dergâha sen de buyur tefekkür et
Sermayeni salma sele, kalma nefsin dehlizinde!
Zannetme ki toprak doydu, Azrail can perhizinde
Ne sýra ne bir kurayla; apansýzýn, ölüm âni!
Fânî... Dostum... Emin ol ki; süslü bu han, dünya fâni
Yaþamayý bilmesen de düne kadar doðru düzgün
Nadim olan kullar için bir kapý var; durma üzgün
Her aldýðýn nefes ihtar, her ezan bir açýk davet!
Çalmak için, bu dergâha sen de buyur tefekkür et
Bir aynanýn karþýsýnda süslesen de hazla hergün
Ela gözü, hilal kaþý kara toprak söker birgün
Son piþmanlýk nafile, boþ; bahaneye salâ manî
Fânî... Dostum... Emin ol ki; süslü bu han, dünya fâni
Ar bilmeyen asi nefsin her andan haz alsa ne ki?
Adýn dilden dile gezse, âleme nam salsa ne ki?
Makbul olan o zor günde, Hakk indinde þeref izzet
Bulmak için, bu dergâha sen de buyur tefekkür et!
Karun’lara dar gezegen bir tek sana kalsa ne ki
Gizemli bu güzergâhta her âkýbet, son öyle ki;
Karanlýk ve dar bir çukur çamur eder, yer bedeni
Fânî... dostum... Emin ol ki; süslü bu han, dünya fâni
Mecit Aktürk