MÜSLÜM BAYRAM

TUTSAK


Tatlı tinsel düşleriyle gezen şair…
Düşürdüğünde kalemi yere
Fısıldayarak kulaktan kulağa heceler
Saçıldı yükselerek göğe.

Lirik yıldızlardan rengine bulut
Eledi yağmurundan bandı suyuna
Akıttı gözbebeği düşlerin yüreğine
Şefkatli dokunuşlarıyla yaktı
Coşkun çarpan kalpleri.

Nasıl ki gök gürlediğinde sarsılırsa yerküre
Dehşetli korkularından düşer insanlığa pay
İşte öyle gürleyesim sevesim
Yıldırımlarımı fırlatarak
Tüm karanlığı gömesim var
Titreyen bedenimde tutkular.

Devingen ruhum!
Yazgısı çemberleri dairesinde dönerken
Pençesinde parçaladığı tutsaklık kapısından
Hışımla fırlayıp çıktığın an.

Seyri derinliğine saplandı göklerin
Sancılarını duyumsayarak hüzünle çekti
Harmanlanan düşlerin tohumlarını
Kıvançla...
Toprağa ekti.

Yıllanmış bağların üzümlerinden
Cimrice damıtılıp ambarlarında
Paha biçilemez zaman ölçeği
İksiri abıhayat öpücüğünden
Bir ışık bir gülüş bir nefes.

Sunaklarına diz çöktürülmüş kurbanın
Parlıyordu başında kılıç celladın eliyle
Afrodit ’anın göz bebeğine yatırılmış
Damaklarından içiriyordu ölümü sek
Şairin düşü şiirlerinde...
Aşk mıydı ölümcül olan tutsak.




Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.