beyazlar kuþanmýþ kent
düþsel bir geleceðe uzanýyor
yeþil zeytin dallarý arasýndan
lacivert sular , bembayaz gök
hiç dinmeyen fýsýltýlar
daha dün yaþýyormuþ gibi
mýsralarýmýn ýþýðýna yansýyor hatýratlarýn
senden bir kehanet yamanýyor ömrüme
egemenliðinde geçiyor tutsaklýðým
avaz avaz baðýrarak yapýlan dualar
yaðmur getiriyor
sözüm söz yeminim mezara kadar
vazgeçmiyorum
alýp baþýmý gidiyorum
*
rüyalarý kabusa
uyanmalarý piþmanlýða döndüren yerden
yavaþ yavaþ süzülüp gidiyorum
çatlamýþ damarlardan sýzýp
hýçkýrýklar arasýnda boðuk bir ses gibi
hüngür hüngür aðlayarak
inleyip gözyaþlarý dökerek
tarifsiz ihtimalsiz gidiyorum
nice hikayelerden
býrakýyorum bir yanýmý derinlerinde
ciðerlerimin yarýsý vurgun yediðinden beri
ruhumun bir yönü hep eksik
bölük pörçük
kanýn vücuttan çekilmesi gibi bir þey
alýp baþýný gitmek
*
aklým almýyor bütün bu olup bitenleri
her adreste ilmek ilmek büyüyor
deste deste düþ kýrpýntýlarýn
daha da uzaklarda,
ellerimin uzanamadýðý ötelerde
kaç defa yetiþemediðim
tükettiðim zamanlar kadar çok
hayatýn ta kendisi
kavisli, yokuþlu bir dað yolu gibi
hep bir diken üstünde yaþar gibi
her gün seni gösteren aynanýn boþluðunda
sýzlatan yakan kavuran nice yýllar
kýlavuzsuz rehbersiz adressiz
gidiyorum
*
bir nefeslik zaman gibi
hala aklýmda ve kalbimde taþýyorum
akþamlarýný, gündüzlerini
yüzünün fiziksel gerçekliðini
isminin kast ettiði mana zihnimde
yolsuz yordamsýz
öyle derin kenetlenmiþsin ki fikirlerime
canlý hayalin mühürlenmiþ
lügatsiz kimliksiz etiketsiz yüreðime
üþüten her bir zerren
dudaklarýmý terk ettiði vakitten beri
kapýsýz, duraksýz, bitimsiz
gidiyorum
*
her neyse benim içimde mevcut
basit bir ayrýlýk her þey
melekelerim de senden boþluklar
ve birbirinin peþi sýra giden
býraktýðýn parfüm kokularý
hepsi bir sonbaharýn kesinliði kadar kesin
çeþit çeþit hüküm sürüyorlar ruhumda
zelzelenin ilk noktasý gibi
her þey bu kadar basit
bir fay hattý kadar gerçek
içimin sýcaðýnda demleniyor
zemheri bir tufan
ürküten bir ses
*
bir kývýlcým olup uçup gidiyorum buralardan
titreye titreye
güneþin en derin yerine
gözlerde boðum boðum büyüyen gözyaþý
mevsimi hiçe sayan ürkek soðuklar gibi
öfkelerim yanýmda
bütün ayrýklýklarý bir bavula sýðdýrýp
yalnýzlýklara gidiyorum
*
bir gitme var bu þehirden
ne zaman, ne þekilde, ne yerde bilmiyorum
ama bir gitmek var en sonunda
telaþa düþmeden, korkularla yanmadan
bir hüzünden bir hüzne gitmek var
þiddetli kaybediþini yaþýyorum
hislere sýðýnmanýn serinliðini
bir ömrün istikametini belirlesin diye
bir daha yanmasýn, yanýp da sönmesin
nedamete düþmesin diye
gidiyorum
*
paltomu omuzlarýma alýp gidiyorum
mümkünler faslýndan vazgeçerek
sözlerin üzerine bir daha basýp
son eylül yaðmurunun altýnda
sabah soðuðunda
sonbahar ayazýnda
kapýnýn eþiðinde aðlýyorsun
gözyaþlarýn sel gibi
sabahtan akþama ahdýmdýr adýmlarým
býrakýyorum tüm muratlarýmý yüreðine
dakikalarýn saatlerin imdatlarýný
avuçlarýna
düþünden aþýndan evinden ayrýlýp
gidiyorum
*
bir uyumak özlemi kaplýyor içimi
nefes alamýyor daralýyor göðsüm
ben buralarda ölüyorum, haberin var mý
tuhaf bir his bu
gözlerime perde iniyor yavaþ yavaþ
gücüm yetmiyor dudaklarým uyuþuyor
aþaðýdan yukarý doðru
bir can gidiþi bu
batmak üzere olan bir gemi gibi
kül rengi diyarlara gidiyorum
*
redfer