Şiir, kuyu ve lacivert ceket
Bir kitabýn orta sayfasýnda geçen kuyuya düþ-üyorum, Yusuf gibi.
Sana söyleyemediðim þeyler var
Ben de ceviz bir çeyiz sandýðý ile konuþuyorum, evde kalmýþ orgazým çýðlýklarý adýna.
Bir depremin uðultusunda dinliyorum kalbimi,
O vakit sabrý taþmýþ kuþlar intihar ediyor þiirde. Üstelik ajanslara da düþmüyor.
Hüznüm, bencil bir suskunluk giyiyor, bana aldýðýn ceketin altýna.
Çok yakýþýyor, vergiden düþüyorum.
Borsada nazlanan aþklar adýna.
Aðzýndan kaçan kelimeleri evlat ediniyorum, büyümüyor hiç biri.
Bir rivayete göre çoktan unutmuþum her þeyi,
Sen nasýl güldüysen öyle kalmýþ aklýmda
Hatta Býraktýðýn yerden Allah’a inanýyorum.
Sahi Günde kaç vakit sevecektim seni sevgili.
bir harfin Kasrýnda Þirin gibi oturuyorum,
mecazda iþçilik, sana bir dürüm þiir için...üstelik sigortasýz.
Derinlik;
yetimhanede annesini özleyen bir çocuðun ranzasýndan düþürerek öldürüyor beni,
yavaþ yavaþ.
Üstelik bilinçsiz
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.