Buruk elveda
Buruk elveda
Nasýlsýn diye soruyorsun ya;
Sorma
Savaþ sonrasý yýkýk bir kent gibiyim.
Ýnanç cesetleriyle dolu meydanlarým.
Yüreðimdeki kadýnlar ve çocuklar, daðýlmýþ baþka yurtlarýn varoþlarýna.
Þimdi her biri birer mülteci, birer muhacir, yaban diyarlarda
Bu sabah, genzimde hüsran kokusuyla uyandým
Ellerim þiir kokmuyor artýk.
Saçlarým, uçuþmuyor aþk rüzgarlarýn da.
Ruhum Küba olsa bile, yüreðim ortadoðu yüreðim Filistin civarýnda
Nasýlsýn diye soruyorsun ya;
Sorma!
Yarý bulanýk denizlerin, çýplak kanatlý martýlarý gibiyim.
Vardýðým þehirlerin menzili sen, kýyýsý ellerin olsa bile : hiç bir tutuklanmýþ deniz, yasaklanmýþ sesinin türküsünü söylemiyor rüzgarýn kulaðýna.
Öyle ya düþ bitince, kabuslar gelir ardýnsýra.
Þimdi sende ölen yanlarým için, kuru ve kýrýk gül figürlü bir mezar taþý yüzdür yüreðinin umanýnda.
Ben gidiyorum yüreðim beni baðýþla
Tekrar buluþacaðýmýz o sahipsiz güne kadar buruk bir elveda.
Nimet Öner
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.