Leylak Kokulu Sarnıçlar
Eski bir Endülüs mabedin avlusunda
Bir kuþun avazýna takýlmýþ
Soðuk sütunlara sýrtýmý dayadým.
Þehrin son kalýntýsý gibi duran yýllar geçti önümden
Duydum ki
Benim aðlayarak geçtiðim o yýllardan
Sen güle oynaya geçmiþsin
Fýrtýnaya yakalanmýþ saçlarýnla
Gövdemi sýký sýkýya sarýp,
Ruhumu koparmýþsýn asýlý durduðu aðaçtan.
Çok sonralarý fark ettim
Seni üzerime astarsýz giydiðimi,
Ve içimdeki sazlýklarda aðýr aðýr battýðýmý.
Senden sonra
Uðuldayan bir iç yarasý büyüdü bedenimde
Yalnýz bir kavak aðacýnýn göðe yükseliþi gibi
Ya da evini terk eden bir kýzýn acýsý gibi
Üst üste giyilmiþ kabuksuz yaralar..
Kaçmak için bu acýdan, pencereleri taþladým
Ýç kýrýklarým ciðerlerimi kesti, kanadý her yaným
Ben iyileþmek için þehrin meydanlarýna inerken
Þehirler ve sokaklar sen biçimlendi
Gölgeler ve yollar sana uzandý yine
Bir maðara dolusu sarnýç arasýndan
Leylak koktu her yer
Nehrin yataðýna uzandým
Düþümde bir kapý aralandý
Elinde bastonuyla Tarkovsky girdi içeri
"Sonradan yapýlan hiç bir iyilik
Yapýlan kötülüðü bastýrmaz" dedi.
Önce ölümle tanýþtýrdý beni
Sonra da öldürdü seni...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.