Bu sabah esrarengiz garip bir sesle gözümü açtýðýmda onu gördüðümü hatýrladým rüyamda
yaþantýma esler koyan sessiz dünyamda neydi beni seneler seneler öncesine götüren bir tren hatýrlýyordum bir anne bir küçük kýz bir bavul
belki evvelki yýllardan kalan bir çocukluk anýsý belki de aklýmda kalan amansýz bir hastalýðýn korkunç tanýsý
annemin göz nuru döküp iþlediði o ipek bohçada nazar boncuklu çocukluðumdan kalan bilezik
eski silik siyah beyaz fotoðraflar uykulu gözlerle bir o yana bir bu yana gidip gelirken gördüðüm o eski rüya
bu gün bile hatýrladýðýmda tüylerimi diken diken eden o fýsýltý o ýslýk nefes nefese koþan trenin uðultusu
karaladýðým o iki dize þiirle yaþantýma eþ hayat boyu çektiðim çile
þimdi yine bu yetiþkin çaðýmda beni maziye taþýyýp taþýyýp döndüren bu kara tren kirpiðimin gölgesi düþüyor gamzelerime ve bir soru iþareti sitemli dudaðýmda
mazim hayallerim ve geleceðim onun iki dudaðýnýn arasýndaymýþ yazýk ki o ne dediyse her sözüne kanmýþým yazýk ki heyhat heyhat çok geç uyanmýþým
telkinle cebirle büyüyle bir yalancý sevgiyle ömür tüketmiþim aþkýna