Mahallenin Homurtusu
yine bir baþ aðrýtan sabah
yine arabalarýnýn homurdanmasý
ve yine beþ dakika daha meselesi
hiç eksilmez bizim mahallede
görünüþte herkes kendi halin de
mütevazi ve paylaþýmcýlýktan uzak
sessiz bir muhabbet içinde.
herkes herkesi nadiren tanýyor
yani genel de merhaba merhaba
mevzuat derin, köy havasý da nadir
burada herkes göçmen
kimi doðudan
kimi güneyden
kimi kuzeyden
düþmüþler yola
Fatih’in çansýz mabedine yerleþmiþler
bizde Mardin göçmeniyiz
Fýrat - Dicle nehirleri
yüksek daðlarý
ve kendine has kültürü-geleneði
her þeyi ile bir baþka güzel.
herkesin bir geliþ hikayesi vardýr elbet
anlattýklarýn da süzülüverir hemen
oracýkta iki damla yaþ
sonra silinir yerine mutluluða verir...
kimse de zengin deðil hani
bir þey alýndýðýn da
ay baþýnda der evlerine çekilirler
gün boyu sakinde durmazlar çocuklarda
annemde bu durumdan pek rahatsýz
gürültüyü de pek sevmez
hep çocuklarla haþýr neþir
okul açýldýðýn da
kendine has bir oh be deyiþi vardýr.
mahallenin tantanasý hiç bitmez
önce kendi iþlerini bitirirler.
sonra güne giden kadýnlar varsa güne
gidemeyenler de
pencerelerini ardýna kadar açýp
pencereden pencereye dedikodu
macerasýna atýlýrlar...
sanki mahallenin müzik þefleri gibi
nakarat deðiþtirmeden ayný senfoniden çalýyorlar.
mahallenin dedikodusu onlardan sorulur
bir erkek kýz mý arýyor
onlara danýþýlýr
borç paramý alýnacak onlara sorulur
çünkü mahallenin kirli çýký’larýný bilirler
ve akþam yemeðinin yapýlýþ saati geldiðinde
herkes kabuklarýna çekilir.
vakitlerden de bulmuþtu çoktan ikindiyi
okuldan gelen çocuklar
ev temizliðinden gelen
vefakar anneler-ablalar
çocuklara da rahat vermezler
okuldan gelir gelmez
hep bir yerlere gönderme telaþý - tantanasý
biri gider tuz almaya
biri gider su almaya
biri gider ekmek almaya
ama hepsi de zoraki- emrivaki
kendimden biliyorum
annem de böyledir
son dakika golü atar gibi
akþam yemeði hazýrlanýr
babam baþ köþede tabi annemde
hemen yaný baþýnda.
tam ben de oturacaðým sýrada
Kürtçe aksanýyla
hele git de ekmek getir
az getirmiþim der.
gider gelirim ama
ama annemin aklýnda gene vardýr bir þey
hemen der unuttuk demeyi
bir de su alsaydýn demez mi oracýkta
bende tabi haliyle parladým
ya anne taksitçi olmayýn ya
deyip genede giderdim
ama geldiðimde de
bir aferimi alýrdým
mahallelinin en güzel yanýda bu
ama paylaþýmcýlýk yok denilecek kadar az
kimse artýk komþusunun bacasýnýn tüttüðüne bakmýyor
yalnýz ben demeyi bilir olmuþuz
hep bu þehircilik aþký yüzünden
ayný apartmandaki kiþiler
selam veriþleri bile soðuk
samimiyetten uzak
keþke bir tek bizim mahallede olsaydý en azýndan.
ama her yerde durum bu.
ve çok vahim
elden de bir þey gelmiyor
aslýnda haklýlar da
güven ortamý yok
mahalleler arasýnda rekabet yok
eskiden burasý benim mahallem derdik
sahip cýkardýk
komþusundan tut
bakkalýndan
fýrýncýsýndan
çöpçüsünden
gecen seyyar satýcýsýndan
hurdacýsýna
bisiklet tamircisinden
tatlýcýsýna kadar...
herkes herkesi tanýrdý-kollardý.
eskiden biz.
"biz" diye bir kavram ,bir kelime vardý
oda yok artýk
herkes biz demekten çok
ben demeye alýþmýþ
neyse güneþ ýþýklarý mahalleden
kendini cekerken
güneþ bir yandan batmaya
bir yandan da aya ýþýk olmaktan
kendini alamazken
mahalle sakinlerinde
çayýný çekirdeðini
bitirdikten sonra
bazýlarý modernizm yataklarýna
bazýlarý da yer yataðýna kendilerini býrakýrlar
yorgun argýn geçerler baþka diyar olan
rüyalar alemine
mahalle sessizleþir
gök ay ve yýldýzlara kalýr
tantana da kaldý bir baþka güne
ama hala nispet bir tavýrla
keþke "biz" demekten çok
biz demeyi daha iyi kavrasaydýk....
#Peryasýz
Sosyal Medyada Paylaşın:
Mehmet Ali DEMİR Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.