bu bin iki gece masalý...ve ölmeyecek Þehrazat
arkaya dönüp bakan,
insanlar sokaðýnda
içim soluyordu,
yedi tas suya koydum
kabul görmüþ bir yalnýzlýk,
Tanrýyý sordu sonra
anlattým...
sayfasý atlanacak bir masaldý,
üvey ellerimden düþen ad
sessizlik kibrit sesiydi
fadoyu aðlatacaktý Marissa,
avuç içime sakladým çalamasýnlar diye
gölge boylarý kýsalmýþtý iyice
elleri baðlayan ip isiydi,
göðümde karanlýk
sildim azýný...
yerinden oynayan taþlar,
dizilmiþlerdi kaldýrýmlara
yol aksaktý
göz ýraksak
yerlerde heves kýrýklýklarý
köþede eskimiþ bir selamlýk vardý
bir tavan yerleþtirdim boþluðuna,
üç duvar ördüm
daralmýþ kapýsýnda,
solmuþtu saksýlar
çiçekleri ölgündü,suyu umarsýz
dünümü az/arlýyordu ,
boyun borcumun kefili duygular
döngü kýsýrdý
gözyaþý özdeþ
düþümden düþen bin parça
kalanlarýmý sakladým bölenlerden
aný kuruluyordu,
hele dinsin içe iþleyen yaðmur
diyen öteler
aklýma geldi off çektim uzaktan,
boðazý yutkundu Ýstanbul’un
vedanýn eli havadaydý,
aþk neredeydi kimbilir...
kendini bil dedi iç sesim..bildim
bir nefes için yorulandým ben
ve yüzüm yok gibiydi...
suadiyeekimikibinonsekiz
Demir Mutlugil