küçük harflerle konuþurduk eskiden
hissemiz çok ölmek, az yaþamak olsa da
özümüze el sürmeden
baþaklar gibi, birbirimize bereketle eðilir
ayný göðe bakardýk
ellerimizde çiçek lekesi
cem, zýlgýt, semah, secde hepsi bizimdi
birimiz daða, birimiz denize dönük
iki sýrt boþluðu/nda kuþkularýmýz yokken
korkular düþmemiþken içimize daha
haritamýz bir düþmanlarýmýz bir/di
bir bir dürülüyor doðrularýn hepsi
günün gözlerini oyup
gecelere koþuyoruz durmaksýzýn
boyunduruðundan çözdüðümüz karanlýða maðlup
arsýzca soluk telâþlarýndayýz
zaman perdesine sýðmayan tabutlarýn çivi çerçisi bizler
riyayla, diz boyu uçurum satýþlarýmýz sürerken
ucuz animatörler
var güçle sýkýyor Anadolu’ nun boðazýný
kanla serpilen beþinci mevsimde tutsak sevi
kalbi aðrýlý bahtsýz çocuk
sessizliðin topraðýndaki çiçekleri suluyor gözlerinin gölünden
bize deðdi kýrk yalana deðmeyen ateþ
ezberlediðimiz canavar yüzlerinizde insan maskesi
hiçbir teyemmüm, hiçbir su arýtamaz sizi
Hâdiye Kaptan