Daðlara gülerek anlýyoruz
uçurumlardan yuvarlayýp sesimizi
susarak görüyoruz içimizdeki sevinci
kederler þöyle dursun
bir yaðmur bulutuna yükleyip özlemleri
arka bahçesine gömüyoruz itilmiþliðimizin
yetimliðini.
Çok olmuyor mutlandýran gözlerimizi
hevesi uçuk pembe
yarým yamalak bir tebessümü asýyoruz
sararmýþ hatýranýn en üst köþesine
bitmiyor beklentilerimiz
fallar hâlâ taze.
Naylon kokularý
nasýl da iþlemiþ çocuk kalan yanýmýza
ellerimizi çamurlayýp koþarken birden
papatyalarý öpen kýzýl dudaklar oluyor
sýðýnacak yer arýyoruz
annemizin endiþesinde.
Saatler
unutmuþ kurallarý, zaman kötürüm
dinç, birer kâlptik hepimiz oysa
dört nala koþarken mevsimler güzelce
ay ve yýl beþ harfin toplamýydý
cebimize yoldaþ kâðýtlara
bunlar
ve hepsi öl provasý öncesiydi
kýrýlmalarý öðrenmeden önce.
Birden oldu herþey inan aniden
çiçeklerin solmasý, sökülmesi kâlbimizin yerinden
günâhý boynuna iyimserliðin
herþey, herkesi kendi gibi sanmayý öðrendikten sonra oldu Tanrý’m
kurallarý bozanlar doðduktan sonra!
bizim suçumuz inanmak karþýmýzdaki perdelilere
ve suçumuz insan olmak sadece.
Haklýyken bile öyle maðdur öyle þaþkýnýz ki
etkisiz halde tüm heveslerimiz
yaþama hakký gasp çocuklarýn
sen dahî bu dünya da yaþamak istemezsin
anlýyor bizi,
biliyorsun deðil mi..
Kurtuluþumuz sensin
- kabul et duâlarýmýzý hadi!