Dil
en az kaç dilde diyordu þair,
ana avrat dümdüz gideceksin.
sonra ötekisi girdi lafa,
sessiz’ce bilirim ben dedi,
o da yabancý bir dildir.
üç sokak öteden koþuverdi Süreya,
" beþ dil biliyormuþ ünlü kiþi,
türkçe de bilse altý eder." deyiverdi
nefes nefese.
Ömer yakýndý dilden,
"dile kilit vurmuþsun,
neyleyeyim.."
sonra
karanlýklar içinde konuþtu bir diðeri,
yüz dilde dedi,
"yüz dilde seni seviyorum desen ne fayda,
bir defasýnda adam gibi sevmedikten sonra."
dil hep þiir oldu,
söz oldu,
ateþ oldu,
göl oldu.
ki dildi insaný abad eden,
yine dildi onu berbat eden.
dile düþmeye görsün aþk,
görsün ölümü dilden evvel aþk.
Galip’se Þeyh, dedi odur ki,
"Ey dil ey dil niye bu rütbede pür-gamsýn sen
Gerçi vîrâne isen genc-i mutalsamsýn sen.."
duyuldu sonra sivri bir dil,
sonra bildim ki Nef’i merhum imiþ.
sözü söz ola,
"Ey dil !Hele âlemde bir Âdem yok imiþ
Var ise de ehl-i dile mahrem yoð imiþ"
Çözüldü dil sustu aþk,
göçtü içine herkes.
Geride tek söz kaldý,tek cümle;
"Dil odur ki,döndüre aþýðý mecnun gibi,
Dil odur ki,öldüre maþuðu mecnun gibi!"
- Abdullah Cemek
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.