Yaþamanýn tadýna varmak için
Vermek gerek, cömertçe, fedakârca,
Vermek için sevmek gerek…
Sevmek için emek sarf etmek gerek
Býkmadan, yorulmadan…
Yaþamanýn tadýna varmak için
Tatlý dilli olmak gerek,
Onunla ayný þarkýlarý söylemek,
Sonra durup kendini dinlemek gibi
Ona olan sevgini
Sürekli sevdiðini söyleyerek deðil
Hareketlerle göstermek gerek
Kaybolan umutlarý yeþertmek gerek,
Baharda açan papatyalar gibi…
Dostluðunu, güvenirliðini, desteðini, fikrini...
Gücünü, vaktini,
Emeðini sarf etmek gibi yorulmadan
Birileri için bir þeylerden fedakârlýk etmek gibi
Sýkýntýya düþtüðünde arabaný satabilmek gibi,
Mesela hastaysa sevdiðin, ölecekse,
Nefesinin son seansýnda yanýnda olmak gibi,
Ölene kefen, hastaya doktor olmak gibi,
Ya da tek böbreðini ona verip yaþatmak gibi,
Can da verilir, ama hak etmek gerek
Gerekirse onun için canýný vermek gibi
Yaþamanýn tadýna varmak için
Karþýlýk beklemeden
Sýnýr koymadan vermek gerek…