Hatýralarýmý
söyleyin yaðmura içime içime yaðdýrmasýn
kopuk çiçeklerin âhý ellerimde
sararken isyaný siyaha karalarým...
bir masa aç hele gururum, þöyle can kenarý olsun
acýyý seyreylerken ben
gözlerime anýlar sade dolsun
kahveme biraz da keder kat
falýmda ölüm az þekerli ifâkat
yorgun bir sonbahar ertesi
kar kokusu sobalarda
ölü dumanlý bacalardan tanýyorum öfkeyi
þefkat
misket yanýðý küçük avuçlarda
küskün kalpli dudaklarda izmarit dostluðu
söyleþirken camdan cama begonyalar
plakta sessiz çýðlýklarýn lâl soluðu
umut satýyor yine üç noktalar
mazinin mavisini özlüyor kalemim
rengini ararken göldeki kuðu
esir mi düþtü muþtular hüznün lahzasýna
ki çözemiyor kördüðümlerimi
yeni sözlerdeki o efsunlu buðu
avcumdaki bütün izler kapalý
silindi kendimize ayýrdýðýmýz bizli zamanlar
’kaybolan yýllar’ þarkýsýnda dans ediyor ayrýlýk
tüm yaþananlar rüya
keza
kaðýt denizlerde boðuluyor vuslatlar
ölgün bir ankayým hâlâ sýðlarda
affetsin beni bed’duâlarým
gözlerimde aðýrdan kayan yýldýzlar
bileðimde intihârlarým
ellerim aciz toplamaya
çatladýkca sabrýndan umut taþlarým
kurak bir topraðý öper gibi dudaklarým
kâlbim uzaklara hibe
kar yanýðý cümlelerim, ömür ýssýz çile
içimdeki çocuðu da avutamýyorum
sesim sessizlik içinde
hayal kurmak duâymýþ, kýrýklarý iþkence
bir âmin lutfedilsin n’olur
dinsin aðrýsý kanadýnda düþ kuþlarýmýn
açýlsýn penceresi hira’mýn
gün aysýn
bahar gelsin zemherime..