-Gece gözlerini,
sineme çektirdiðim acýya diktiðinden beri,
ýrak dehlizlerdeyim-
Öfkeyle bileyip kalemi mi bandým ýslak gözlerimin kançanaðýna
dudak aramdan sýyrýlan iki kelimeyle baþladým ilk satýra
b’aðýrmadan,
azarlamadan anlamlandýrmaya.
ellerimle duvara gölgeler yaparken,
karamsarlýðýmý arka koltuktan istikrarlý seyreden babama aðýt olsun bu satýrlarým.
Bir bebeðin uykuya geçiþ anýndaki mýrýldanmasý kadar benim bildiklerim
Fazlasý fýrýn tepsime sýðmadý
Bundandýr ham kalýþý cümlelerimin...
Tutunduðum þey kapý ardýndan anne sesi gýcýrtýsý,
oda bir kelimenin aðýzdan döküldüðü vakit kadar dar ve karanlýktý...
Sahi!
Neydi zorluðu büyümenin
Molasýz anlatýlýr da;
bir saat boyunca yürekler kanamaz mý?
Büyümek dedim ya;
On’a daha kaç vakit var?
Ve ne kadar büyür çocuklar!
Derinleþen yaralarý nasýl atlatýrlar?
Omuz silkerek mi hayatýn öðretmenliðine?
Yoksa aðlayýp yastýðýný tekmeleyerek mi umutsuzluðun özsaygýsýnýn?
Çekmecemde duran bir yýðýn anýdan bazýsýný çýkarýp
en yaygaralýsýyla çýðýrtacaðým ses tellerini
Bütün kavgalar oyuncaklarý paylaþýnca bitecek
Annesiz(lik), babasýz(lýk)
büyük bir olaya dönüþecek
mutluluk,
kanatlarýmýzýn altýndan bir rüzgâr gibi esecek...
Uzun süre diþlerini fýrçalayanlarýn aðzý hâlâ kanar mý anne!
Kafesteki kanaryanýn gözleri ne renk bilemeyip,
eldivensiz kalmýþlýðýn soðuðunda elleri çatlakken
Kim büyümek ister ki?
istemeyenlerin hayâlleri hâlâ gevrek...ben gibi...
zєץиєp є¢є