Ýnsanlar mutlu deðil artýk daha önce mutlu muydular onu da bilmiyorum . Hatta mutluluk kavramýnýn sözlük anlamý dýþýndaki karþýlýðýný da bilmiyorum. En önemlisi de insanlarýn mutlu olduðunu sandýðý zamanlarda bile o mutluluðun biteceðini bilmesi bireyi mutsuz olmalarýna yetiyor. ‘Mutluluktaki mutsuzluk’ buradan geliyor sanýrým. O zaman gerçek mutluluk nedir? Gecen ayný durakta oturduðum yaþlý bir adam : “ne güzel günlerdi be” dediðin zamanlarýn varsa, mutlusun demektir” demiþti. Benim öyle zamanlarým da çok olmadý. Hatýrladýðým tek þey; en büyük ihanetlerde ve yarý yollarda býrakýlan bir ben.. Birde kalýp yargýlarýmýz var. Bilmeden, anlamadan eleþtiri yapmaya bayýlýrýz. Mesela dýþarýdan birine baktýðýmýzda vay be hayat þu *mkoduðuna ne kadar güzel diyoruz. Az da olsa tanýmaya baþlýyorsun kendi yaþadýklarýný anlatýyorlar. Sonra baþlýyor bir kadýn ‘en sevdiðim erkek beni yarý yolda býraktý’. Kimse üzüldüðümü anlamasýn diye mutluymuþum gibi görünmem gerek diyor. O yüzdendir ki yüzümde zoraki bir gülüþ var kimse beni aciz görmesin diye. Ondan sonra bir delikanlý benim en nefret ettiðim gün Pazar günleri diyor. Beni bir Pazar günü sevgilim aldattý diyor. Pazar günleri hemen geçsin istiyorum. Daha yaþým 20 ama 25 yaþýndaymýþým gibi görünüyorum. Beni aldatan kadýn benim ruhumu öldürdü artýk kimseyi sevemiyorum. Ben bu acýyý hakkedecek ne yaptým diyor. Sahi bu kadar insan bu kadar acýyý hakkedecek ne yaptý?
Sosyal Medyada Paylaşın:
Seyfettin Işık Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.