Kadınlar Asker Olursa -2

• 15 Haziran 2012 Cuma 12:33:10

Elimizden alacaklar ya şu askerlik anıları muhabbetini, işte ona bozuluyorum. Yoksa kadınları askere almışlar, tezkere vermişler, diskoya atmışlar umurumda değil.
Bir tek "askerlik anılarımız" a ellerinin hamuru ile girişecekler, tadımızı tuzumuzu kaçıracaklar diye uykularım kaçıyor.

Hava da hayli sıcak, yatakta ter su içerisinde bir o yana bir bu yana dönüp duruyorum kafamın içindeki tilkilerle beraber.

Gözümün önüne "askerlik anıları" anlatan kadınlar geliyor.

Sabah komşunun oğlu ötene kadar uyuyamıyorum.

Birazcık gözleri dalacak olsa yedi sekiz kadın atlıyorlar rüyama, ellerinde çay fincanları, masada börekler, tatlılar başlıyorlar askerlik anılarını anlatmaya.

"Bizim bi Necmiye çavuş vardı Erzurumlu ya ne fena bişiydi ayol kııızzz"
Acemi birliğinde gece eğitimdeyiz, eğitim çavuşu Nermin Yumul (Nedense eğitim çavuşlarının soya adları da anımsanır, anlayabilmiş değilim) adında dul bir hanım ablacığım. Bir makara yapıyor anlatamam. Valla eğitim gece eğitimi ya başlıyordu Nermin Yumul çavuşum “bakın kızlar gece yatarken ince ipeksi şeyler giyecen, öyle hemen atlamayacan adamın koynuna, biraz naz işin kıymetini yükseltir şerefsizim” diyo biz kopuyoruz. Ordan Bölük komutanı bağırıyor “ sessiz ,düşman yerinizi öğrenir hepinizi ….” Biz yine kopuyoruz kız.

Ondan sonra, Sebahat hanımın çayı bitti kızlar, ha işte gece eğitimi diye Nermin Yumul çavuşum gece sürülecek parfümlerin listesini, sürülecek miktarları ve mahalleri “askerin el defteri” ne yazdırıyor. Sonracıma “ sonra başım ağırıyo deyip sırtını dönücen, ama yaklaşmıyacan ha “ Ordan Figen onbaşı atlıyor söze “ Ay ben dayanamam çavuşuuuum” diyor ağzını yayarak. Güşüşmeler eğitim alanını sarıyor.”Sen dayanamazsın ama el dayanır zilli “ diyor çavuşum.

Bölük komutanı “ bak düşmanı beklemeyecem ha!” diye atıyor fırçasını.

Sonra nefes ayarlamayı öğretiyor kız, ay derlerdi askerde öğrenilir her nir şey de inanmazdım. Vallahi de askerde her şey öğreniliyor canım ya.

Sabah kalkıyoruz ondan sonracıma spor bittikten sonra silah temizlemeye sıra geliyor, Ay bir görseniz Giresunlu Emriye vardı balıketli mavi gözlü güzel kızdı.

Emriye kasaturayı eline alıp yukardan aşağıya makine yağıyla bi güzel temizliyor. Askerler onu seyrediyor aval aval bakarak. Nermin Çavuş Emriye’nin kulağına bir şey fısıldadı, birden kız elindeki kasaturayı yere attı, botlarıyla üzerine bastı. Öküz gibi bakan erkek askerler suratlarını buruşturup “ oooşşşşşşşş” diye bir ses çıkardı. Valla ne dediğini söylemedi de biz tahmin ettik kııız .
Kahkahalar doluyor odanın her yeri, kurabiyeler bitmek üzereyken dolamalar geliyor. Hanife çok güzel yaprak sarar zilli. İşte bir de koca bulsa, yaprak sarmaylan, kısır yapmaylan olmuyor, nasip.
Sonra bir yatakane muhabbetleri oluyor du ki sorma gitsin. Karslı Sonnur vardı. Azeriydi galiba. Hani “men-men” diyenlerden.
Bazen bir kendi deyimiyle “Azeri mahnısı” söylerdi ağlamayanın canı çıksın. Zaten herkes özlemiş kocasını, sevdasını, anasını evinin kokusunu bile.
Burada bir koğuşta altmış kadın.
Hele kışın camlar da sıkı sıkı kapalı oldu mu?

Atışlara gidiyoruz sabah eğitiminden sonra. Kahvaltıda zeytin-beyaz peynir-yumurta ve helva vardı.
O sırada bölüğün “Pamuk Prensesi” Jale Padlıcan koşuyor telefona, artık kim çıktıysa “ atışlara gidiyooom , efendiiim ne atışı mı, atış yaa, normal atış, ay ne kalp atışı beee, nişan atıcaz nişan” diyor.
Akşam annesi arıyor “ Kızım artık sen çocuk değilsin bak nişanlın akşam bir şişe tavşan boku yiyip intaar etmiş, beynini yıkadılar, toktor birkaç sene daha getirmeseydiniz kurtaramazdık dedi , sen neden nişanı atmışsın yavruuum” diye sitem ediyor.
Jale Padlıcan “ay annem ben nişan atmaya gidecek dedim salağa, o sığır yanlış anlamış.

Sonra tavşan boku da ne? Ayakkabılığın üst rafında fare zehiri var onu yeseydi “ diyor annem dediği kadına. Artık kaynana mı ana mı anlayamadım.
Ha şu sigarayı kulak arkasına asıp gezen Komando Yüzbaşı Sümbül Madiksavar. Bir operasyona ayağında topuklu kırmızı ayakkabı ile katılmış.Anlatıldığına göre teröristlerin “valla bi şey görün müyor bir kirmiziiiii kari ayakkabisi ..valla yoh ikiii kirmiziii kari ayakkabisi toppukler yukarde sallaniyooorr sallaniyooor ..yavriiim yavriiiiim“ diye telsiz konuşmasını yakalayan komutanAlbay iştimada Sümbül Madiksavar Yüzbaşının topuklu ayakkabılarını görünce nüzül iniyor adama , sonra da emekli oluyor. Dediler ki İzmir’de bir komşusu ayağında kırmızı topuklu ayakkabılarla balkonda güneşlenirken Albay ayakkabıları görüp şok’a giriyor ve beylik tabancası ile ateş ediyor.
Sağ taraf hala felç olduğundan tabanca elinde bir sağa aşağı yukarı sallanırken ateş ettiğinden komşuya isabet ettiremiyor. Fakat diğer balkonlardaki bir muhabbet kuşu ve iki kedi sizlere ömür diye anlatmışlardı, artık ben onların yabancısıyım kız.

Askeri gazinonun penceresinden bakan erler kadın koğuşunun önündeki çamaşır iplerine asılmış çoraplara bakıyor. “Bunların hepsi çorap mı?”
“Bre ciğerim çorap deyicim çorap değil, mendil deyicim mendil değil, elleşme kene “ diyor Antakyalı Merdali Tektek hayretle bakarak.
Adıyamanlı “ Vallahiii bu böyük olenler çörebdir Allahü âlem de o küççik olanlar herhal Allah afetsin dondir mondir” diye hükmü koyuyor camın dibinden.

Bir de Sivaslı Panzer Halime vardı, eğitimde göğüs ğöğüse savaş eğitiminde herkesi yere seriyordu memeleriylen.
İçtimada herkes burcuna göre ayrılıp manga oluyordu. Koç burcundan olanlar ile akrepler çok savaşçı olduğundan onları diğer mangalara bölüştürürlerdi.

Kahve fincanlarını kapatalım kızlar, sırayla bakacak Gülcan onbaşı.
Çarşı izinlerinde seyyarlardan aldığımız ayakkabı boyaları ile jiletleri siyah poşetlere koyuyorduk.
Komutan sabah içtimasında “Nasılsınız *” diye sorunca acemiler genellikle “iyiyiz siz nasılsınız ?” derdi. Bir hafta sonra kime ne denir öğrenirlerdi.
Bayram törenlerinde kadın bölüğü geçerken alanı parfüm kokusu sarardı.
Bazı arkadaşlar mazeretlerinden dolayı dokuz ay on beş gün hava değişimi izni alırdı.
Acemi birliğinden sonra gittiğim birlikte sadece altı kadın vardı.

Bunlardan ikisi sonradan görmey… Dönmeydi. Bir zararları yoktu. Bize ayak uydurmada diğer kızlardan iyiydiler. Bir de Artvinli vardı, babası orman muhafaza memurluğundan emekli, halen Artvin Şavşat’ta oturuyorlarmış.

Gece nöbetlerinde uyurken yakalanıp ceza aldığından askerliği uzamıştı. “ na bilem gece kalkiyerim , gidiyerim nöbete , yarım saat sonra bir uyku basiyer bir uyku basiyer dayanamiyerim, irden uyaniyerim komutan ‘ naydiyersin “ diyer” der gülerdi.

Tuvaletlerde kapılara “ sevdim seni”, “götürüler merkeze…” ,” O…pu Piyade er Demet Telefon 0535 765 …. Ara gelsin” gibi yazılar vardı.

Bir de sınıfsal farklılıklardan sebep kızlar bir araya geldi mi bir biriyle dalaşırdı. Yok, biz hava indirmeyiz havadan ineriz, biz istihkâm yarıp geçeriz, biz piyadeyiz bizimki yerde, yok daha bilmem neler. Biz buna “ … Dalaşı” derdik.

Ay kız hiç unutmam Kanatlı 2010 tatbikatındayız. Adı kanatlı ya bizim kızlar kaynatıp duruyor.
Ay “kanatsız olursa şöyle olur, olmazsa böyle olur “ derken atışlar başladı. Bu bizim Muhabereci er İzmirli Şermin Neremi Tugay komutanına “ komtanııım çişim var az bi ateş kessinler “ demez mi?
Akşama kadar sinekler konup durdu kamuflaj üniformaya.

Artık askerliğini yapmayana kız vermemek diye bir şey söz konusu değil. Askerliğini yapmayan kız verilmiyor.

Bizim Nadire hanımın kızı askerliğini Diyarbakır’da yapmış.
Kocasıyla bir operasyonda tanışmışlar. Operasyonda yakınlarına bir el bombası düşmüş, Nadire’nin kızı bombanın tesiriyle bayılınca bu asker mecburen suni teneffüs yapmış Kız öylece beklemiş. Bir iki üç derken hala suni teneffüse devam ediyorlar ayol. Anlayacağın “asker arkadaşı ile evlendi”. Eskiden var mıydı asker arkadaşı ile evlenen.

Bir de askerden kaçanlar, bakaya, saklı vardı ya, hiç biri kalmadı. Hatta biz askerlik yapmaya başladıktan sonra müracaat edip “ vatan borcu namus borcu, doyamadım askerliğe “ diyerek tekrar askerlik yapmak isteyenler var.

Zor yanları yok değil, var tabii ki. Mesela arazide çişin geldi mi mecburen takımdan uzak bir yere gitmek gerekiyor. Erkekler de “bu tarafa bakmaaaan “ diyerek işlerini görüyor.

“Komtanım, Serpil onbaşı saçımı çekiyo” diye sızlanmaları yok mu, çıldırtırdı bölük komutanımızı.

Bir de bu sefer sizler için zamana da paraya da kıyıp halk arasında araştırdım “kadınlar askere alınırsa” konusunu.
Ve her kesimden her tabakadan halkımızın fikirlerini sizin için tasnif ederek ve bazı yerleri de sansürlemek zorunda kalarak yayınlıyorum.

İsfendiyar Gagalı (65-Nevşehir) ; Valla gozünün yağını yirim, ne örek işte, bizim garıyı askere alırlarsa yeminnen memnun kalırık, inşallah devlet böyle bi ganun çıkarala da ben de şu gâvur garıdan gurtuluruuum kuzuuum. Ağzını yiriiim ne güzek diyon.

Vedat Vavara ( 51-Adana ) ; garıları alıp ne edceklerı. Bizim hanım tank gibi vallah da billah da Silahlı Guvvetler bi dene leopar tangı aleceğine bizim garıyı alsın hududa diksin. ben eve gidip hazırlıyım garıyı gardaş.

Kamil Büzülmüş ( 45- Ordu) ; Ohh valla mı laaa? Benim gariyi de alüseler var ya memlekete büyük bi hizmat ederler anam avradım osun. Vıyyy… Askeriye sıkı dur geliyeeeee asker Nazife .

Hidayet Dibikokan ( 50-Hatay) Bre ciğerim benim avradı alıp sınıra koyucun. Aha yenim olsun bi tene kaçakçı, bi tene teröriz onun olduğu yerden geçici, ben aha bu kafamı kesip aticim bre.
Bak hele, benim avrat yemin olsun bi dırdırı var bi dırdırı var, atıcin terör örgütünün içine iki günde örgüt dağılmazsa, on dene ayrı kampa bölünmezse ben de burada başımı kesicim.

Hamim Kuşötmez ( 46- Rize) Benum kariyi bi kere aldi askeriye. O zaman beni vurmiş idi. Yook ayağumden vurdi bak aha tan ordan . Hee sonra getudiler geri al bu manyaği başumuza bela oldi dediler. Daha alamazler oni. Biliyler çunki başlarina bela olur. Belki Haççe halayi alurler. Bizimkiler hep altı beygir gücinde kuvvetlidur. Zaten kariylen kaç zamandur görüşmeyiruk.

Ali Gemal Kukuşçi ( 33-trabzon) Ne? Ne? gariyi mi? Gime vereçeğüüüm. Azkeriyeye mi? Heee sonra kel pagalum yanaşuk düzen eğitimine heee yok pen vermem.
Pen oğa yanaşuk tüzen eğidimi da yataşık tüzen eğidimi da vereyirum. Başga pişe da istemez.Şimdi ya s…run gidun ya da sizi alaçağüm yataşuk düzen eğidimine ..Ssieeee !

Seyid Merdan Şukufukuf (44- Hakkari) Valleyi biizım kari atiğini vuryor, silah kolaniyor, na zamen kıziyor diyor senin ananiii s..m bıze. Ezkere ne zeman gidyor o zeman ben dügün ediyor ohhh bee .

Belden Düşük (48-İstanbul) Meraba, bence eşim her açıdan özgür bir insan o istediği yere gidebilir, her açıdan bakınca askere de gider askerden de gelir. Asla bizim ailede baskı söz konusu değil biz çağdaşk insalar olduğumuzdan her türlü özgürük anladın mı? Yani feodal yaklaşımlar yok bizde örneğin bak saat kaç oldu eşim evde yok Nerde ? Arkadaşlarıyla eğleniyor.Eğlenir , o özgür bi insan. ….tamam mı kayıt kapandı mı? Haaaa ..Lan anasını s…ym karıya bak bizi salak zannediyo yaa saat kaç oldu hala yok. Başlarım şimdi bu özgürtlük ipneliğine .. . Bi de askere mi?
Bu arada Bayan muhabirlerim bayanlara sordu askere alınmayı;

Naciye Halenevde (39-6 34-33-32-31-Yaş konusunda çelişkili yanıt verdiğinden en son otuz bir dedik durduk- Bağcılar)
Ben bizzat gidim isterim. Asker olsun, candarma olsun, zabıta bile olsa, bi e astsubay vardı bizim orda, askeri bandoda saksofon çalıyorum demişti bana bi keremsinde. Öyle bi sanatçı olusa olur giderim askere.

Betül Kurumuş ( 56-Muhtelif) Ben bi yere gidemem. Bi yaz Ordu’ya gideyim dedimdi de gidememiştim. Gitmem. Yorulurum ben.

Su Düşüm ( 22-Bakırköy Meydan) Ay yaa ben giderım deee mıncıklama yok ama baak. Peki, gidersem beni tankçı yapıcak mısın?

Gülester Foloşova ( 61-Aksaray-Köprünün orası) ; Men eksere gelmenem , olar geler meni ahtarırlar. Meni bu köprü altında tapırlar atıplar mışına aparırlar.

Ferdane Koca…( ya abla bu ne biçim soyad yaa..yazamayız bunu kanalı kapatırlar valla..olmaz sen annenin kızlık soyadını kullan..yok mu? Nasıl olur yaa ..neeee annen hala kız mı? Ya abi geç bu manyağı ya valla bıktım yaaaa)

Müşüm Gecedön ( 36- Merter) Hanki kanal? Ne zaman çıkcaaz? Kız baan askere gitmek için mürecaat ettim de fazlalıkları at da gel dedileeeeer. Ben onlara zamanında Doyçe Mark varkene kaç mark saydım kııızz.Zaten azzzsker kaçağıydım. Bi gece bakaya kalmışııım..Ay bi cır cır oldummm üç güm işe çıkamadımmm..

Diğer röportajları yayınlamaktan hicap duyduğumuzdan burada meseleyi inceltiyoruz. Ve konuyu bağlıyoruz.

Değerli dostlar her ne kadar askerlik hususunda anlayış ve inanış temelinde bazı yozlaşmalar ve kokuşmalar olmuşsa da memleketini seven her insanın bu mevzuda hassas olduğunu biliyorum.
Bu düşüncelerle memleketimizin emperyalist işgalden kurtulmasında vatanın her köşesindeki “Hatunların” , “Nenelerin”,”Bacıların” canları pahasına cepheye koştuklarını da iyi bilenlerdenim.
İşte bizim kadınlarımız, kızlarımız, hangi soy’dan hangi boy’dan olursa olsun yurtsever ve milletsever olduğundan aynı kararlılık ve fedakârlıkla yine cepheye koşar.
Ve billahi bu memleket daha çok “Nene Hatun” lar büyütüyor şehitlerle dolu gül kokan toprağında.
Ve daha çok
Adana’da Kılavuz Hatice, Bitlis Defterdarının Hanımı, Rahmiye Hanım, Onbaşı Halide, Erzurumlu Kara Fatma, Tarsuslu Adile Onbaşı, Nazife Kadın, Gördesli Makbule, İzmirli Ayşe Hanım ve daha niceleri bu topraklar için canlarını ve evlatlarını feda ettiler.
Onları saygı ve minnetle, şükranla ve sevgiyle anıyorum.