- 3464 Okunma
- 19 Yorum
- 0 Beğeni
ÖKÜZÜN SAMİ’Sİ ve NEFESLİ ÇALGISI
Aşağıda okuyacağınız anı, adı geçen kurum ve kuruluşlar hayal mahsulü olmayıp tamamen gerçektir. Yeminle…
Orta I. Sınıfa gelinceye kadar ismim ve soy ismim hiç başıma bela olmamıştı. İlk kez Orta I. Sınıfta bela oldu.
Türkçe Öğretmenimiz tutturdu:’’herkes adının manasını öğrenecek’’ diye. O zamanlar şimdiki gibi internet yok ki hemen Google Amca’ya sor; o da anında versin sana cevabı. Öyle ansiklopediymiş, kütüphaneymiş o gibi şeyler de hak getire. Gazete bile İstanbul’da çıktıktan üç gün sonra gelebiliyor Erzurum’a. Onu da para verip alamıyoruz. Tren istasyonuna gidiyoruz iyiliksever amcalar ‘’Abi bi gazete ‘’ diye ünlemelerimiz üzerine trenin penceresinden fırlatıveriyorlar İstanbul’dan aldıkları gazeteleri.
Neyse efendim uzatmayalım. Kimden öğreneceğiz bu Sami isminin ne manaya geldiğini? Elbette ki birinci elden kaynak rahmetli peder. Lakin mübareği evde bulmak ne mümkün. Alet edevat çantasını eline aldığı gibi senenin sekiz ayı o şehir senin bu şehir benim daktilo tamirciliği yapıyor. Başta baba olmayınca kime sorarsınız? Elbette ki olayın diğer failine…Yani anneye… Anneme soruyorum ‘’Anne benim adımın manası ne? ‘’ diye . Çok hazin bir cevap alıyorum: ‘’Oğlum hiç bir anlamı yok. Babanın çok sevdiği bir arkadaşının adıydı sana koydu. ‘’ ( Rahmetli Sami Hazinses de her halde Hazinses soyadını buna benzer bir cevap aldığı için almıştır )
Anlamsız bir ada sahip olmanın ezikliğini asla bilemezsiniz. Hele de sınıftaki Ahmet, Mahmut, Mehmet, Mustafalar ‘’ Benim adım Peygamber adı’’ diye hava attıklarında onların karşısında ezim ezim ezilirsiniz. Döne, Döndü, Yosma, hatta Satılmış’ın bile bir anlamı var ama benim adımın hiç bir anlamı yok ha?...
Şimdi gidip de Türkçe öğretmenime ‘’ Öğretmenim benim adımın hiç bir anlamı yokmuş ‘’ mu diyim? Okuma yazması bile olmayan annem nereden bilecek? Mutlaka bir anlamı vardır. En iyisi mahallede genç bir hafız var ona sormak. Gidip buluyor ve soruyorum: ‘’ Hafız abi Sami ne demek ? ‘’ Hafız abi uzun uzun düşünüyor sonunda hatırlıyor: ‘’ Sami bizim buralarda kağnıları çeken öküzlerin boyunlarına vurulan övendirelerin demirlerine denir.’’
Abim Kani de yanımda. O zamanlar tam bir fırlama. Bakmayın şimdi hacı olduğuna. Neyse efendim abimin diline sakız oluyor bu. Yedi mahalleye yayıyor adımı: ‘’Öküzün Sami’si ‘’ Bu gün bile zaman zaman takılır bana ‘’Ulan öküzün Sami’si diye ‘’ Her ne kadar daha sonra Türkçe öğretmenimiz Sami’nin ‘’ İşiten, işitici ‘’ anlamına geldiğini açıklasa da bu gün bile hâla abimin dilindedir ‘’Öküzün Sami’si.’’ ( Bu arada o hafızı bu gün bile bir elime geçirirsem kabak gibi oyacağım. )
Neyse…İsim konusu yine de o kadar sıkıntı vermedi bana. Asıl sıkıntıyı soy isim konusunda yaşadım.
Efendim…Benim soyadım 1989 Senesine kadar BUBER idi. Bizim memlekette bibere büber derler. Nüfus memuru da Erol Abi’nin Saniye’si gibi olunca kayıtlara soy adımız ‘’Buber ‘’ olarak geçmiş. Tüm bizim aile ‘’Buber ‘’ yani… Ben inadına ‘’Biber’’ yazsam da nüfus cüzdanımdan tutun da diplomalarıma kadar her yerde ‘’Buber’’ olarak geçiyor.
Soy ad konusu tabii ki daha bela. Diyelim ki bir devlet dairesine işim düştü. Memur soruyor ‘’soyadınız?’’ Bizim soyadı bakın ne haller alıyor. ‘’ Huber, Dübel, Büder, Güder. Dilber vs.’’ İnanmayacaksınız ama adamların/kadınların eline nüfus cüzdanımı veriyorum yine de soy isim bir türlü doğru yazılamıyor.
Derken efendim Manavgat’ta bir 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramında yaptığım günün anlam ve önemini belirten konuşmadan sonra oranın yerel gazetesinin muhabiri benimle röportaj yapmak istiyor. Tabii ki ilk sorusu ‘’adınız’’ sonra da ‘’soyadınız?’’ ‘’Soyadım Buber’’ deyince adam ‘’Ermeni misiniz?’’ diye sormaz mı? Tepemin tası atıyor artık. ‘’Len oğlum bu soy adın yanında bir ‘’ yan ‘’ var mı?’’ diye soruyorum ‘’ Yok’’ diyor…O zaman ne halt etmeye ‘’Ermeni misiniz ? ‘’ diye soruyorsun? Ermeni olsaydım Buberyan olurdu’’ diyorum lakin adam ‘’ Her ihtimale karşı ‘’ diye düşünmüş olacak ki benimle röportaj yapmaktan vazgeçiyor.
Sonunda 1989 da Soyadımı mahkeme kararıyla değiştirmeye karar verdim. İki de hemşerimi yanıma alarak Batman adliyesinde hakim karşısına çıktım…Daha doğrusu iki adet hakime hanımın…
Ben ve yalancının kör şahitleri arkadaşlarım içeri girerken bir vatandaş da dışarı çıktı. Hakime hanımlar adam gittikten sonra içlerinde tuttukları kahkahayı salıverdiler. Biri gülmekten gözleri yaşarmış vaziyette ötekine ‘’ Yahu ne manyaklar var dünyada. Ha zurnacı, ha çalgıcı ne fark eder ki. Herif zurnacı olan soyadını çalgıcı olarak değiştiriyor. Hay Allah’ım ya’’ dedikten sonra bizim davaya geçtiler.
Benim kör şahitler bendenizin ve ailemizin Kars - Kağızman’da Biberoğulları diye nam salmış bir sülale olduğunu, benim Biberoğulları diye anıldığımı filan anlattı ki külliyen yalan. Ben memlekete hayatımda sadece bir kez gittiğim gibi arkadaşlarla tanışıklığımız da memleketten filan değil + hiç bir Allah’ın kulu bizi ‘’ Biberoğulları ‘’ diye anmaz.
Neyse efendim 1989da soy adım Biberoğulları olarak değişti. Peki kurtuldum mu dertten dersiniz? Ne gezeeer. Bu sefer de genellikle hep Biberoğlu diye yazıldı soyadım. Bizim millet çoğuldan nefret ediyor olmalı ki. Hep tekil yazdılar soyadımı. ‘’Biberoğlu’’… Tabii ki ‘’ Berberoğlu, Dilberoğlu,Dülgeroğlu’’ yazanlar da cabası. Bu memlekette biber denen sebzeyi sanırsınız hiç bir Allah’ın kulu bilmiyor,tanımıyor. Yok böyle bir sebze. Lakin yanlış yazarken bile ısrarla inatla çoğul kullanmıyorlar. Haaa bir de geyiği var bu işin? ‘’Acı biber oğlu mu, tatlı biber oğlu mu?’’( Israrla ‘’oğulları’’ değil dikkat ederseniz ) Espri yapıyorlar güya. Lakin hep sifonu çekmeyi unutuyorlar.
Peki bitti mi? Ahhh ahh. Hiç biter mi? 2002 yılında Afyon-Sandıklı ilçesinde artık baya eskimiş olan nüfus cüzdanlarımızı değiştirdik. Yeni nüfus cüzdanımla tam iki sene bankalardan kredi bile çektim Sami Biberoğulları adına. Bir sürü yerde fotokopisini verdim ilgili kuruma. Evet tam iki sene…
2004 Mayıs ayında Muğla İli Turgut Reis Lisesine Tarih Öğretmeni olarak atandım ( Bu okulda hiç görev yapmadım. Torpille tayinimi Fethiye’ye aldırdım iki ay içinde ) Muğla’da göreve başlamak için gittiğimde okulun Müdür Baş yardımcısı, adaşım Sami Bey ( Ki ben de o okulda görev yapsaydım okulda dört tane Sami adlı öğretmen olacaktı ) nüfus cüzdanımı istedi. Verdim. Başladı okuyarak bilgisayara kaydetmeye:
‘’Adı- Sami, Soyadı BiberOĞLULLARI’’ Hemen atıldım ‘’ Hocam oğlulları değil, oğulları’’ Cevap verdi adaşım: ‘’ Yok hocam oğlulları…Burada öyle yazıyor. Ben nüfus cüzdanınızda ne yazıyorsa onu yazmak zorundayım.’’ Al başına belayı ‘’ Adamın gözlerde bir problem var herhalde’’ diye düşünüyorum ama gözlük bile kullanmıyor.’’Hocam ben o nüfus cüzdanını iki senedir kullanıyorum. Hatta polis çevirmelerinde bile gösterdim. Nasıl oğlulları olur?’’ Adam uzatıyor nufus cüzdanımı ve bakıyorum. Evet gerçekten de soyadım ‘’Biberoğlulları’’ diye yazılmış. Pes yani…Bu kadarına da pes…Ve bana da pes…İki senedir kullandığım nüfus cüzdanımda soy adımın yanlış yazıldığının farkında değilim…Pes ki bunu iki sene boyunca adaşım Müdür Başyardımcısı dışında hiç kimse fark etmemiş.
Tekrar değiştirdim nüfus cüzdanını.Tabii ki içim titreyerek ve korkarak. ‘’Ya memleketten kayıt yine Biberoğlulları diye gelirse?’’ Çok şükür gelmedi.
2009 yılında Konut edindirme fonunda biriken bir para var mı diye baktım internete. Genelde o dönemlerde lojmanda oturduğum için pek umudum yok ya hani bir umut…Bir baktım 163 YTL ( O zaman YTL vardı ) Para var alacağım. Lakin alacak Sami Biberoğlu adına kayıtlı. Olsun T.C. Kimlik numarası bana ait olduğuna göre alırım herhalde diye düşünerekten Ziraat Bankası-Kadıköy-Rıhtım Şubesine gittim. Banka kalabalık. Sıra numarası alıp bekledim. Yarım saat beklemeden sonra Memure hanımın karşısındaydım. Hatun nüfus cüzdanıma baktı veeee ‘’ Nayır, nolamaz…Nalamazsıznız…Bu alacak Sami Biberoğlu adına kayıtlı…Siz ise Sami Biberoğulları’sınız’’ demez mi.
Eeee alamadın mı paranı diye merek ediyorsunuz değil mi. Aldım aldım merak etmeyin. Onlar çakalsa ben de tilkiyim. Hiç bırakır mıyım paramı?
Bankada memur mu yok. Biri fark ettiyse bir diğeri mutlaka fark etmeyecek Biberoğlu, Biberoğulları farkını.
Bu sefer sıra numarası filan almadan bir başka memurenin karşısına dikildim ve resmen acıtasyona başladım ‘’ Hanım kızım bakın ben sakat bir adamım. Ayakta duramıyorum uzun süre, hem sakatlara öncelik tanınıyor değil mi? Şu benim parayı verseniz de evde günlerdir ağızlarına lokma girmeyen yavrucaklarıma bir şeyler alsam ha? ‘’
Kızcağız gözyaşları içinde hemen işlemlere başladı ve Sami Biberoğlu’na ait paraları Sami Biberoğulları’na verdi ( Her ikisi de ben’im ama sakın içinizden biri gidip de ispiyon etmesin. Ne olur ne olmaz. ) Velhasılı kelam bazen sakat olmak da işe yarıyor hani.
Peki bu kadar mı benim Nüfus Müdürlüklerinden çektiğim. Ne gezer efendim ne gezer.
1993senesinde bir kızım dünyaya geldi. Annesine söz vermiştim. Kız olursa adını o kayacaktı. Zaten koymayı düşündüğü isim de çok sevdiğim birinin, dünyalar güzeli bir öğrencimin, aynı zamanda beraber aynı okulda görev yaptığım bir arkadaşımın ( Onu da yazmıştım zaten Akmeşe valisi Münür Bey ve Sayın Vali ‘’ başlıklı yazımda) kızı olan Tuğba’nın adıydı.Tuğba adı bence de uygundu. Doğumdan hemen sonra Kocaeli Nüfus Müdürlüğüne gittim. Doğum belgesini ve kendi nüfus cüzdanımı uzattım görevli memura. Sordu memur: ‘’çocuğun adını ne koydunuz?’’ Gösümü şişire şişire ‘’Tuğba ‘’ dedim. Ve şoku yaşadım.
Memur bey hazretleri ‘’Bu isimde ğ harfi yok.Olmaz’’ demesin mi? ‘’ Yahu hemşerim benim talebem var Tuğba diye. Böyle saçmalık olur mu? ‘’ dediysem de adam koskoca bir kitap gösterdi. Kitapta isimlerin Türkçe yazılışları varmış. Zamanın İç İşleri Bakanlığı bir emirle birlikte bu kitabı yollamış müdürlüklere. O kitapta olmayan ismi koymak yasak.
Hay Allah’ım ya ..Başka isim koysam hatunla kavga edeceğiz. Bu ismi bu şekliyle koysam olmayacak. Son bir çıkış yaptım memura ‘’ Bakın beyefendi bu çocuğun adını Tuba koyarsam herkes onunla alay eder ileride. Malum tuba senfoni orkestralarındaki bir enstrümanın adıdır.’’ Herif suratıma aptal aptal baktı ‘’ Beyefendi burada Türkçe konuşun lütfen. Enistiri, menistiri, senfoni o da ne öyle?’’ ‘’ Ya resmen çattık belaya.’’ Son bir istek yaptım ‘’ Kardeşim gel bak nasıl yapalım biliyor musun ğ harfi olmasın tamam. Ama u nun üzerine bir şapka koyalım’’ Memur gayet ciddi ve net bir şekilde cevap verdi ‘’ Beyefendi alfabemizden şapka işareti kaldırıldı. Bakın bu kitapta isim nasıl yazılmış: ‘’Tuba’’… Bu şekilde yazdıracaksanız yazdırın yoksa başka isim bulun.
Velhasılı kelam kızcağızımın adını mecburen Tuba koyduk. Allahtan tubanın bir enstrüman olduğunu bilen oldukça az da kızımla ‘’ Nefesli saz ‘’ diye dalga geçen olmadı bu güne kadar.
Baba-kız yaşayıp gidiyoruz. Birimiz ‘’Öküzün samisi , diğerimiz orkestra çalgısı olarak’’ Ve Allah’a şükrediyorum ki Yunus’um Sandıklı’da doğmadı. Çünkü ‘’ Bir Yunus diyarı olan Sandıklı’da’’ Bir sürü Yunus isimli insan var…Pardon… Yonis, Yoniz, Yunuz…Ve ben hâla merak ederim: ‘’Bu isimler o kara kaplı kitapta var mıydı?’’ diye.
Not: 1-Yazdığı ‘’Şantiye HN’’ başlıklı yazısı ile bu yazıyı yazmama vesile olan, unutmuş olduğum bu anılarımı canlandıran sitemiz değerli yazarlarından Erol Abi’ ye çok çok teşekkür ediyorum.
2- Yukarıda resimde gördüğünüz, öküzün boynundan aşağı doğru sarkan demire sami deniyormuş güya..İnanmayın külliyen yalan. ( Erzurumlu Selim’e sorun isterseniz…O da yalan diyecektir mutlaka ) [ Bir de doğru derse yandığımın resmidir. ]
YORUMLAR
kutlarım hocam yazını.....malesef bende yanlış anlaşılıyorum......ismim erkek ismi.soyadım erkek ismi.....herkes yadigar deyince bakyor...bazı insanlar varki yadigar bey diyor...düzelttirdm ve kimlikte yadikar yazıyor artık ..öyle olsada yadigar ız.bir tane olunca andaç olarak yadigar demişler...ama genede memnunum ismimden...selam ve dua larımla
sami biberoğulları
İsminiz aslında çok güzel...Kadın için de erkek için de kullanılabilen bir isim..Soyada gelince onun zaten erkeği, kadını olmaz...Mesela Bayanın soyadı Ateşoğlıu...Lakin bayan işte...Oluyor yani...
Sonuçta son noktayı iyi koymuşsunuz..Önemli olan sizin isminizden memnun olmanız.
Selam ve sevgilerimle.
-IspartaGülü-
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Kızlarımın yaşı geldi artık nüfus cüzdanına resimde konulmalı. Kütük memlekette olduğu için tüm belgeleri yolladık. Yolladığımız resimde, saçları kısa olsa gam yemiycem. Uzun saçlı iki taraftan örülmüş, uçları kurdelalı bir resim. Nüfus cüzdanları bir geldi. Bir oğlum birde kızım olmuş. :)))))
İtiraz edip düzeltmekse daha zor. Hocam yine harikasınız. Saygılarımla...
sami biberoğulları
Demek ki bizim ülkemizde Nüfus Müdürlüklerinin yanlışlıklarına uğramayan yok. Allah yardımcımız olsun.
Selam ve sevgilerimle.
Bu dertten muzdarip olanlardanım..Malum soyadımız ADIM'ya AYDIN yazan,ADIN yazan,ADIL v.s bi sürü sıkıntı vesselam...Bir defasında ilk defa tanıştığımız öğretmen sordu;
- Adın ne?
-Selim
-Soyadın
-Adım
Öğtremen şaşırdı...Adın mı? Yani sen Selim Selim'misin?
-Ne selim selim'i hocam,soyadım adım, adım Selim dedim
Öğretmen kafayı yemek üzereyken yan sıra arkadaşım olayı toparladı;
-Hocam o arkadaşın soyadı ADIM dedi...
Hoca ,ben ve sınıf gülmekten kırıldık...
Ha birde bana bir soru sormuşsun cevabını vereyim...
Bizim orada yerel bir atasözü vardır;
Derler ki; Arsıza yüz verme ya sami'yi çalar ya da sambağını... Evet o dediğine sami derler...Selamun aleyküm Sami ağabeyyyy
Erzurumlu Selim tarafından 6/14/2012 12:18:45 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Eyvah eyvahhh.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Çok yaşayın siz...Hiç yazı okuyacak modumda değildim ancak öküz(!) e karşı özel bir merakım var sanırım geçmişimden :)) başlık ilgimi çekti...
Bende az çekmedim bu isim meselesinden....Çift isimlidir bütün ailenin çocukları bizde,hiç kullanılmayan bir ilk isim ve sürekli kullanılan ikinci modern isim...Babamın babaannesinin ismi Rahime Canan...E okulda ilk isimle hitap edildiğinden hep adım söylendiyinde şöyle bir etrafıma bakınıverirdim...Sonra evlendim ki orasıda hoştur,düğün davetiyesinde ''Korkmaz ve Korkutan'' aileleri yazdı..Korkmaz ken ,Korkutan oldum,daha doğrusu evlendiğimde korkutan olan soyismim sorasında nasıl olduysa Kurkutan oldu :)) Her soyadı söyleyişimde o isim problem oldu''korkutan'ın ,u ile yazılmış hali diiye açıklama olmuyor nüfusu veriyorum...
Neyse ki, tekrar soyadıma kavuştum...En hakiki öz Canan Korkmaz.....
Çok hoştu yazı ,gülümsettii...
Kaleminize yüreğinize sağlık...
Saygımla....
sami biberoğulları
Bir de ismiyle ve özellikle soy ismiyle müsemma olma durumu var. Mesela bakıyorsun vatandaşın soyadı Şişman ama kendisi çiroz gibi, ya da Soyadı aslan ama vatandaş süt dökmüş kedi gibi.
Halamın soyadı da Korkmaz dır...Gel gör ki yanında kesekağıdı patlat, masanın altına girer korkusundan. Siz nasılsınız bilemem...
Ben mesela: Biberoğullar'yım güya...Biber bizim eve senede bir ya girer ya girmez.
Selam ve sevgiler.
Canan Korkmaz
hocam çok eğlenceli yazıydı bizim için ama sizin için ne kadar eğlenceli oldu onu ancak siz bilirsiniz tabi ben severek okudum yanındada güldüm sayenizde allahda sizleri güldürsün hocam saygılarımla selamlar
sami biberoğulları
Olay bu gün komedi olarak anlatılabilior. Oysa onu yaşadığım yıllarda tam bir kabustu. İşin bu yönü dikkatinden kaçmadığı için çok teşekkürler
Selam ve sevgilerimle.
bekir odaci
Sami öğretmenim Yazınızı gülerek okudum ve bazı yerlerde sesli kahkahlar attım Vallahi ve nerede olduğumu hemen fark ederek ağzımı kapatmak zorunda kaldım. Siz çok yaşayın..
Hepimizin adıyla mutlaka bir hatırası olmuştur. Yanlış anlaşılmalar ve yanlış söylemeler. Bende de var bir kaç hikayesi( YÜKSEL). En güzeli Askerlik yoklamsı için Konsolosloğa çağrılmam dı :)))
sami biberoğulları
Aslında şaşmamak lazım...''Yaşar ne yar ne yaşamaz'' boşuna mı yazıldı.
Selam ve sevgilerimle.
inci*
Soyadımla ilgili ben de çok sıkıntı yaşarım, sorulduğunda mutlaka bir daha tekrar söylerim. Soyadı
mı her türlü okurlar, en çok gülenay olur.Yazılınca bir harf değişir, her kalıba girer. Ben de bu yüzden sitedeki rumuzumu Glenay yazdım, nasıl olsa herkes bildiğini okuyacaktı. her durumda da
sorun yok.
tebrikler,
selâm ve sevgilerimle..
sami biberoğulları
İşin doğrusu ben de önceleri Gülenay olarak okuyordum. Sanırım siz de baya bir sıkıntısını çekmişsiniz soy adınızın. Benim kızdığım: Vatandaşın eline veriyorsunuz nüfus cüzdanını yine de yanlış yazıyor.
Selam ve sevgiler.
glenay
Anneannemgilin soyadı da Çağlı'yken değişime uğrayarak Çağlıoğlu
olmuş.
selâm ve sevgilerimle..
İyi ki yanlışlıklar olmuş nereden tanıyacaktık Sami hocayı .
Tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Ben de sizlerle tanışmış olmaktan çok büyük onur duyuyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Bir kez daha yanlız olmadığıma sevindim ya...
Bende adımdan değil, soyadımdan yana aynı dertleri yaşarım yıllardır.
Mercanoğulları olan sülale adımız, soyadı kanunu geldiğinde herkes bir soyad bulsun diye köy
muhtarlığına soyad listeleri gelmiş. O zamanın muhtarı ile Rahmetli babam kırgınmışlar. Gidip listeden
ya soyad seçmesi yapacak yada kendisi sülale adını yazdıracak. Tabi "Bizi bilmiyorlar mı" diye gitmemiş. Onlar da sülale adını yazmamış listeden MAVİŞ soyadını vermişler. Bu da fena değil ama gel gör ki dediğiniz makamlarda dediğiniz memurlar tarafından "mamiş, memiş, mamuş, mavuş ve en sonunda da manuş " olarak kalmış. Şimdi sülalemizin bir kısmı Maviş, bir kısmı Mercan diye kayıtlıdırlar.
Hem tebessüm ettim ve hemde beni anlatıyor hissi uyandı.
Yüreğine sağlık. Selam ve saygımla....
sami biberoğulları
Sanırım Maviş soyadı olsaydı da sizinle ve sülale isminizle bir ilgisi olmayacaktı... Fakat Maviş'in Manuş'a dönüşmesi çok ilginç olmuş. Ben memleketinizde kullanılan yöresel şive ile ilgili bir şey sanıyordum soy adınızı. Çok ilginç bir hikayesi varmış doğrusu.
Selam ve sevgilerimle.
Değerli Hocam,
Bu güzide yazıyı kaleme almanıza bir nebze sebp olmuş isem ne mutlu bana.
Hakikatten böyle bir problem var. Anadoluda "Kezban" adı hala var. Bir isimlerin mana ve cinsiyetlerinden dolayı bir de yanlış yazımlardan dolayı karışıklık var.
Bir zaman isim koymak için çocuğa verilen ismin meşru ve anlaşılır olması gerekiyordu.
Komşum yeni doğan kızına "Melisa" adını rahatlıkla verirken,ben büyük oğluma "Üsame " diyebilmek için üniformanın arkasına gizlenmek zorunda kaldım. Yooo.."Üsame " koymamızın nedeni Bin Ladin değil .Zaten 1991 doğumlu .
Anneleri "Çerkez" olduğundan ,bu tabiiyet de anneden geçtiğinden çocuklar ben ne kadar "Karadeniz " diye coşturmaya kalksam da "Biz Çerkes" diyorlar. Üsame de eşimin kafkasyadan göç eden dedesinin adı.
İsmi koymak için o zaman Kağıthane nüfus idaresine üniforma ile gittim. Aaskerli Şubesinde başkan vekili olarak vazife yapıyordum.kağıthanede esnaflık yapan amcaoğlunu önceden nüfüs müdürlüğüne gönderdim. Ben ofisten içeri girince ancaoğlu "Oooo sayın Albayım nasssınızzz*" diyerek halk tipi bi yalakalık gösterince müdire hanım beni karşıladı.
neyse isim söylediğimde müdire "Nerden esinlendiniz?" diye sorunca ben " İsmet Paşamızın dedeleri fahri Üsame be^y hazretlerinden " diyerek hayret ve takdir bakışlarıyla çayımı yudumladım.
Bir de şive farklılıklarından dolayıverilen isimler var ki aman ya Rab!
hem güldük hem düşündük.
Selam ve saygılar ile.
sami biberoğulları
Seni ne zaman okusam firenler boşalıyor. Bu yorumunda da öyle oldu. '' müdire "Nerden esinlendiniz?" diye sorunca ben " İsmet Paşamızın dedeleri fahri Üsame be^y hazretlerinden " kısmını okuyunca yine boşaldı frenler. Allah iyiliğini versin e mi?
Bu taktiği çok tuttum. Bundan sonra bir daha baba olur muyum orası meçhul de şayet olursam bunu asla unutmayacağım çocuğa isim verirken.
Selam ve sevilerimle.
Sevgili Hocam
Size kızgınım aslında ama neyse
Bende ismimle ilgili çok sorunlar yaşadım. Telefonda Eray Beyle görüşebilir miyiz derler direk olarak bende Eray hanım demekten bıktım. Sonra bankada yada resmi bir kurumda işim varsa sorarlar adınız cevaplarım Eray. Onlar der bu sefer Eray mı kimliğinizi görebilir miyiz? Kimliğimi veririm ilk tepki HI Eray mış gerçekten de ve erkek ismi değil mi? diye bir soru daha.
İsmimi bir kaç kez tekrarladığım halde doğru ender yazarlar başka isimleri çok kullandım mesela Meral, Nuray, Seray, Feray gibi ama son hastane olayım aştı artık kendini onlarda ERYA yazmışlar.
Lisede benim meşhur Coğrafya hocam sormuştu adının anlamı ne diye. Coğrafya hocama aşkm dan ismimi afilli anlam yüklemek istedim ve başladım sıkmaya anlatayım
Hocam ben 1967 doğumluyum Aya o yıl hatta benim doğduğum ay yani ağustos da aya ayak basılmış. Ay da ilk yürüyen de erkek olduğundan dedem de adımı Eray koymuş dedim. Canım Coğrafyacım da hımmm anlamlıymış dedi. Aslında anlamı erken doğan ay İsmimin özelliklerini taşırım maalesef hep her şeyi erken yapmak istemişim ve yapmışımdır.Birde ay gibi parlak dır anlamı gerçekten de gittiğim her yerde parlarım ışıltım vardır. Kenddini beğenmiş demeyin TDK diyor
Evlenmeden önceki soyadımda Özgör onu da doğru yazan azdır hep Özgür yazmışlardır. Amcamın soyadı Özgür babam ve diğer sülalenin ki Özgör doğrusu da budur. Amcamın ki bir karışıklık olmuş o da düzeltilmemiş.
Eray Özgör adında pek insan yoktur. Az bulunanlardanım
Sevgiler selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA tarafından 6/13/2012 9:36:38 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
En sonki hadiseye gelince...Çüş yani yer yüzünde Erya diye bir isim var mı ki bu andavallılar senin adını Erya diye yazıyorlar. Bu tipleri toplatıp İlkokuldan başlayarak tekrar eğitime tabi tutmak gerekiyor...
Selam ve sevgilerimle.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sen iyiki varsın hocam sağlıkla yaşa emi....bu saatte gülüyorum ya....saygılar sevgiler
sami biberoğulları
Bu saatte gülmek iyidir...Yatağa gülerek gitmek de iyidir. Lakin yenge uyuyorsa, dayak yemek kötüdür...Tercih senin artık...Ötesine ben karışamam.
Selam ve sevgilerimle..
İsmimi çok sevmekle birlikte, benim de az çektiğim söylenemez. Saime'den tutun da, Aynur, Sonnur, Soynur, Soyunur, Sahnur, Sahinur'a kadar girmediği şekil kalmadı.
Anlamına gelince bahsettiğiniz üzere, daha ayrı bir dert. İnternette bile anlamına dair net bir bilgi yok. Kulakları çınlasın, Din Bilgisi öğretmenim, her hecesini ayrı ele alarak güzel bir anlam yakalamıştı. Ta ki, fakülteyi bitirip staja başlayana dek. Bir gün büromuza ziyarete gelen bir ilahiyatçı doçent adımı sorup, kendi kendine söylenmeye başlamaz mı? "Saynur... Saynur... Ne biçim bir isim bu böyle? Uyduruk bir şey. Arapça'da böyle bir birleşme olmaz!" Biraz da alaylı söyledi gibi geldi bana, ama üstad büroda olmadığı için misafirine saygısızlık olmasın diye sustum. Sanki ona ismimin anlamsızlığını soran oldu. Saygısız insan...(Daha sonra tabii ki de intikamımı aldım!)
Yanisi Hocam, aldırmamak lâzım. Tebessümle okudum, teşekkürler.
Selâm ile.
sami biberoğulları
Efendim bence İlahiyatçı doçent yanılmış.
Say= İş, emek, gayret anlamına gelir.
Nur'u ise açıklamaya gerek yok sanırım...İlahi ışık deniyor kısaca...
İkisini birleştirince de İşi, emeği, gayreti nur olan anlamına gelir. Bu arada İlahiyatçı bir doçentten bahsettiğinize göre sanırım ilahiyat eğitimi almış olmalısınız. Bu durumda siz de bulabilirdiniz adınızın anlamını...Bence çok anlamlı bir isim. Fethiye'de çok şirin bir öğrencimin adıydı.
Selam ve sevgilerimle.
Saynur Baysal Öztürk
Sizin de belirttiğiniz gibi, öğretmenim de "say" ve "nur" hecelerini ayrı ayrı değerlendirip "nur için çalışan, nura koşan, nurlu iş... gibi güzel manalar çıkarmıştı da, doçent olacak ya, adamcağız kestirip attı: Arapça'da böyle birleşim olmazmış, kelime türetme kurallarına aykırıymış...
Ne yapalım, biz de Arap değiliz zaten. Her zorluğuna rağmen ismimi seviyorum.
Selâm ile.
Tv dizilerinde oyuncu bir bayan vardı, soyadı Büber...ben de merak ederdim niye biber değil de Büber...demek ki onlar da sizin memleketten...
güldürdünüz bizi yine,,çokk güzeldi değerli arkadaşım...
selam ve sevgilerimle
sami biberoğulları
Şunu dumuş muydunuz peki.
Vatandaşın birinin soy adı '' Uçan turna gurbet gezer diyar diyar ellerde '' idi.
Sonra değiştirmiş ve sadece ''Gurbet '' koymuş.( Bu gerçek bir olay ve Ülkemizde yaşanmış...Gazete ve televizyonlarda haber diye çıktı )
Bu da Fıkrası:
Kızılderili büyük reis Amerikada mahkemeye baş vurarak adını değştirmeye karar vermiş.
Hakim sormuş: Adın ne senin.
Cevap vermiş Kızılderili:
-Sabahları havlaya havlaya vadileri inleten beyaz tüylü iri köpek..
Hımmm demiş hakim
-Peki şimdi ne koyacaksın adını?
Cevap vermiş Kızılderili:
-Sadece ''Kuçu kuçu '' yeterli
Selam ve sevgiler.
hayatışığı
selam ve sevgimle iyi geceler...
merakla sonuna kadar gülümseyerek okudum
çok güzeldi Sami Hocam
kutlarım
saygılarımla
sami biberoğulları
Noktasına virgülüne kadar tamamen gerçek bir hikayedir bu.
Selam ve sevgilerimle.