- 2015 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Özenti Görünümlü TL Simgesi
Geçenlerde bir açıklama okudum. Türk Dil Kurumu, Merkez Bankası’nın çok bilmiş yöneticilerine, “Paramızın göstergesi olarak seçilen ve kabul edilen simgeyi rakamdan sonra yazmanız gerekir!” diyerek kibarca fırça atmış. Ellerine sağlık, iyi de etmiş. Hatta geç bile kalmış. (Küçük bir araştırma yapılırsa sanal ortamda konuya ilişkin resmî belgenin paylaşımlarına ulaşılabilir.) Kaldı ki bu konu zaten ta baştan beri iki ucu da pis bir değnek gibi sorunlu. Hani deveye malum soruyu sormuşlar da “Nerem doğru ki?” diye cevap vermiş. İşte öylesi bir durum.
Öncelikle konuya baştan başlamak, bu simgenin seçimine ve kabulüne dönmek istiyorum. Merkez Bankası tarafından düzenlenen bir yarışma yapılmış ve seçici kurul, bu olağanüstü(!) simgeyi kendilerince bir-iki fırça darbesiyle ölümsüzleştirerek kullanıma kazandırmış . Yarışmaya 8362 adet tasarım katılmış. Ben onların yalancısıyım. Günahı vebali onların boynuna. Bu rakama çok güldüm. Düşünsenize TL’yi yan yana getirmeye çalışan 8362 tasarım. Vay bee, ne zor bir işmiş. Allah’tan 3 harfli değil. Eğer bir de öyle olsaydı vay garip başımız der seyreylerdir manzarayı. Neyse dönelim konumuza. Bunların içinden 7’si beğenilmiş ve son değerlendirmeye kalmış. İşte bizim nur topu gibi hilkat garibesi simgemiz de onların içinden sıyrılıp birincilik tahtına oturmuş. Daha doğrusu oturtmuşlar. Öyle bir oturtmuşlar ki kaldırana aşk olsun. Olur, olur. Aşk da olur, meşk de olur. Halk istemedikten sonra nice tahtlar sallanmış bu mu bakî kalacak? Eğer bu değerlerin gerçek sahibi, dolayısıyla konuda söz sahibi olması gereken halk istemezse çok değil 2-3 sene içinde geldiği gibi kuyruğunu kıstırıp gitmesini de bilir. Siz istediğiniz kadar methiyeler düzün, istediğiniz kadar akıllara durgunluk verecek düzeyde saçma gerekçelerle allayıp pullayın, hepsi fasa fiso.
Bakın ne demişler: “Simge TL’nin güvenli liman haline geldiğini gösteriyor. Yukarı doğru çizgiler paranın yükselen değer olduğunu simgeliyor.” Bak, bak, bak… Hani avam bir tabirle “Sen neymişsin be abi?” derler ya, gel de deme. Yamuk yumuk saçmalık meğer neler ifade ediyor da biz anlayamıyormuşuz. Eee, estetik ve sanatsal kavrama yeteneğimiz olmayınca, görüntüyü okuyup değerlendirmekte haliyle zorlanıyoruz. Bizim gibi sanat özürlü, kaba saba, sıradan kişiler(!) elbette bu ince ve gizli sanatsal ifadeyi idrak edemez. Nerde bizde o göz ve izan? Çıpa ya da çapa her neyse; bu nesneyi görmesek, bilmesek sanat kılıfı içinde kibarca bir yerlerimize batıracaklar. Kaldı ki ne ilgisi var parayla bu meredin? Dedim ya, bahane aradıktan sonra istemediğiniz kadar bol. Siz yeter ki minareyi çalmaya kalkışın. Kılıf ne ki?
Tırpan bozması, özenti kokan bu görüntü nasıl oluyor da benim paramı temsil ediyor? Kusura bakmayın öleceğimi bilsem de kullanmam. Kullananlara da kullanmamalarını, başka bir kabullenilir seçenek gündeme gelmediği sürece eskiden olduğu gibi güzelim kısaltmasıyla büyük harflerle TL yazmaya devam etmelerini ısrarla yineliyorum. Sanki suyu çıktı TL’nin. Simgeler, yani görsellikler, kılıflar, etiketler arayacağınıza paramızın değerini nasıl üst sıralarda tutabiliriz, nasıl değer kaybının önüne geçebiliriz, nasıl erimesine engel olabiliriz vb. ayrıntılarla uğraşsanız olmaz mı? Olmaaaz. Neden olsun ki? Gündem değiştirmek için bundan iyi bahane mi olur? Ne zaman toplumsal bir sorun yaşansa bir bakmışsınız anında abidik gubidik konularla gündemi sarsıyorlar. Eee, biz de millet olarak balık hafızalı bir toplum olduğumuzdan hemen sazan gibi dalıyoruz konuya. Böylece birileri de amacına ermiş oluyor. Sonuç mu? İşte alın size buram buram özenti kokan bir görüntü. Hayırlı olsun. Adam çıkmış resmen “Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur.” dercesine uygulamalarla ortamı yumuşatıp, kaynatıyor, biz de kuzu kuzu susup kabulleniyoruz. Eğer bunları içine sindirebilen varsa susmaya devam etsin, bu simgeyi de Allah’ın bir lütfu dercesine kabullensin, kullansın. Yok, içinize sinmiyorsa ve bazı şeylerden huzursuz oluyorsanız susmak niye? Sükûtun ikrardan geldiğini bilmeyen var mı? Birlikten kuvvet doğar diye boşa dememişler. Eğer olaylar karşısında tutarlı ve birlikte tavır alınırsa pek çok şeyin değişeceği kesindir. TL simgesi de bu tür açmazlardan birisi. Kaldı ki TL simgesi şu veya bu olmuş, ne önemi var? Bırakın Allah aşkına şekilciliği. İçeriğe bakın, işin özüne inin. Eğer paranızın değerini güçlendirebiliyorsanız simge şu veya bu kimin umurunda? Yanına bir çizik bile atsanız olur. Altının çamura bulansa da yine değerini yitirmeyeceği gerçeğinde olduğu gibi.
Şimdi tekrar başa, yani Merkez Bankası ile TDK arasındaki “Öne mi koyalım, arkaya mı koyalım?” kavgasına dönelim. Bana kalsa “Bırakın bu koyma işini. Valla ele güne karşı ayıp oluyor.” derdim. Ama iş çığırından çıkmış bir defa. Adamlar kafaya koymuş illa ki koyacaklar. O zaman bari adam gibi doğru olanı yapın.
Merkez Bankası simgenin uluslararası kullanıma uygun olarak rakamdan önce kullanılması gerektiğine dair basında yer alan bir açıklama yayınlamış. İyi, güzel de bu alınan karar neden daha önce bilirkişilere danışılmamış? Oldu bittiye getirilme nedeni nedir? Bakmayın siz bu soruları sorduğuma. Soruyorum, ama cevap beklemiyorum. Çünkü bunun cevabını bilmek çok da zor olmasa gerek. Nasıl mı? Pek çok resmî kurum ve kuruluş hâlâ TDK’nin ne işe yaradığını maalesef bilmiyor ya da sorumsuzluklarından olsa gerek ki umursamıyor. Eğer TRT başta olmak üzere TV kanallarındaki haber sunumlarında yer alan alt yazıları dikkatlice okursanız ne demek istediğimi örnekleriyle göreceksiniz. İlgililerin “Yazım Kılavuzu” diye bir nesnenin varlığından bile haberleri yok. Dolayısıyla sahipsiz köyün delisi gibi ağzı olan konuşuyor. Adamlar açıkça “Biz kuralımızı kendimiz koyarız. Örnek olarak da ne kadar el dili, kültürü, gelenekleri ve alışkanlıkları varsa aynen alır bize yama yaparız. Amerika’yı yeniden mi keşfedeceğiz? Ne kadar özenti bulaşığı işler varsa hepsine kapımız açıktır. Birilerinin kalıntısına, döküntüsüne özenmek varken neden güzel kafalarımızı yoralım. Birilerine danışıp kendimize yakışanın, özgünlüğümüzün peşine düşmenin ne anlamı var sanki?” demeye getiriyorlar yani. Özentinin, el düşkünlüğünün yanı sıra hazırcılık, tembellik, asalaklık milletin kanına işlemiş adeta. Adım kadar eminim ki o kararları veren kişilerin çoğunun kitaplığında bu eser yoktur. Olsa bile –ki bir zamanlar resmî kurumlarda zorunluydu- tenezzül edip bakma gereği bile duymaz. Eee, o amirdir, en büyüktür ve o her şeyi bilir. Hem de çok iyi bilir. Çevresindeki şakşakçılar da “Kral çıplak!” demeye çekinir. Dilin kuralları alt üst olmuş, keyfiyet almış başını gidiyor kimin umurunda?
İşte tam da bu aşamada, uzun süredir çıkışlarına hasret kaldığımız TDK dişini, pardon kendini gösterdi. Ayağa kalkıp, “Dur hele, sen kimsin de kendi kendine yazım kurallarıyla ilgili kararlar alabiliyorsun?” diyerek olması gereken ve işin doğrusu da o olan şu açıklamayı yaptı:
“Türk lirasının yeni simgesinin yazılan rakamlardan sonra kullanılması uygundur. Türkçe yazımda para biriminin simgesi rakamlardan önce kullanılmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın bu konuda farklı bir uygulaması bulunmaktadır. Kurumumuzda alınan karara göre bu simge metin içinde kullanılmamalı, yalnızca etiket, tablo vb. yerlerde kullanılmalıdır. Metin içinde para birimi ifade edilirken rakamdan sonra simge yerine Türk lirasının adı veya kısaltması kullanılmalıdır. Bu durumda, metin içinde "860 TL’den" veya "860 liradan" biçiminde yazmanız uygun olacaktır. Bilgilerinizi rica ederim.”
Bu sözlerden sonra konu kapanmıştır sanırım.
Aslında iş bu aşamaya gelmemeliydi. Dolayısıyla bu tür sürtüşmelere de gerek kalmayacaktı. İşin böylesine çatışmaya dönüşmesinde TDK’nin yıllar içindeki sinikliğinin de payı yok değil hani. Neyse ki ara sıra kış uykusundan uyanıp “Ben buradayım.” dercesine, böylesi çıkışlar yaparak varlığını gösteriyor. Buna da şükür. Umarım, yeni başkanlığa atanan Sayın Prof. Dr. Mustafa Sinan Kaçalin ve kadrosu, ses getirecek çalışma ve yönlendirmelerle sık sık TDK adından ve tutarlı icraatlarından söz ettirerek kendilerini unutanlara hatırlatır ve bizleri mutlu kılar. Bu vesileyle kendisine çalışmalarında başarılar diler, yeni görevinin hayırlı olması dileklerimizi sunarım.
Simgelere takılmayacağımız hayırlı, bol kazançlar diliyorum.
Tahsin MELAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.