- 702 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
SEN’de DOĞMAK
Yıllar,yıllar,yıllar önceydi. Belki , üç yüz yıl,belki de , beş yüz yıl önce. Veya,dudaklarımı açarken çıkan,’cuk ‘ sesi, nabzıma koyduğum orta parmağıma gelen,’Tıpp tıpp’ vurusu kadar, ŞİMDİ. Önemi var mı? Hafıza defterimde, en üste yazılmış. Açtığımda ,ilk görünen , ilk okunan.
Beni, sen doğurdun Meleğim, Bebeğim, Huri’m. Beni sen, bir doğum günümde, yeniden revize ettin. Eskimiş ,paslı duygularımı, kırık kalp parçalarını, kalbimin isli borularını attırarak, mideme saplı, hep karnımı ağrıtan, kalın sivri kazığı ,çekip çıkartarak, beni sen ,yeniden doğurdun.
‘’Yani, ben senin ,annen miyim? Daha neler? Seni , koca doksan kiloluk adamı ,bu küçücük halimle, ben mi doğurdum? Delisin sen ‘’
Doğrusu, sen, benim annemsin. Hem anam , hem arkadaşım, hem de ,sevgilimsin. Hatta, bazen de, kızımsın. Beni, sen doğurdun.
Seninle bakışır, hoşlandığımızı bilir, ama birbirimize, bir türlü açılamazdık. Bilirdim, yanıma gelmek ister, telefonlarımın kimden geldiğini, merak ederdin de, bir türlü soramazdın. Ben de, aynı duygular içinde, cesaretsiz , ürkek ve yanılmaktan korkarak ,uzaktım senden.
Bir kamu kuruluşunda çalışıyorduk. Amirlerimiz vardı ve bir gün , o amirler bizi, bir şey almaya, birlikte gönderdiler. Gönderenler onlar mıydı ,yoksa Tanrı mı bilinmez.
Ak Merkez’in , yürüyen merdivenlerinden inerken, avucumun içinde ,o kuş parmaklarını hissettim. Tutmaya korkarak ,bırakmıştım hemen. Ama sen, yılmadın, bu sefer tuttun elimi. Bütün konuşmalar bitmiş, vitrinler boşalmış, insanlar yok olmuş, sadece senden akan, yüreğimi titreştiren, o akım ve onun artı kutbu olan ,yeşil gözlerinden gelen ,çekim vardı. Çarpılmıştım ,en yüksek voltajlara. Nasıl başlamalıydı, günlerdir süren suskunluğu bozacak, sihirli kelimeler. ‘’Elimde değil, seviyorum seni ‘’ diye bildim. Ne cesaret ama. Başka söz kalmamışçasına lügatlarda .
,Kafesinden alınıp, bir avuç içine sığan, küçük bir kanarya gibi , biraz ürkek, biraz tedirgin, duyduğun en ağır sözün altında ,eziktin. ‘’Ben masumum ‘’ diyordun ama ,o dudaklar ,o gözler , o gülüşün, benim için masum olamazdı. Yanaklarını, avuçlarımın içine alıp, çimenlerinin ortasında, sarı papatya tarlaları da olan, esrarengiz rüyaların saklandığı, güzel gözlerine daldım.
Olamaz diyordum, bu derinlik, dipsiz kör kuyuların dibindeki, birkaç avuçluk su gibi ,çekiyordu içine ruhumu. Çok susuzdum, kup kuruydu ağzım. Güzel dudaklarından çıkan ,‘’Ben de, seviyorum seni ‘’ kelimeleri , bozdu bu büyüyü.
Atık çıkıyor,el ele,göz göz, bıkmadan usanmadan geziyor geziyorduk. Koluma girip , öksüz bir kedi yavrusu gibi sokulduğunda ,seni çok arzuluyordum. Ama şunun şurasında,başlayalı on gün oldu sayılırdı .Sabırlıydım, bekleyebilirdim.
O seneki, doğum günüm, bir başkaydı seninle.Bana hediyeler almıştın.Arkadaşlarla kesmiştik pastamızı.Sonra ,bir şey söylemeden,elimden tutarak, beni arabaya sürükledin. Konuşmuyor,bilmiyordum ne olacağını. Evine götürdün beni.
‘’Bunu çıkartayım mı? Ya bunu? Bunu da ,çıkartayım mı?’’ Sorma artık , hepsini çıkart ,dedim. Hepsini çıkart. Seni, sana ait olan her şeyi,dışını ,içini,çıkıntılarını, girintilerini, tadını, tuzunu, terini, tükürüğünü ,görmek, tatmak, içinde, sıcaklığında kalmak istiyorum. Seninle uzanmak, yanında uyumak, sızmak istiyorum. Sende denemeliyim, erkeklik öfkemi. Naralar atmalıyım, erirken ateşinde. Sende terlemeliyim, göğüslerine bulaşmalı ıslaklığım. Küçücük ayaklarını, o kırmızı ojeli kısa başparmağını okşamalıyım, ak topuklarını ,hiç yürümemiş mi ,doğduğundan beri diyerek ,hayran hayran seyretmeliyim.
‘’Oluuur, oluuur’’diyordun her isteğime. Bitmesini istemediğim, karışık meyveli ,kalite bir pasta gibiydin. Her meyvenin tadı bir başka, kreman ise doyumsuzdu. Ne kadar içten , ne kadar bendendin.
Bütün zehirlerimi, irinlerimi, kabuslarımı azaplarımı almıştın benden. Yeni doğmuş bir çocuk gibi ,saf ve temizdim, uzanırken yanında. Seni sevmiştim zaten. O günden sonra , çok sevdim. En ,ama en çok ,sevdim. Dünya ne güzeldi. Hiç borcum yoktu sanki. Hastalıklar mı? Bilmem ,ben çok iyiydim. Hep gülüyorsam , sana ne be dostum! Sen de ,gül. İş hayatı mı? Amir mi? Yahu, bırak bunları, şu güzel dünyayı , hep en güzel yaşayalım. Üzülecek ne var ki zaten?
Onunla ,o evde ,o cennete, beş kere daha gittim. Melekleri, o pırıl pırıl akan dereleri, yemek dolu masaları, Huri’leri gördüm. Yaratılan ,her kadın uzvunun, en güzeli, onun üzerine, şiir gibi, Tanrı tarafından ,özel olarak monte edilmişti. İçine üflenen, güzellikler ve sevgi dolu ,loş duygularla birlikte.
İşte beni, o gün sen doğurdun, Birtanem. Ama ,ben sana, ‘’Bu meleklere fazla güvenmeyelim, kıskanırlar, zaten kadroda açık var ,fazla melek kalmadı , dünyadan geri toplayacağız, deyip duruyorlar’’ dememiş miydim?
Bak, nasıl aldılar seni benden. Giderken ,‘’Üzülme Aşkım’’diyordun da, peki sen ,neden ağlıyordun öyleyse?
Senden ayrılmak,çok zor oldu Bebeğim. Gittiğin yerde ,huzurlu musun? Beni özlüyor , bana rüyalarımda olsun,gelmeyi düşünüyor musun ?
Geçen gece, yine öpüşüyorduk rüyamda. Küçücük kedi dilini , ağzımın içine sokuyordun. Biraz da ,konuşsan olmaz mı? O kesik,seksi inlemelerini duymak, seni, giden dönermiş gibi, beklemek istiyorum.
Beni , sen doğurdun .Ama neden sen büyütmedin? Bana hep ‘’ Oluuur ‘’ derdin. Azraile ‘’ Hayır ‘’ diyemedin mi?
Benim küçük Meleğim, geldiğimde ,sen karşıla beni, tamam mı?
‘’OLUUUR ‘’
E.Yaşar Ovalı 11,06,2012
YORUMLAR
Değerli arkadaşım
Bir zamanlar bir film vardı Love Story diye..Hem film, hem de şarkısı yıllarca dillerde, gönüllerde kaldı. Ancak bu yazı o Love Story' yi bile solladı.
Bu daha Türk'e özgü olmuş. Love Story değil tam bir ''Aşk Hikayesi '' olmuş.
Ellerine, gönlüne sağlık. Tebrik ediyorum. Keşke hiç yaşanmamış bir hikaye olsaydı.
Son söz olarak yazdığınız dileğinizin zamanı gelince gerçekleşmesi temennilerimle selam ve sevgilerimi yolluyorum.
kukurikuu
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. İnsanlar yaşadıkça
hayatımıza milyonlarca güzellik girip çıkmakta. Bazen bunlardan
bir kaçı için , kalbimizde çok özel yerler açıyor ve bu koltuklara,
bir başkasını da, oturtamıyoruz.
Saygılarımla Hocam.
kukurikuu
İltifat ve içten yorumunuz için çok teşekkür ederim.
meselci'yi sayfamda görmekten onur duydum, her zaman kısa ve öz yorumlarınızı beklerim.
Saygılarımla.
EYÜP BEY,
Çok içten, çok yoğun, çok dolu, çok az yaşanmış ama çok derin iz bırakmış bir çok çoklarla dolu bu duygu sağnağı yazınız için sizin kaleminizi, anlatım becerinizi tebrik etmek istedim... Ellerinize sağlık.
Sizi okumak çok keyfli ve ben sizin yazılarınızın takipçisiyim.
Hürmetlerimle.
kukurikuu
Nedendir bilmem sevgiler hep kısa sürüyor. Doyamadığın bir kaşık
Anzer balı gibi. O güzel kadın, ailesini hava alanından , gece yarısı benim arabamla almaya giderken ,son sürat bir TIR altına girerek öldü. Onu ben niye götürmedim diye, hep azap duydum. Arabanın kaskosu, bir ay önce dolmuş olduğu için . arabayı da kiloyla hurdaya verdim.
Yazmadan duramadım işte.
Sevgilerimle.
sabah sabah insana bu yapılır mı çok hüzünlü bir hikaye çok güzel tebrikler inşallah kurgudur.
Saygılar
kukurikuu
Sayfamda olmanızdan dolayı mutluyum. Hikaye de ,çalışma yerimiz hariç
gerisi yaşanmış ve sonunda, hatta sonu gelmeden , trafik canavarının
bitirdiği ,kısa bir aşk hikayesi.
Biraz daha uzasa ve evlensek daha da acı olacaktı.
Saygılarımla.