- 522 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Günün Kıymeti
Bir Günün Kıymeti
Gün ışımaya başlamıştı. Toprak üzerindeki uykusuzluğu atmaya çalışıyordu ve çiçeklerin gözleri henüz açılmaya başlamıştı. Gün aynıydı düne göre ve aynı olacaktı yarın da. Her zamanki gibiydi yeryüzünün yeni güne verdiği cevap. Hayat sadece ona farklıydı. Dün yaşamayı öğrenmiş ve bugün de ölmek zorundaydı. Ona hayat bir günü diğer günden ayırabilmesi için verilmemişti. Hayat ona sadece bir günün değerini anlayabilmesi için verilmişti. Son nefesini vermesine az kalmıştı. Zaten kaçıncı nefesiydi ki bu, dünden beri var olan… Hüzünlü bir bakış vardı kelebeğin acı dolu gözlerinde. Yüreğinde ise bir daha göremeyeceği güneşe duyduğu hasretin ağırlığı… Son nefesini veriyordu, dilindeki son sözü bütün yeryüzüne ve tüm insanlığa karşı söylüyordu:
‘’Sizin bir gününü diğerinden ayırt edemediğiniz şu güneşe hasret olarak gidiyorum, yarınım olmadığından ona meftun gidiyorum. Siz nereden bilebilirsiniz ki sonsuz bir hasretin bir güne nasıl sığdığını… Her gün yaşadığını zannederken bakıp da görememeyi, nereden bilebilirsiniz yüreğin ebedi yangınını…’’ seslenmişti kelebek bütün insanlara. Ben de sesleniyorum şimdi ama sadece sana:
Ey kelebeğim; ömrünün uzunluğu aşsa da bir günü, varlığıyla yaşanılan anlar yıllar da olsa bir gün kadar insana kısa gelen kelebek. Ben güneşim, seni sadece bir gün yaşayan ve sonra yalnızlığa mahkûm edilenim. Çünkü seninle yaşanılan yıllar bir gün kadar uzun bile değil, insanın mutlu olduğu anlar çabuk geçer misalisin. Sen yaşadığım yılların kelebeği, bense güneşin asırlar boyu süren yalnızlığıyım. Sen giderken yokluğa bana emanet edilen senden geriye kalan bir dünyada yaşamak zorunda kalmaktır. Yani güneş olmak da zordur kelebek olmak da… Ama yine de bakarsın yarın da yaşarsın ey kelebeğim… Belki de ben yarın sönerim kim bilir…
Enes Başak
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.