- 615 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KURTAR BENİ- 13
Eve döndüğümüzde temiz hava beni çarpmıştı adeta. Oturacak, konuşacak halim kalmamıştı. Sinem de benden farklı değildi. Yatağa uzandığımla uyumuş olmalıyım ki ertesi sabahın ilk ışıklarıyla uyandım. Bir süre camdan sokağı seyrettim. Epey oturduktan sonra odanın dışındaki sesleri duymamla odadan çıktım. Sinem ve annesi Saliha Teyze, kahvaltı sofrasını donatmakla meşguldüler. Kaldığım üç günde sanki yıllardır beraber yaşıyor gibi hissetmiştim. Nereli olursak olalım, sanırım biz Türk halkının ortak noktasıydı misafir sevmemiz. Samimiyet, bizim genlerimize has bir özellikti sanırım.
Ayrılma saati geldiğinde içimde bir burukluk hissettim. İşim gereği annemin yanında değildim. Bir türlü birlikte olamıyorduk nedense. Saliha Teyze’ ye sarılırken, sanki anneme sarılıyor, kokusunu içime çekiyordum. O anda karar verdim zaten. En kısa sürede anneme gidecek, doyasıya sarılacaktım.
Büroya geldiğimde, anormal bir yoğunluk vardı. Selma Hanım’ ın canı sıkkın görünüyordu. Odama geçtim. Selma Hanım’ da arkamdan gelmişti.
- Aysu Hanım hoş geldiniz.
- Hoş buldum Selma Hanım. Dışarıdaki yoğunluk nedir?
- Aysu Hanım, müvekkilleriniz. Bugün çok önemli bir duruşmanız vardı. Sizi geleceksiniz sanmıştım. O yüzden de hatırlatmadım size. Onun için gelmişler.Epeydir bekliyorlar. Ben ikna edemedim.
- Eyvah ! Nasıl böyle bir hata yapabilirim ben. İnanmıyorum. Tamamen unuttum Selma Hanım. Kabahat bende. Siz üzülmeyin. Dava neydi? Bir saniye… Hım hatırladım. Neyse bir sonraki tarihe ertelenmiştir. Ben ilgilenirim onlarla. Siz buraya alın. Ben konuşurum.
- Tamam Aysu Hanım. Özür dilerim. Hatırlatmam gerekirdi size.
- Sorun değil. Oldu olan artık.
İlk kez başına buyruk hareket etmeye kalkmıştım. Sonucunda bir sürü sorunla uğraşacaktım. Canım sıkılmıştı. Üstelik hukuk bürosunun sicilini de tehlikeye atmıştım. Kendimi afedemiyordum. İçeriye giren müvekkillerimi hatırlamıştım. Bu kez gelişlerinde diğerlerinden farkı, yüzlerindeki kızgınlık ifadeleriydi. En munis halimle onlarla ilgilendim. Özür diledim ve bu hatamı bir sonra görülecek davada telafi edeceğime dair söz verdim. Zorlu bir mücadelenin sonunda ikna olmuşlar ve büroyu terk etmişlerdi. Onlar gittikten sonra Selma Hanım’ ı aradım ve iki kahveyle yanıma gelmesini istedim. Biraz sonra Selma Hanım odamdaydı. Unutkanlığım nedeniyle hiç suçu olmadığı halde o da üzülmüştü. Karşılıklı sohbet, hem ona hem bana çok iyi gelecekti. Yıllardır çalıştığım biriydi ve kendisi özel nitelikteki bir insandı. İlk kez o kadar uzun sohbet etmiştik. Her şey yoluna girecekti. Girmek zorundaydı. Selma Hanım, tam kalkarken;
- Aysu Hanım, Melike Hanım aradı bu sabah. Sizi sordu.Burada olmadığınızı söyledim. Tekrar arayacağını söyledi.
- Sesi nasıldı? Bir sorun mu var acaba? Selma Hanım, sesi nasıl geliyordu telefonda?
- Biraz kötüydü Aysu Hanım. Ya da bana öyle geldi. Sanki ağlamaklı çıkıyordu.
- Allah Allah. Şimdi çok merak ettim işte. İnşallah, yine aynı sorunları yaşamıyordur. Neyse aramasını beklemekten başka çare yok galiba.
- Sanırım öyle…
Akşama kadar dosyaları incelemekle geçirdim. Akşam olmasını ve uzak kaldığım evime kavuşmayı sabırsızlıkla bekliyordum. Melike’ nin aramaması da dikkatimi çekmiyor değildi.
Nermin Kaçar
Devam edecek