- 607 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HEKİM AİLE YAPISINDA BÜYÜK SARSINTI
HEKİM AİLE YAPISINDA BÜYÜK SARSINTI
Dr. Sadık Özen
Yazımda ele alacağım konuların bireysel aile yapılarıyla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Gerçi son zamanlarda, özellikle hekim meslektaşlar arasında yapılan evliliklerde büyük sorunlar yaşanıyor ve ayrılıkla sonlanmaların sayılarında artışlar oluyor, ama benim üzerinde durmak istediğim husus bu değil.
Özellikle bizim kuşağımızdan olan hekimler, günümüzle bağdaşmayan ve gittikçe uzaklaşılan birtakım manevi değerler içinde yetişmişlerdir. Öğrencilik yıllarımızdan başlayarak; büyüklerimizden gördüğümüz ve yaşadığımız örneklerle bizler hekim toplumunun tek bir aile olarak kabul edildiği bir ortamın içinde olduk.
"Tıbbiyelilik Ruhu" nun etkin olduğu dönemlerde, yaşları, kıdemleri, mevki ve konumları ne olursa olsun bütün hekimler; "Hekim Ailesi" kavramının bütünlüğü içinde yer almışlardır. Gerek bizleri yetiştiren hocalarımızn, gerekse bizden büyük yaştaki "Abla" ve "Ağabey" lerimizin bu kavramın oluşmasında ve korunmasında çok büyük katkıları olmuştur. Almış olduğumuz "Tıbbi Deontoloji" derslerinin ise bu değerlerin yerleşmesindeki payları çok büyüktür.
Deontolojiye önem veren bir hekim olarak yürekten bağlı olduğum bu yapılanmanın son yıllarda büyük sansıntı geçirdiğini ve yıprandığını görmekten son derecede üzgünüm.
Moral değerlerin bütün meslekler için önemleri tartışılmaz. Ancak bilimselliği ve teknolojik yönleri yanında, insan hayatını konu edinmiş olan hekimlik mesleği; moral değerlere vermesi gereken önem açısından diğer meslek dallarından çok daha farklı bir konumdadır. Zira burada sevgi, saygı, şefkat ve güven duyguları ile hasta-hekim arasında kurulması gereken iletişim ve duygu paylaşımı daha ön plandadır.
Gerekli iletişim ve paylaşımı, aynı mesleğin mensupları olarak kendi aralarında sağlayamayanların; hekim-hasta ilişkilerinde sağlıklı bir yaklaşımda bulunmaları ve verimli sonuç alabilmeleri ne ölçüde mümkün olabilir ki !..
Son yıllarda, hekimler arasındaki sosyal ilişkilerin ve bunlara bağlı olarak düzenlenen etkinliklerin gittikçe azalmakta olduğu görülüyor. Bunun nedeni maddi kaygıların ön plana geçmesi ve toplumun genelindeki yozlaşmaya paralel olarak hekimlik mesleğinde de ortaya çıkan moral değer kayıplarıdır. Ne yazık ki bu konuda görülen olumsuzluk örnekleri çoğalmaktadır.
En büyük neden, sağlık hizmetleri üzerinde devletçe izlenen hatalı politikalar ve buna bağlı yanlış uygulamalarla tıp mesleğinin ticari bir mesleğe dönüştürülüyor olmasıdır.
Bütün bunlar, maalesef, bir taraftan toplumda hekimlere olan saygınlığın azalmasına neden olurken, diğer taraftan da hekimlerin kendi aralarında; yabancılaşma, ikileşme, sevgisizlik, haksız rekabet duygularının gelişmesine yol açmaktadır. Hekimlere karşı yapılan saldırı ve şiddet olaylarının, hatta işlenen cinayetlerin temelinde yatan gerçek işte budur.
Son zamanlarda; hekimlerin birbirlerine yakınlaşmak yerine, uzak durma, hatta kaçma çabasına girdikleri gözlenmektedir. Özellikle gelecek için; gerek toplum ve gerekse hekimler açısından bu son derecede kötü bir gelişimdir.
Geçenlerde tıbbi bir toplantı vesilesiyle katıldığımız yemekte gördüğüm şeyler bir hekim olarak beni son derecede rahatsız etti. Bazı tatil köylerinde, plajlarda yakınlara şezlonglar üzerine havlu konularak yer ayrılması benzeri bir durum vardı. Hekimler oturdukları yemek masasında, hemen yanıbaşlarındaki hekimlerle bırakın tanışmayı, onlara "Merhaba", "İyi akşamlar" ve "Afiyet olsun" gibi sözcükler söyleme, ya da şöyle bir tebessümde bulunma gereği duymamışlardı.
Bu durum son derecede ilginç geldi bana. Aralarından biri oldukça yüksek bir sesle, "Kapısını içerden kilitleyip odasında oturduğunu" anlatıyordu. Bunları duymak, durumu daha iyi anlamama yardımcı oldu.
Gördüklerim, yıllar önce meslektaşlarımız arasındaki münasebetleri anımsattı bana. Komşu ilçede görevli hekim arkadaşımızla bir iki laf edebilmek için her türlü zorluğu aşarak görüşme fırsatı yarattığımız ve kilometrelerce yol katettiğimiz günler geldi aklıma. Çünkü aramızda hem dayanışma vardı, hem de sevgi.
İnternet bağlantısı aracılığıyla yayınlanan programda; değerli bilim adamlarımız tarafından; diabet konusunda son derecede güzel ve ilgi çekici açıklamalar yapılırken ve Türkiye’nin birçok yerinden aynı anda yüzlerce hekim bu programı izlemekteyken yanımda oturan iki hekim kendi aralarında hararetli bir sohbete girişmişler ve programı izlememi engelliyorlardı. Neyse ki hoşnutsuzluğumu ifade eden bir bakıştan sonra susabildiler.
Bunları dedikodu olsun diye yazmıyorum. Amacım hekimlik mesleğinin ne büyük olumsuzluklarla karşı karşıya gelmiş olduğunu anlatmaya çalışmak. Bu bir özeleştiridir ve kanımca birilerinin bunu yapması gerekiyordu. Bazı meslektaşlarımın şimşeklerini üzerime çekme pahasına bile olsa bunu üstlenmeyi kendim için bir görev saydım. Kim bilir belki de bundan sonrası için bazılarına bir uyarı olabilir.
Saygılarımla...
07. 06. 2012
www.fikirplatformu.net www.edebiyatdefteri.com www.antalyabugun.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.