- 1001 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
DEVRİM KANUNLARI-2
Halen mer’i olan anayasamızın 174. maddesine göre korunan Devrim/İnkılap kanunlarını hatırlatmaya devam ediyoruz...
İlgili 174. madde şöyle idi hatırlarsak;
madde 174. – anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılâp kanunlarının, anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz..
******************************************
* tevhidi tedrisat kanunu (1924):
yayım tarihi ve sayısı : 06/03/1340 - 63
numarası : 430
madde 1 - türkiye dahilindeki bütün müessesatı ilmiye ve tedrisiye maarif vekaletine merbuttur.
madde 2 - şer’iye ve evkaf vekaleti veyahut hususi vakıflar tarafından idare olunan bilcümle medrese ve mektepler maarif vekaletine devir ve raptedilmiştir.
madde 3 - şer’iye ve evkaf vekaleti bütçesinde mekatip ve medarise tahsis olunan mebaliğ maarif bütçesine nakledilecektir.
madde 4 - maarif vekaleti yüksek diniyat mütehassısları yetiştirilmek üzere darülfünunda bir ilahiyat fakültesi tesis ve imamet ve hitabet gibi hidematı diniyenin ifası vazifesiyle mükellef memurların yetişmesi için de aynı mektepler küşat edecektir.
madde 5 - bu kanunun neşri tarihinden itibaren terbiye ve tedrisatı umumiye ile müştegil olup şimdiye kadar müdafaai milliyeye merbut olan askeri rüşti ve idadilerle sıhhiye vekaletine merbut olan darüleytamlar, bütçeleri ve heyeti talimiyeleri ile beraber maarif vekaletine raptolunmuştur. mezkür rüşti ve idadilerde bulunan heyeti talimiyelerin ciheti irtibatları atiyen ait olduğu vekaletler arasında tahvil ve tanzim edilecek ve o zamana kadar orduya mensup olan muallimler orduya nispetlerini muhafaza edecektir.
(ek: 22/4/1341 - 637/1 md.) mektebi harbiyeden menşe teşkil eden askeri liseler bütçe ve kadrolariyle müdafaai milliye vekaletine devrolunmuştur.
madde 6 - işbu kanun tarihi neşrinden muteberdir.
madde 7 - işbu kanunun icrayı ahkamına icra vekilleri heyeti memurdur.
**************************
Kanun, yayın tarihinden yaklaşık 1 yıl sonra, yani 22.04.1341 tarihinde askeri liseler tekrar milli eğitim bakanlığından alınıp, savunma bakanlığına devrediliyor..İlk kez bu esnada orijinal kanun değiştiriliyor..
Kanunda dikkat çekecek en önemli husus bütün eğitim ve öğretim kurumlarının Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olması gerektiği hususu..Sadece yukarıdaki ek madde ile askeri liseler istisnası sonradan eklenmiştir..
Birinci maddeye göre günümüzdeki YÖK organizasyonu tamamiyle bu devrim kanununa muhaliftir..YÖK milli eğitim bakanlığına bağlı değildir malumunuz..Ancak üniversite, akademi, profesörler cephesi bu devrim kanunlarına aykırılıktan şikayetçi değillerdir..Aksine Üniversitelerin özerkliğini, bağımsızlığını savunmaktadırlar.(Kişisel görüşüm de öyledir)..
4. maddeye göre dini eğitim uzmanları yetiştirmek için "bir" ilahiyat fakültesi açılacak..
Şu anda kaç ilahiyat fakültesi var? :)
Yine bu maddeye göre bakanlık imamlık hatiplik ve diğer dini hizmetlerin görülmesi için liseler açacak..İmam hatip liseleri bu kanuna göre açılmak zorunda yani.."Mektepler" diyerek çoğul kullanıldığı için de sayısı için bir sınırlama yok..İhtiyaca yetecek kadar olması düşünülebilir..İmam hatipler kapatılsın diyenler devrim kanunlarına muhalefet ettiklerini bilmeliler yani..:)
İlahiyat fakültelerini birden fazla sayıda açanlar da keza devrim kanunlarına muhalefet etmekteler. Her iki durum için de devrim kanunlarının koruyucusu savcılar, mahkemeler kime ne şekilde dava açmışlardır bilemiyorum?
Bu kanuna göre laiklikten, dini eğitim için okullar kurmaya ve yönetmeye izin veren anlayış olarak bahsetmek gerekecek.Devletin okullarında halka kendi dini ve dini kuralları öğretilecek ve, bu okullardan yetişenlerde halkın din adamı ihtiyacını karşılayacak..Bırakın dini eğitim almayı, dini gereklilik yüzünden "başörtüsüyle pozitif bilim eğitimi " almayı dahi laikliğe aykırı gören düşünce, bu madde için nasıl düşünmektedir?
Devrim kanunlarının anayasaya aykırı olduğu şeklinde yorumlanmasını yasaklayan 174. sayılı anayasa maddesi mi imdada yetişmektedir?
Oysa Devrim kanunlarının mantığına ve lafzına dikkat edildiğinde dini eğitim bile değil, pozitif eğitim almak isteyen öğrencilerin, dini gerekliliklerinden vazgeçmelerini makul gösterecek bir zorlamaya, bir imaya rastlamak mümkün değil..
Başörtüsü takarak pozitif bilim eğitimi almanın laikliğe aykırı olduğunu, devrim kanunlarına aykırı olduğunu iddia etmek mümkün değildir bu haliyle.. Başörtüsü ya da herhangi bir kadın kisvesinin ne devrim kanunlarınca, ne de başka anayasa maddeleriyle yasaklanmadığını "DEVRİM KANUNLARI-1" başlıklı önceki yazımızda işaretlemiştik...
Diğer bir Devrim Kanunu başlığına geçelim;
****************************************
Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında kanun
yayın : resmi gazete
yayım tarihi ve sayısı : 03/11/1928 - 1030
numarası : 1353
madde 1 - şimdiye kadar türkçe’yi yazmak için kullanılan arap harfleri yerine latin esasından alınan ve merbut cetvelde şekilleri gösterilen harfler (türk harfleri) unvan ve hukuku ile kabul edilmiştir.
madde 2 - bu kanunun neşri tarihinden itibaren devletin bütün daire ve müesseselerinde ve bilcümle şirket, cemiyet ve hususi müesseselerde türk harfleriyle yazılmış olan yazıların kabulü ve muameleye konulması mecburidir.
madde 3 - devlet dairelerinin her birinde türk harflerinin devlet muametına tatbiki tarihi 1929 kanunusanisinin birinci gününü geçemez. şu kadarki evrakı tahkikiye ve fezlekelerinin ve ilamların ve matbu muamelat cetvel ve defterlerinin 1929 haziran iptidasına kadar eski usulde yazılması caizdir.
verilecek tapu kayıtları ve senetleri ve nüfus ve evlenme cüzdanları ve kayıtları ve askeri hüviyet ve terhis cüzdanları 1929 haziranı iptidasından itibaren türk harfleriyle yazılacaktır.
madde 4 - halk tarafından vakı müracaatlardan eski arap harfleriyle yazılı olanlarının kabulü 1929 haziranının birinci gününe kadar caizdir. 1928 senesi kanunuevvelinin iptidasından itibaren türkçe hususi veya resmi levha, tabela, ilan, reklam ve sinema yazıları ile kezalik türkçe hususi, resmi bilcümle mevkut, gayrı mevkut gazete, risale ve mecmuaların türk harfleriyle basılması ve yazılması mecburidir.
madde 5 - 1929 kanunusanisi iptidasından itibaren türkçe basılacak kitapların türk harfleriyle basılması mecburidir.
madde 6 - resmi ve hususi bütün zabıtlarda 1930 haziranı iptidasına kadar eski arap harflerinin stenografi makamında istimali caizdir. devletin bütün daire müesseselerinde kullanılan kitap, kanun, talimatname, defter, cetvel kayıt ve sicil gibi matbuaların 1930 haziranı iptidasına kadar kullanılması caizdir.
madde 7 - para ve hisse senetleri ve bonolar ve esham ve tahvilat ve pul ve sair kıymetli evrak ile hukuki mahiyeti haiz bilcümle eski vesikalar değiştirilmedikleri müddetçe muteberdirler.
madde 8 - bilümum bankalar, imtiyazlı ve imtiyazsız şirketler, cemiyetler ve müesseselerin bütün türkçe muamelatına türk harflerinin tatbikı 1929 kanunu sanisinin birinci gününü geçemez. şu kadar ki halk tarafından mezkür müesseselere 1929 haziranı iptidasına kadar eski arap harfleriyle müracaat vakı olduğu takdirde kabul olunur. bu müesseselerin ellerinde mevcut eski arap harfleriyle basılmış defter, cetvel, katalog, nizamname ve talimatname gibi matbuaların 1930 haziranı iptidasına kadar kullanılması caizdir.
madde 9 - bütün mekteplerin türkçe yapılan tedrisatında türk harfleri kullanılır. eski harflerle matbu kitaplarla tedrisat icrası memnudur.
madde 10 - bu kanun neşri tarihinden muteberdir.
madde 11 - bu kanunun ahkamını icraya icra vekilleri heyeti memurdur.
*******************************************************
Bu kanunun ikinci maddesine göre bütün özel resmi müesselerdeki bütün yazışmalarda sadece Türk karflerinin kullanılması mecburidir...
Kamu kuruluşları sitelerinin, özel kuruluşların sitelerinin herbirisine girin.-mil uzantılı, gov uzantılı siteler de dahil..
W,Q, X gibi harfler ve işaretlerin kullanılıp kullanılmadıklarına dikkat edin..www diye başlayan internet adresleri dahi bu kanuna muhalif.."Washington" yazılımı devrim kanunlarına muhalif..Quebec,Newyork, yazılımı da devrim kanunlarına muhalif..Daha binlerce örnek ile hergün gazetelerde, dergilerde, resmi özel bir çok yazışmalarda devrim kanunlarına muhalefet ediliyor??
Kelimelerin orijinal halleri ile yazılması gibi bir savunma olamaz.. Zira "japonya" yazarken japon harflerini kullanmıyoruz, ya da atina yazarken yunan alfabesinde yazıldığı gibi kullanmıyoruz..XENON XEROX diye yazıyoruz mesela..Oysa çoğu başka latin kültürerin yazım şekli, kelime orijininin lisanı ile yazılmış hali değil... Resmi özel bütün yazışmalarımızda kullanmamız gereken sadece Türk harfleri olmalı oysa...Alfabemizde olmayan orijinal yazılımları da alfabemiz harfleriyle yazmalıyız.. "Vashington, Kebek,Nevyork" gibi..
Her ne suretle olursa olsun, kelimenin orijinali nasıl olursa olsun devrim kanunlarına göre Türkçe harfler ile yazmamız şart..Aksi devrim kanunlarına muhalefetten savcıların dava, soruşturma açmasını gerektirir..
Dikkate alan var mı hatırlayabildiğiniz?
Aynı kanunun 4. maddesine göre bu sefer tüm özel ve resmi tabelalar,ilanlar, reklamlar, yazılar, afişler sadece Türk harfleriyle basılabilecek..Aksi devrim kanunlarına açık muhalefet?
Tabelalar konusunda birşey söylemeye gerek varmı? "Waikiki,Xerox,windows gibi yüzbinlercesini başınız camdan uzattığınızda görebiliyorsunuz..Ya da w, q, x harfleriyle dolu film afişleri??
Devrim kanunlarının bazı hallerde delinmesine göz mü yumuluyor yoksa?
Kim karar veriyor nelere göz yumulacağına?
Devrim kanunları konu başlıklarına devam edeceğim...
YORUMLAR
Diyorum ki başörtüsü ile ilgili yasalarımızda hiç bir kısıtlama yok..
Diyorum ki yasalarımızda medeni kanun gereği birden fazla evlilik aynı anda yapılamaz..
Siz de diyorsunuz ki;
Ama burka, ama 4 kadın, ama biryerlerini, hiç değilse başını açmazsa kadın okumasın..
Sonra da ekliyorsunuz;
"Ben eğitimciyim, bilimsel bilgiyi ayıracak durumdayım:)"
Gülmekte haksız mıyım efendim?
:)
erolbasci tarafından 2/7/2008 10:30:28 AM zamanında düzenlenmiştir.
Espri yapıyorsunuz, ya da bilimsel verilerle pek ilişkiniz yok sayın mt:)
Medeni kanunu kabul edeli çok oldu bu ülke, bahsettiğiniz hususlara zaten o kanunlar izin vermiyor..
Ancak türban ya da başörtüsü konusunda ne Devrim Yasalarında, ne de anayasanın başka yerlerinde bir kısıtlama yasaklama olmadığını, bilimsel verilerle açıklamaya çalıştım sadece.)
Laiklik yobazlarını, Atatürk ve Laiklik istismarcılarının belirttiği gibi başörtüsü ya da herhangi bir kadın kıyafeti devrim kanunlarına da lakiliğe de muhalif sayılamaz..
Kadını seks objesi olarak görme konusunda ise yine yanılıyorsunuz.. Ne kadar çok soyunursa, üzerindeki örtülerin ne kadar çoğunu atarsa o kadar mutlu olacak çevrelere söylemek lazım bunu:)
Siz dahi, kadının eğitim almasının ancak örtüsünü soyunmakla mümkün olacağını savunurken, diğer yandan da güya kadınların çağdaş ve özgür hayatın içinde yeralmaları gerektiğini söyleme çabanıza da ancak gülünebilir.)
Sorun zaten eğitim öğretim almak, meslek sahibi olmak, çalışmak, kendi ayakları üzerinde durmak isteyen kadının önüne engel çıkartılması sorunudur..Ancak soyunursan okuyabilirsin çağdaş olabilirsin demek istemişsiniz de, biraz uzun bir yol kullanmışsınız:)
Neticede anlaşılıyor ama maksat yine de..
Kulaktan dolma bilgilerle donanmış olduğunuz görülüyor..Bu coğrafyada burka takan hiç kadın olmadı mesela:)) Laik yobazların yayın organlarından esinlenmisiniz sanırım:)
peçe çarşaf falan da Cumhuriyet döneminde yasaklanmadı, hiç bir zaman yasaklanmadı..
Zaten o dönemde yapılan devrim kanunlarından bazılarının niçin uygulanmadığını, niçin uygulamayanların laiklik aleyhtarı olarak görülmediğini sorgulamaya çalışmıştım yukarıdaki yazımda da:)
Şapka zorunluluğu mesela, siz de takmıyorsunuz gördüğüm kadarıyla? Bir sürü insan devrim kanunlarına muhalefet ediyor..Nasıl çağdaş olunacak böyle muhalafetle peki?
Ya da neyin savsaklanıp neyin savsaklanmayacağına kim karar veriyor? kanunun özü demişsiniz de nedense gülmem geldi bu noktada:)
Kanunun özünden şapka dolayısıyla uzaklaşınca ne oluyor peki? Düşündünüz mü hiç?
Bence de düşünmeyin, zira düşünmek de size yakışmayacak..:)
erolbasci tarafından 2/6/2008 10:01:14 AM zamanında düzenlenmiştir.
erolbasci tarafından 2/6/2008 10:01:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
Erol Bey,
Türbanı devrim kanunları içinde aramana gerek yoktu, zaten bu kanunlardan sonra , islamın siyasallaşması ile ortaya çıkmış bayrak yapılmıştır.
Bunda da tarikatların yıllar süren sinsi çalışmalarının başarısı vardır. Bayram olsun.
Bundan sonra erkeklerin istekleri de gündeme gelir 4 kadınla evlenmek gibi Türbanlılardan 4 lü paket yapılır din sömürücülerine türban savunucularına...
Burada anlaşılmayan ister türban ister başka şekilde kadının , erkek egemen toplumda seks objesi olarak görülmesidir. ve kapanması hatta bazı şeylerden yasaklanmasıdır.
Okuma özgürlüğü bir aldatmacadır. Bu düşüncedeki insanlar daha düne kadar kadının yeri evidir,çalışmamalıdır diyenlerdir. Son günlerde de takip ettiyseniz çalışan kadınlar aldatıyor diyebilecek durumda olan insanlardır.
Bir toplum çağdaş , özgür ve hayatın içinde erkekle birlikte mücadele eden kadınlar ile yükselir.
Kendinizi yormayın; kanunun özü önemlidir. Dikkat ederseniz Cumhuriyetle birlikte çarşaf, peçe ,burka gibi kıyafetler yavaş yavaş ortadan kalkmışken şimdi tekrar geriye doğru bir yöneliş var.Devrim kanunlarının özü kılık kıyafeti çağdaş toplumlara yaklaştırmaktı sizin sayfalar dolusu demogojinizle bu gerçek değişmez kendinizi yormayın.
Uğur Mumcunun kazandırdığı <Bilbi sahibi olmadan Fikir sahibi olmak >sözcüğü size yakışmıyor. Özgürleşmiş bilimse bilgi den bahsedilmektedir,tarikat bilgilenmesinden değil.