- 3454 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
İçimizden İnsan Manzaraları...
Sürekli kendini öven ve hayatında ki kötü olarak yaşadıklarını anlatırken, bunları yaşamak benim hakkım değildi diyerek isyan eden insanlardan uzak durmaya çalıştım hayatım boyunca. Ben merkezli ve çok bencil oluyorlar. Her yaptıkları hataya kılıf uydurmayı öğle güzel beceriyorlar ki… Bir o kadar da sizin iyi niyetinizi o kadar güzel kullanıyorlar ki…Şaşırıp kalıyor insan. Ama sadece kendilerini kandırdıklarının ne yazık ki farkında değiller. Bir insanın fiziki güzelliği olacağına önce yüreği güzel olsun. Fizik olarak dünya güzeli lakin yüreği o kadar çirkin ki… Ve o çirkinliği tarif edecek bir kelime bile yok.
Bir örnek vermek gerekirse, bir bayan düşünün. Çok güzel, orta yaşta ve bekâr. Evli bir erkeğe gönlü düşmüş. Adamın evli olduğunu, çocuklarının olduğunu biliyor üstelik. Hadi diyelim âşık oldu. Aşk bu nerede, nasıl geleceği belli olmaz. Bazen örf ve adetlerimize ters düşse de engel olamaz insan duygularına. Yenik düşer. Aşkın gözü kördür derler ya. O durumda işte. Her şey çok güzel giderken iki sevgili kavga eder. Kadın adamı tehdit eder. Evini arayacağım, eşine her şeyi anlatacağım diyerek erkeği elinde tutmaya çalışır. Buna benzer bir sürü tehdit. Hadi şimdi buyurun bakalım. Nerde kaldı kadının dış güzelliği. Demezler mi kadın sevgiliyken iyiydi de şimdi ne oldu. Nedir o masum eşin ve çocukların günahı. Ne halt ettiysen ettiniz. Senin ne hakkın var hiçbir şeyden haberi olmayan eşin ve çocukların psikolojisini bozmaya. Birçok yuva bu yüzden yıkılmıyor mu? İmam nikâhını da geçtim şimdi gönül nikâhı çıkmış ortaya. Tutundukları dala bakar mısınız? Birde bu işlevlerini sürdürürken namus abidesi kesilirler. Bu tür kişiler için iftira atmak çok kolaydır.
Kendilerinin yaptığını aklamak için her yol mubahtır onlara. Allah korkuları yoktur dur.
Burada erkeğin suçu yok mu? Var tabi ki…Ama en büyük suç kadında. Ne zannediyorsun be kadın gül gibi eşini boşayıp, evlatlarını inkâr edip seni mi nikâhına alacak. Ha bu tür yollarla amaçlarına ulaşanlar çok. Fakat ilahi adalet her daim peşlerindedir. Bir gün mutlaka ilahı adaletin pençesinde hesap verecekler. Bu tür insanları teşvik eden, yanlışı devam ettirmesine sebep olanlar, sözde yardımcı olmaya çalışan yandaşlarda cabası tabi. Onları nasıl bir akıbet bekler bilmiyorum.
Birde şu tür insanlar vardır. Tanışırsın dost olursun. Zamanla sohbetleriniz özellerinizi anlatacak kadar yoğunlaşır. O sana anlatır, sen ona. Bir gün gelir yollarınız ayrılır. İçi fesatlık dolu olan verdiğiniz sırları paylaşır başkalarıyla. Ve hiç çekinmeden bin bir türlü yalanlar ekleyerek döker ortaya. Kendi verdiği sırlarında yalan olduğunu iddia eder utanmazca. Oysa bilirsiniz hepsinin doğru olduğunu. Çünkü kulağınızla şahit olmuşsunuzdur. Ve ya bir konuda kendini ispatlamak için sizden yardım almıştır. Unutur bunları ve devam eder deşifre etmeye aklınca. Diğer tarafın düşüncesi ise sır sırdır ve ölene kadar ne olursa olsun sır olarak kalmalıdır. İşte buyurun iki insanın kişiliği ortada. İçimizden örnekler bunlar. Daha anlatılacak çok insan türü varda bu günlük bu kadar yeter.
Bu tür insanlar aynaya bakarken fiziki güzelliklerini görmesinler sadece. Yüreklerine baksınlar, görmeye çalışsınlar içlerinde ki pisliği. Belki görürlerse, azıcık vicdanları varsa temizlemeye çalışsınlar. Allaha yakın bizlerden uzak olsunlar. Ne kadar uzak olmaya çalışsakta bir şekilde çamurlarını sıçratırlar. Beddua etmeye bile değmezler. Beddua ederek evreni kirletmeye kimsenin hakkı yoktur. Onları Allah’ havale edip, Allah’ımın bir an önce ıslah etmesini dilemekten başka çare gelmez elimizden. Bir an önce insanlığa yararlı insan olmalarını dilemeliyiz.
Bir kadının en büyük düşmanı yine bir kadındır...
Saygılarımla…
04.06.2012_____________Seher_Yeli
YORUMLAR
Çok güzel bir yazı olmuş.
İnsan hayatına veya başka hayatlara bakıp bazen
gelecek hakkında fikir yürütmeli.
Bu tür durumları izlemeli ve gelebilecek her türlü şeye karşı tedbirli olmalı.
Ama bu bile bile hata yapmayı gerektirmez tabi ki.
Toplumun doğruları ve yanlışları var.
Tamam ama biz toplumu kendimizin oluşturduğunu unutmamalıyız.
Nasıl bir toplum istiyorsak öyle yaşamalıyız.
Şahsen ben bu tarz bir ilişkinin toplumu doğru bir yörüngeye sokacağını düşünmüyorum.
Çok güzel bir yazı olmuş ama Tebrikler....
Her zaman biz kadınlara erkeklerin ettiğini konuşuruz.Genç kızken babamızın ,abimizin,evlenince de eşlerimizin çektirdiklerini anlatırız hep.Ama aslında seninde dediğin gibi en büyük kötülüğü hemcinslerimizden görürüz.taş uzaktan gelmez..Evimizde varsa kızkardeşimiz çekemez bizi en ufak bir hata da ailedeki büyüklere söyler.İş çevrende arkadaşın çekemez en ufak hatanı kollar.Arkadaşım dostum dediğiniz kişi arkadan vurur sizi.Bir bakarsınız düşman olmuş size....Paylaştıklarınız ortada.En kötüsüde bir gün bir bakmışsınız hemcinslerinizden biri eşinize göz koymuş..Annem bana üniversiteye giderken bir nasihatte bulunmuştu.€line beline diline sahip ol demişti.Tüm insanlar olarak bu söze uysak bence bu tür vakaların hiç biri olmayacak.Bu tür kötülükler yapmayacağız ve karşılaşmayacağız..
Gelinciğim öncelikle fondaki şarkı harika olmuş yazıya nasılda yakışmış ne güzel anlatmışsın hayatımıza zaman zaman giren pislikleri bunların günahlarını vede ahlaksızlıklarını ne Marmara denizi nede porsuk arındırabilir. En güzeli de bu tarz insanlar piyasa yaparken kendilerini lekesiz melek gibi göstermezler mi resmen komedi bunların hali. Birde evli barklı adamlarla aşk yaşayıp yuvalarını yıkmak için çaba harcayanlar bunun günahını vebalini nasıl ödeyecekler anlamış değilim Allah yardımcıları olsun ne diyeyim. Birde kıskançlıklarından kuduran türleri var bunların kafalarında yarattıkları paranoyalarıyla etrafta çığırtkanlık yaparlar kendileri de kedi köpek misali pisliklerinin üzerini toprakla kapatmaya çalışırlar ama bıraktıkları kokudan hiç haberleri yoktur ne diyeyim nesli gittikçe çoğalan türleri nasıl da güzel anlatmışsın canımdaki can senin kalemin hiç susmasın olur mu seni seviyorummmmmmm
nedense o tip insanlar itibar görüyor günümüzde malesef doğru konuşanı dinlemeye bile tahammül etmiyorlar herkes sır tutamaz mesela hemcinslerim dışardaki ettileri ne halt varsa hepsini tek tek anlatırlar tabii göğsünü kabartarak dinlemek istemesende yazık diyorum garip garip yüzüme bakıyor efendim kutlarım yazınızı çok güzel yazıydı kaleminize sağlık saygılarımla selamlar
dünya üç günlüktür .Bir gün Doğarız. Bir gün Yaşarız... Bir Gün Ölürüz...
nasıl doğacagımız meçuldür topalmı körmü . nasıl yaşayacagımız bir hayal neler yaşıyacaz? ama tek hakikat var ölüm .hiç birşey bilemeyiz lakin ölüm var onun için bir şeyi yaparken bin düşün bir yap mak gerek saygılarım la kaleminiz daim olsun güzel konulara değinmişsiniz anlamasını bilenlere...
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Hayatın gerçekleri bunlar.Tabi ki herkes öyle değildir ama.Tarif ettiğin örneğini verdiğin karaktere uygun çok kişi var.Yüreğinin sesi daim olsun diliyorum.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Değerli arkadaşım.
Size uzunca ama tamamen gerçek bir anı anlatacağım. Bu sefer mizah değil ama biliyorum ki okursunuz. Siz benim yazılarımı seversiniz. Neyse Efendim anlayatım.
Yıl 1975 İstanbul-Bakırköy-Kartaltepe Mahallesi Muhtarlığında Katip olarak çalışıyorum.
Muhtarlığa 45-50 yaşlarında bir adam geldi. Muhtarımız Hacı Yusuf Nurel ( Allah Rahmet Eylesin ) Amca'ya Samsun Kapalı Ceza evinde yatmakta olan bir arkadaşından selam getirdi. Tabii ki Hacı amca sordu bu vatandaşa '' Sen de içerde miydin '' diye..Adam '' Evet '' deyince Hacı Amca ile aralarında şöyle bir konuşma geçti:
-Kaç yıl yattın hapiste?
-On sekiz yıl.
-Suçun neydi peki?
-Cinayet.
-Neden cinayet işledin?
-Namus Belası
-Sakıncası yoksa anlatabilir misin?
-Ben şoförlük yapan birisiydim. Uzun yol şoförüydüm. Bir gün telefon ettiler ve iş olduğunu sölediler. Hem kamyonu almak hem de işin verileceği depoya gitmek için evden ayrıldım. Kamyonu garajdan aldım. İşin verileceği depoya gittim. Bana orada nakliyatın yarın yapılacağını söylediler. ben de eve döndüm. Gece saat 12 filan olmuştu. Eve geldiğimde baktım bizim evin ışıkları yanıyor. Hayret ettim...Bu saatte benim hanım çoktan yatmış olurdu. Çocuk mu rahatsızlandı acaba diye evin dış kapısını açıp içeri girdim. Çocuk yatak odasında mışıl mışıl uyuyordu. Usulca yatak odamıza yöneldim. İçeriden sesler geliyordu. Ka<rım bir erkekle kahkahalar atarak konuşmaktaydı. Derhal mutfağa gittim satırı aldım. Yatak odasına daldığımda karım bir başka erkekle olan sevişmesinin en hararetli anını yaşıyordu. Benim içeriye dalmamla birlikte erkek camdan kaçtı. Ele geçirdiğim karım ise satır darbelerimle geberip gitti.
-On sekiz sene çok...Ağır tahrik filan demediler mi?
-Diyemediler...Çünkü kadını öldürdükten sonra da vurmaya devam etmişim. Neredeyse satır kıyması yapmışım.
-Yanlış yapmışsın...Sonradan pişman oldun mu?
-Olunmaz mı Hacı Amca...Gençliğim, hayallerim, umutlarım hepsi kül oldu gitti. En fecisi ise oğlum '' Annemin katili '' diye bana bu güne kadar ''Baba'' demedi. Bir kez olsun beni görmeye gelmedi. Ona anlatamazdım annesinin ne olduğunu.
İşte bundan sonrasında hacı Amca müthiş bir hayat dersi verdi. Onun da bir anısı vardı: Başladı anlatmaya
-Tanıdığım bir asker vardı...Bir Yüzbaşı...Ondan dinlemiştim. O da bir gün habersiz ve beklenmedik bir zamanda evine geldiğinde komutanı binbaşısını eşiyle aynı yatakta görüyor. Hiç istifini bozmadan binbaşısına '' Komutanım sizi yolcu edeyim '' diyerek onun giyinmesini bekliyor..Hatta paltosunu tutuyor giyinmesi için. Daha sonra da eline feneri alarak komutanını karanlık sokaklardan geçirip evine kadar getiriyor. Sonra kendi evine dönüyor...Karısına bavulunu toplayıp evi terk etmesini söylüyor. Onu da kaynanasının evine teslim ediyor.
Aradan yıllar geçiyor...Yüzbaşı binbaşı, Binbaşı ise yarbay oluyor. Bir gün Ceza evine bir mahkum götürdüklerinde bir bakıyor ki bir başka araçtan bir mahkum daha indiriliyor. Dikkatlice bakınca bunun karısıyla ilişkiye giren komutanı olduğunu görüyor...Elleri kelepçeli..Sefil ve zavallı bir vaziyette...Hemen yanına gidiyor..
-Komutanım ne oldu size...Niçin ellerşniz kelepçeli?
-Hiç sorma...Senin o eski karın beni de aldattı.
-Eee siz ne yaptınız?
-Öldürdüm onu.
-Ah be komutanım. Ben zamanında sizin paltonuzu giydirip fenerle sizi evinize kadar kadar uğurlamamdaki mesajımı alamamışsınız. Siz de karınızın zamparasına aynı şeyi yapsaydınız şimdi bu hallara düşmezdiniz. Ama bir şey diyim bi. Ben adım gibi biliyordum sizin eninde sonunda böyle bir duruma düşeceğinizi Çünkü ilahi adalet er ya da geç bu dünayada ya da ahirette mutlaka tecelli eder.
Evet değerli arkadaşım. Sizin de belirttiğiniz gibi bunları Allah'a havale etmek en iyisi. O, yapacağını hepimizden iyi bilir.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Okuyup yorumladığınız ve bana destek olduğunuz için çok teşekkür ederim. Saygılarımla...
Sürekli kendini öven ve hayatında ki kötü olarak yaşadıklarını anlatırken, bunları yaşamak benim hakkım değildi diyerek isyan eden insanlardan uzak durmaya çalıştım hayatım boyunca. Ben merkezli ve çok bencil oluyorlar. Her yaptıkları hataya kılıf uydurmayı öğle güzel beceriyorlar ki… Bir o kadar da sizin iyi niyetinizi o kadar güzel kullanıyorlar ki…Şaşırıp kalıyor insan. Ama sadece kendilerini kandırdıklarının ne yazık ki farkında değiller. Bir insanın fiziki güzelliği olacağına önce yüreği güzel olsun. Fizik olarak dünya güzeli lakin yüreği o kadar çirkin ki… Ve o çirkinliği tarif edecek bir kelime bile yok.
yazınız ve resimler gerçekleri ortya koyuyorr
güzel yazınız kutlarım selam ve saygılar.