- 825 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DÜNYA YALNIZCA İNSANLARIN ÜREMESİ İÇİN Mİ YARATILDI
Bir üyenin sayfasında rastladım “Harika Dizeler” dediği William Shakespeare’ ın 11. Sonesine. “Ürperdim” desem yeridir. Gerçi buna benzer düşünceyi savunan filozof ve düşünürlerin varlığından haberim vardı az da olsa ancak üst düzey bir eğitimcinin böyle bir inancı bu denli benimseyip hatta uygulaması beni şaşkınlığın amansız girdaplarına sürükledi yine de.
Bu düşünceye göre Yaradan erkeklere bol bol seks gücü verirken, kadınlara da erkeklerin seks kölesi olmaları görevini üslenmelerini emretmiş oluyor.
Oysa bu dünya aleminde yaşamı değerli kılacak onca önemli anlamlı eylemler varken, dünyanın yalnızca insanın üremesi için yaratıldığına inanmak…
Ben bundan sonrasını Yıllar sonra iki Kabrin başında iki evladın yorumuna bırakmak isterim.
***
Ne Haber Spermler kralı. Yaradan’ın mührü?
Halinden memnun musun yattığın yerde şimdi? Yaradan’ın sana cömertçe verdiğine inandığın ve buna karşılık senin de yataktaki kadına gururla boşalttığın o kahrolası iğrenç spermlerinle seni ölümsüzlüğe taşıyacağımızı sanıyordun ama çok yanıldın. Buraya sana “Lanet olsun senin gibi yaratıklara” demeye geldim. Bu gün bu dünya böylesine perişan haldeyse bunun sorumlusu senin gibi özürlü hastalıklı sapık ruhlar ve çürümüş beyinlerdir.
Dünya düzeni değişti. Sınırlar kalktı. Huzur barış sevgi ve mutluluk büsbütün tarihe karıştı. Hayatı yaşamaya değer kılan insanı insan yapan bir kadınla bir erkek arasındaki gerçek sevgi ve aşktan eser yok onca doğan güruha karşılık.
Benim cinsel yaşamımı merak ediyorsan eğer farklı bir cinsel kimliğim var.
Erkek kardeşlerim senin yolundan gitmek isteseler de dölleyecek tek bir kadın bile bulamıyorlar. Sperm bankaları yıllar önce iflas etti. Mastürbasyon bile suç kapsamına girdi. Kız kardeşlerimin halleri ise içler acısı. En ucuzundan taşıyıcı kadın olmaya can atıyorlar ama ne gezer…
Şimdi öyle ya da böyle kendi yolumuzda yürüyoruz kendi başımıza. Sevgi aşk cesaret kısacası insanlık nedir bilmeden. Çünkü sen bize yalnızca “damızlık bir varlık” olmayı öğrettin. Sana göre “harika” olan bu görüşü benimsememizi istedin. Bir kere daha lanet olsun sana!
Değer miydi dersin? Bizim senin o akılsız başına taç takacağımızı mı sandın? Ömrüne ömür mü katacaktık yoksa? Cenneti mi müjdeledik farkında olmadan acaba? Yoksa dışkımızda hazineler mi buldun?
Değil bir düzüne şehvet çocuğunun. Bin hayırlı evladın bile bir erkekle bir kadının birbirlerine verecekleri o yüce o eşsiz ve sonsuza dek sürecek gerçek duyguların zerresini bile vermeye güçleri yetmez. Bu doğaya da aykırıdır zaten.
Sen, senden önceki büyüklerinin hangi acılarını hangi duygularını yaşadın yüreğinde sonsuza dek. Bu da mı sana ibret olmadı şaşkın günahkar!
***
Merhaba Canların Canı...
Bu gün doğum günün benim canım Aslanım. Kutlamaya geldik. Öyle kalabalığız ki Kabristana sığamadık neredeyse. Bizleri gördüğünü biliyoruz. Kabrin kocaman bir çiçek bahçesine dönüştü. İstanbul dışından gelen can dostların sevenlerin dualar okuyup sevdiğin yiyecekleri termoslar dolusu çayları ikram ediyorlar neşe içinde. Tam bir şölen havası esiyor esmeyen servilere inat. Sohbetler espriler anılar havalarda uçuşuyor. Kabir ziyaretleri bitti gibi bir şey. Bu nedenle etrafta kimsecikler yok.
“Yüreğindeki sevgi ve güzellikler eczanesindeki ilaçlardan daha şifalı” derdin ya hep Şükran Teyze için…Şu anda hem şifa dağıtıyor hem şifa arıyor sensizliğine alışamayan yüreğine.
Bir yandan sel gibi akan gözyaşları diğer yandan şen kahkahasıyla “O hem aramızda hem her yerde. O başka bir şey. O bir evliya o bir efsane” deyip duruyor.
Bana bıraktığın yegane mirasın; aşkın sevginin vefanın yüceliğine ve kutsiyetine inanmamı sağlamak olduğunu biliyorsun.
Dünyanın en varlıklı ve en sağlıklı insanıyım bu nedenle ben de. Bunlarla nefes alıyorum çünkü. Bu nedenle uçuyorum gök yüzünün maviliklerinde…
Şimdi dünyanın en mutlu kadınıyım. Hayat arkadaşım-sevgilimle aramızdaki Aşkımız evrene sığmayacak kadar büyük. Buna emin ol gözbebeğim.
Seni delicesine özledik MELEĞİM.
Giderken torun sahibi olmayacağını biliyordun. Bundan hiç üzüntü duymuyordun. “Kan bağı değil can bağı” der dururdun her zaman.
Sen biliyordun yediden yetmişe sayısız insanın kalbinde taht kurduğunu.
Hepsinde senden çok değerli izler var...
Kimler yok ki…
Yaramaz Ali’yi oynayan sekiz oğlun. Tipitoş’ ların…Uzaylıların…Bir yığın kızların- oğulların. Onların çocukları. Torunların yani…
Geçenlerde ceviz sandığını açtım içindekileri havalandırmak amacıyla.
Yazdığın kitaplarından birer adet. Bir şiir kitabın. Aldığın ödüller. Gazete ve dergilerde çıkan haberler. Şiir-müzik ve konser CD’lerin. Demet yapıp kırmızı kurdeleyle bağladığın Mektuplar…
Ve Fotoğraflar…
Sen nerelere gitmiş ne müthiş şeyler yapmışsın öyle…
Ben insan olmayı, ben karşılıksız koşulsuz sevmeyi, ben yaşamayı, ben var olmayı, ben manevi ölümsüzlüğü Sende gördüm. Senden öğrendim…
Doğum Günün Kutlu Olsun…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.