Küçük Bir Öykü
Nisanın ikinci haftasıydı. Gökyüzü ağlıyor içime bi sıkıntı çökmüştü. Hava kapkaranlik şimşek çakıyor buram buram toprak kokuyordu heryer. Birşey söylemek istercesine bakıyordu bulutlar bana. Ağır ağır kalktim yatağımdan eee yetmiş yaşıma basmıştım dizlerim tutmuyor ayaklarım yürümek istemiyordu. Yavaş yavaş mutfağa doğru ilerledim. Çayı koydum. Iki tane yumurta aldım buzdolabından haşlamak için. Iki kişiydik. Çocuklarımız evlenmiş kendi halimizde iki yaşlı çifttik ışte. Sofrayı hazırladım güzelce. Oturdum sandalyeye bi sigara yaktım dışarı izlemeye koyuldum ve düşüncelere daldım. Zor günler geçiriyorduk. Bütün olan ailemiz dağılmış herkes kendi sorunuyla ilgileniyordu. Hayat siniyordu bizi. Zorluyordu dayanma gücümüzü. Son dumanı ciğerlerime doldurup kalktim sandalyeden. Salona doğru ilerledim. Açtım camları. Dünden kalma dolmanın kokusu sinmişti evin içine. Hanımı uyandırmanin vakti gelmişti. Son günlerde baya halsiz düşmüştü. Geçtim odasına. Ne de güzel uyuyordu. Hiç bir şeyden haberi yokmuscasına. Hadi dedim hadi kalk hanım. Ne de ağır uykusu vardı . Seslendim bi kaç kez ama duymadı. Oturdum yatağının kenarına. Saçlarını okşadim. Ayşe hanım kalk hadi sabah oldu artık. Kıpırdamıyordu. Cansız bir beden gibi yığılmıştı sanki yatağa. Suratı simsiyahti. Içime acı bi his oturdu. Midem ağrıyor dizlerim titremeye başladı. Daha yüksek sesle bağırıyordum. Ayşe hanım kalk hadi sabah oldu. Hadi kalk neden duymuyorsun beni ! tuttum kolunu kaldırdım ve bıraktım hızlıca yatağa çarptı. Bunun gerçek olabileceğini düşünmek bile istemiyordum. Koydum basimi göğüsune . Yaşam seslerini duyamiyordum. Hayır gerçek olamazdı. Yalnız bırakamaz terk edemezdi beni. Yaşlı bi adamdım . Hayat yoldaşim destekçim yemeğimi hazırlayan nazımla uğraşan her türlü bana katlanan kadın bu kadar kolay göçemezdi bu hayattan. O kadar kolay kayıp gidemezdi ellerimin arasından. Boğazım düğüm düğüm oldu . Yutkunamadim. Gözlerimden yaşlar selcesine aktı dudaklarımdan süzüldu ve ayşenin yanaklarına bir bir düştü. Ağlıyordum canımdan can koparcasna ağlıyordum. Ah Nisan yağmurları. Sevdiğim o toprak kokusu teker teker nefrete dönüşmüştü içimde. Sıçrıyark kalktim yatağımdan. Nasıl bir rüyaydi bu. Gözlermden yaşlar akmış. Bedenim titriyordu. Koşarak gittim canıma can veren kadının yanına. Günlük güneşlik bir gün sıcacık bir hava. Kulağımi göğüsüne dayadım. Uzun bir ohh çektim ve kıvrıldim yanına sarildim sımsıkı. Tekrar aşık oldum. Otuz sene önce ilk tanıştığımiz günkü gibi tekrar hayranı oldum onun. Açtı gözlerini. Ne yapıyorsun bey deyip gülümsedi. Yanakları kızarmis utandığı nasılda belliydi. Ilk gün ki gibi çarpıyordu kalbi heyecandan. . Hiç hanım . Tekrar aşık oldum sana deyip gülümsedim. Ve uykuya daldık