- 901 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MİNAREYE KILIF UYDURMAK
MİNAREYE KILIF UYDURMAK
Dr. Sadık Özen
Yeni Anayasa çalışmaları devam ediyor. İlk üç madde üzerindeki çalışmalar bile henüz bitirilememiş. Ama bu hiç de önemli değil, zira çalışmalar biraz hız kazandıktan sonra, çorap söküğü gibi diğer maddeler birbiri arkasından gelecektir. Zira bu anayasanın ne zaman ve ne şekilde çıkarılacağı, daha önceden belirlenmiş ve karara bağlanmış bulunuyor.
Aslında bu anayasada yer alacak hususlar yani ayrıntılar da, konuyu savunan ve ülke gündemine taşıyanlar tarafından; ilk maddesinden son maddesine yani başından sonuna kadar saptanmıştır. Şu anda yapılacak olan şey; bu yasanın belli bir süreçte
gerçekleştirilmesi için gerekli bir takım formalitelerin yerine getirilmesinden ibarettir.
“Başkanlık” ve “Yarı Başkanlık” tartışmaları yapıla dursun, bir süreden beri ülkemizde Başkanlık Sistemi fiilen yürürlüğe girmiş bulunuyor. TBMM aritmetiği ve buna bağlı olarak yürütülen siyaset ve muhalif tarafların son zamanlarındaki uzlaşmacı tutumları gözden geçirildiğinde; yapılmakta olan çalışmaların anlamı kolayca değerlendirilebilecektir. Yapılan, “Minareye kılıf uydurmak” Atasözümüzün yerine getirilmesini sağlayan bir çalışmadır.
Siyasal ve toplumsal açıdan büyük önemi olan “Çoğulcu Demokrasi”; ülkemizde bir “Tek Adam” yaratılmasına neden olmuştur. Bu Tek Adam, “Başkanlık” sisteminin doğal temsilcisidir. Şu anda, tek bir adam her şeye kadir olarak görünüyor.
Tek adamın bilmediği ve anlamadığı hiçbir konu yoktur. Tıp konusundan başlayarak; bütün meslek dallarında, bu dallardaki bütün teknolojik gelişmelerde, ekonomide, hukukta, adalette, dış ve iç siyasette, uluslararası diplomaside, askerlik hizmetlerinde, özetle, akla gelebilecek her işte ve her konuda fikir ve bilgi sahibidir.
Tek adam gittiği yerlerde büyük coşkuyla karşılanıyor, insanlar etrafında toplanıyor ve kendilerinden geçercesine alkışlıyorlar onu. Bu durum tek adam olmayı daha büyük bir tutku haline getiriyor onda. Haksız mı yani, bu durumlardan yararlanmayı düşünmeyen kaç kişi çıkar bu ülkede, ya da tek kişi çıkar dersiniz. İnanın, bu duruma bakınca “Helal olsun” demek geçiyor içimden.
Çabuk sinirlenmese, kendisine karşı olanlara haşin davranmasa, fazla gerilmese, girdiği tartışmalarda ölçüyü kaçırmasa, eleştirilere tahammül edebilse, her konuda kendisini ortaya atmasa ve biraz da az konuşabilse; alın size çoğulcu demokrasinin yarattığı bir tek adam ve de başkan.
Tek Adam deyince; sakın hiç kimse onu Atatürk ile kıyaslama yapmaya kalkışmasın. Atatürk, Allah’ın ender yarattığı ve kendisini bütün dünyanın kabullendiği “Tek Adam”. Burada sözünü ettiğimiz ise çoğulcu demokrasinin yarattığı bir “Tek Adam”. Tabii ki onu da Allah yarattı. Ama arada fark var. Bu farkı sakın yabana atmayın. Sonra büyük hata yapmış olursunuz.
Saygılarımla…
29 Mayıs 2012
www.fikirplatformu.net www.antalyabugun.com www.edebiyatdefteri.com