- 513 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Diyet Günlüğü: Yazık Oysa Ne Tatlı Kızdı
Ben bir bağımlıyım. bunu şuan kendime itiraf ediyorum. kendimi değersizleştiren ve günden güne düşüren beni aciz kılan bağımlılık duygusunun içimde kök saldığını biliyorum ve yapacak bir şey yokmuş ve bunun sonuçlarına katlanmak zorundaymışım gibi geliyor. HEr geçen gün ruhumdaki ve bedenimdeki tahribatın farkındayım. eksik değil fazla birine dönüştüğümü biliyorum. biliyorum alaycı bakışlarda bir zamanlar var olan marjinal yapıma kıyaslar yapılıyor. eski iyi ve gençlik dolu capcanlı varlığımı bende unutamadım. ama bana bunu hatırlatmaları ve suçlayıcı bakışlar güçten düşürüyor. onlardan intikam alırken bağımlılığım artıyor beynimin içinde hadi daha ne duruyorsun şimdi tam zamanı diyor. bu halde bana bu emri veren kendi öz beynim değil mi. nasılda oyununa düşüyor nasılda inanıyorum kendime. yenildiğimi pişmanlıkla anlıyorum. bir daha olmayacak söz.. dediğim kaç bir dahalar. tiksinti içinde kurtulma yolları arıyorum. reçeteler. başarı hikayeleri. yeniden umutlanıyorum. bir yerde mutlaka bir hatam var. bunu tespit etmekle başlamalıyım mesela. mesela dünyada savaş var ve bu bende umutsuz bır durum yaratıyor dıye niye mutluluğu başka yerde arıyorum. dünyada barış isterken kendi kendime ihanetimi nasıl açıklarım kendime.
birşey düşünmeli ve bir yol bulmalı ’’kuramsal ben’’ imi yanımda karşımda içimde buluyorum. herşey kötüye gidiyor ve bitmek bilmeyen birşeyler var sorunlarr..... ’’ yazık oysa ne ne tatlı kızdı’’’ artık bu hayatın cazibesini sadece içimde hissettiğim duygularda hissediyorum. kuramsal benime ulaşmak istiyorum ve onun aklı ve cazibesi beni kuşatıyor. tüm sorularıma cevap veriyor anında; mesela neden birileri ölüyor ve neden birileri onları öldürüyor. bana kalırsa yeni dönem özgürlük harekeletleri bölme parçalama politikasından başka bir şey değil, bir amerikan rüyasından başka bir şey değil bütün bu olanlar, afganistan, mısır, süriye, ırak ,fas, ürdün, libya, .... vs. ve tabi kıbrıs , bütün bunlara ayrıca kafa yormak istiyorum ama, şuan dertlerim çok.. bağımlılıklarımdan kurtulma çabasındayım ve bu çok kolay oldu sanırım, şeker direnci... bu muydu yani yıllardır önumde ki engel, buydu bence ve bu konuda bir ilaçla yol başladım bile, sağolsun doktor... beynimin karanlık kuyusuna kocaman bir kaya indirdi de ben artık onu cipslerle , kızartmalarla, çukulatalarla doldurmaya çalışmıyorum... dediğim iki hafta boyu sürdü, sonra o sarsıcı kıriz .. beni yerden yerden yere vurdu. tıka basa basa bastıra bastıra midemi doldurduğum kebaplar makarnalar tatlıların ardından bir türlü sükun bulmayan ruhum pişmanlıklar ve üzüntüler içinde yaşama sevincini kaybetti. yaşamak istemiyorum adeta. daha dünden bu günün yeme planı içinde sağlıklı bir şey yok aklımda. delireceğim. yatıp uymak istiyorum. yada bir sakinleştirci gerek bana. yorgunum. dış dünya daha beter değil mi. işte gazete elimde... ağla vatanım ağla.. dört bir koldan parçalıyorsun ya...
ah eski günler güzel günler o fit günler, yorgnum a önce uykudan kalkmış olsamda yorgunum, uykum var ve ölmek istiyorum. karnım aç, oysa yedım az önce 2 dılım kepek ekmek 6 zeytın kıbrıt kutu peynır, yaşam için yeterlı .................. kurtarmak ta istemıyorum kendımı, kurtulsam ne olacak, nasıl bir dünya;
boş herşey boş bomboş, başarısızlık her yanımı kuşatmış, neden başaramıyorum.. ’’ insan isterse başarırmış’ evet istiyorum, ama nasıl yöntem az ye mi? ama beynim acımazsızca bunun tersi için beni alt ediyor, bu müthiş mücadele... yemeklerin çekiciliği, o sinir anımda verdikleri rahatlama duygusu, intikam daha çok, sanki herşeye kendim sebep oluyorum, ve kendimi yok etmeye çalışıyorum.. bu hafta beş kilo vercem. kesin. bunu yapacağım. ( bakalım ne olacak) 5 kiilo için ne yapmalıyım , az öz yemek, yada yememek. hadi başar bakalım arzucuk. bu hafta beş.. olacak mı? evet, beş beş beş, gelecek p tesi 5 kg gıdecek, :) komik ve heycan verici, kenan öyle dedi istersen olur, istiyorum, bedenim zihnim benimle uyum içinde, ve canım hiç bir şey çekmiyor, mükemmelim, yıl:2012 :) 09:04:2012 plan bır h aftalık....
101kg:))
aradan iki hafta geçti ne oldu sanırsınız, tabiki 5 kilo veremedim başaramadım, ve yerine 102 oldum, uğraştıkça işler karışıyor sanki beynim hiç rahat değil ve pess ettim sanki. direncim devam ediyor. biliyorum ki her şeyi akışına bırak.. ama bırakıyorum ye ye ye.... sonra tekrar yeni kararlar... offff delircem. zaten psikiatıra da gittim... aşırı yiyorum dedim, ilaç yazdı ilaç bana mısın demiyor yine yemeye devam.. hayatımın rutinlerini sıraladığımda; yatak, otobüs ve çalışma koltugunda geçiyor hayatım ve hissettiğim temel duygu öfke, iğrenme, üzüntü.... bütün bu duyguları tetikleyen şeylerse, dışarıdan içeriye doğru nufüz ediyor. savaşlar birilerinin çocukların yada başlarına silah dayanmış yaşarken, kendi içdünyamda, bu gerizakalılıgımıza öfkeleniyorum. yada iş yerinde birilerinin benden daha çok maaş aldıklarını duydugumda yada kredi kartı faiz oranlarının yüksekliği, yada sağlıkla ilgili hastaneye git geller.. yoruldum. tedavimi yarıda bırakabilirim. ve düşünce gücümle acaba iyileşebilir miyim. bu soruyu kendime soruyorum. evet hala bir aşk yok hayatımda... belkide tüm sorun buradadır :) ve tüm bu savaşlara haksızlıklara rağmen içime sevinci sokmam neşeyi mutluluğu mümkünmü.. yani orada dünyanın herhangi biryerinde, biri bir çocuk açken öldürülüyorken sevinç içinde ben hayatıma devam mı etmeliyim. sevinç.. uzun zamandır hissetmediğim bir şey... neye sevinmiştim ki ben:) kendime ne söylemeliyim. bir nlp ci ne der acaba..çok mutluyum, şükürler olsun, insanlar öldürülüyor ama o öldürülen ben değilim benim sevdiklerim değil, onlar bizden uzak çok uzaktaki kişiler.. mi..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.