- 1930 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞAİR M.NİHAT MALKOÇ “GÖÇ” KONULU ŞİİR YARIŞMASINDA TÜRKİYE BİRİNCİSİ OLDU
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde Çorlu Kültür ve Sanat Derneği tarafından Türkiye genelindeki bütün şairlerin katılımına açık “Göç” konulu şiir yarışması düzenlendi. Şiir yarışması neticesinde onlarca şiir içerisinden Trabzonlu şair ve yazar M.Nihat MALKOÇ’un kaleme aldığı “Göç Süvarileri” adlı serbest tarzda yazdığı şiiri Türkiye Birincisi olarak 500 TL’lik maddî ödülü almaya hak kazandı. Bununla birlikte şair M.Nihat Malkoç’un bugüne kadar Türkiye genelinde kazanmış olduğu 76. ödül kayıtlara geçti. Yarışmaya gönderilen “Göç” temalı şiirler daha sonra “Göç Şiirleri” adıyla bir araya getirilerek kitaplaştırıldı. Böylece şiir dağarcığına birçok yeni isim ve yeni eser kazandırılmış oldu. “Göç” temalı şiir yarışmasının ödül töreni Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde yapıldı. Törende, dereceye girenlere para ödüllerinin yanında plaketler de takdim edildi.
Malkoç’a Türkiye Birinciliği Ödülü kazandıran “Göç Süvarileri” adlı şiirini dikkatlerinize sunuyor, kendisini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz…
GÖÇ SÜVARİLERİ
…bezm-i elest’ten ebede yolculuk…
var yokken sigaya çekildi ruh…
aramaya koyuldu yitiklerini
henüz ete kemiğe bürünmeyen körpe ruh
(s)özlerin kıyamında ‘bela’ dedi
bembeyaz bir döşekte,
bembeyaz bir gelecek umuduyla
bir anlık hazzın doruğundan tepetaklak,
ruhlar aleminden ana rahmine düştü can…
bu ilk göçtü ruh için, ilk inşirah…
sonra kınından çıkan yalın kılıç misali
bir ana rahminden göç etti dünya gurbetine
yorgan etti çığlığının gölgesini kendine
ete kemiğe bürünen çıplak ruh…..
suların aynasında buldu (k)ayıp gölgesini
…..dörtnala sürdü hayallerini,
çocukluktan gençliğe göç etti cam kırıklı yollarda
biteviye yollara düştü sonludan sonsuza varmak için
…ben’in gizli tarihi…
gül goncası düşlerim boy verdi gülistanda
ruh, göç türkülerinde buldu yitiğini
bir celi sülüs yazısı okşadı gözbebeğimi
dönüşü olmayan bir yoldayım heyhat!…
kervanlar geçer içimdeki tozlu yollardan
sana göçtüm ey yâr!...
…..bilesin, ben bende değilim artık
ıpıslak nazarlarım teninde mahpus…
önce gönlüm terk etti beni…
döşek oldu yaralı tenime keskin usturalar
sönmedi içimde tutuşturduğun gül yangınları….
gönlümün tenha köşelerinde gül yüzünü (s)akladım
mevsimlerin döngüsünde…
mevsimlerden mevsimlere göçtüm yalın ayak
ilkbahar kokusunu çabuk yitirdi gençlik bahçelerinde
körpe düşlerimi bıraktım kafdağı’nın ardında
zamanın yitiklerini topladım hayal bahçelerinden
bir yaz güneşi ısıttı içimde buz tutmuş yetim duygularımı
denizlerin mavisine boyadım gönlümün köhne duvarlarını
yusuf’un düştüğü kuyuda aradım kaybettiğim benliğimi
bir segah nağmede, hüzün kırıntılarıyla besledim aç ruhumu
bir deli sonbahar rüzgarı okşadı kırlaşan saçlarımı
silik hatıraları istifledim zamanın arşivinde
gümüş kadehlerden içtim bir ikindi şarabını
bir rüya kasrında kâbuslar çaldı sürmeli kapımı
mum kesilen yüzüm aynalarla yüzleşti
…..ışığa gebe bir erguvan sabahında
derin bir kış uykusu…
dağıldı tespihin taneleri, imame kaldı bir başına
göç etti ömrümün elde kalanı, karlı dağların ardına
bir fetret döneminin artığıdır silik hülyalar…
…..ve rüyalarım zamanın örsünde paramparça
bir kışın soldurduğu hatıralar şimdi ceviz sandıklarda saklı
dudaklar mosmor, (s)özler üşümekte ömrün (a)yazında….
sükûtun değirmeninde öğütülürken göç artığı hüzünler…
çukur aynaların derinliğinde kaybolmakta zaman
çağrılmakta ruhum en derin boşluğun mahzenine
fecre tutunurken gecenin karanlığı,
zaman (ş)aşırdı, elde avuçta ne varsa talan…
faklı dili konuşmakta akıl ve beden…
arafta kaldık, yürek şehrinin öbür yakasında…
verilen nefesler boşalttı ömür kabını
gözlerimden (b)akmakta içimde kül olan fotoğraflar…
hissiyat haraç mezat…
dönüşü olmayan bir yolda, uçurumun kıyısında
akordu bozulmuş bir sazdan farksız…
türküler mahzun, kekremsi, ağıt (t)adında
ve (d)üne ait her ne varsa paramparça…
göçmekte kadim hayallerim, gönülde enkaz…
metruk bir yürekten arda kalan hissiyat haraç mezat…
toprak gülümsemekte ağlayan (y)anlarıma
serviler gölgesine çağırmakta…
göç…göç… göç… her harfi kurşundan daha ağır…
ömrün sekerat vakti, eyvah mühlet bitiyor!...
aslında gidenler değil, kalanlar terk ediyor…
m. nihat malkoç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.