- 703 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bilgi, Bilge ve Kitap Üzerine Özlü Sözler
*-Görmeyen bir göze göstermeye, duymayan bir kulağa duyurmaya, anlamayan bir kafaya anlatmaya boşuna uğraşıp da zamanını kaybetme. Bırak kör, sağır ve beyinsiz kalsın…
*-Gevezeler, bilgi düşmanıdır; öğrenemedikleri için başkalarının da öğrenmesini engellemeye çalışırlar.
*-Gideceğin yeri kimseye söyleme. Yanılıp da söylersen, senden önce oraya varanlar olduğunu gördüğünde de şaşırma.
*-Eyleme dönüşmeyen bilginin, bilgi olup olmadığı da kuşkuludur.
*-Her şeyi bildiğini iddia edenlerden uzak dur. Bildiklerini insanlığın zararına kullananların ise adını bile anma.
*-Emeksiz elde edilen bilgi, kişiyi felakete sürükleyebilir.
*-Eğer bilgi parayla edinilebilseydi, birçok zengin varlıklarının hepsini olmasa bile, önemli bir kısmını bu yolda harcamaktan çekinmezdi.
*-Bu aralar, bilmediğini kabul eden insanlara öyle hasret kaldık ki!..
*Bir bilge kişiye rastlarsanız, onun yanından ayrılmayınız. Çünkü böyle bir şans, tüm yaşamınız boyunca tek bir kere karşınıza çıkmış olabilir.
*-Gerçeğin ve doğrunun, yalanı yeneceği görüşüne katılmıyorum. Öyle yalanlar var ki, yüzlerce yıl hüküm sürebilmiş.
*-Salt bilgi olarak kalan şeyin faydası tartışmalıdır; pratikte kullanmayacağımız bilgi bir hamallıktan başka bir şey değildir.
*-Gerçek bilge, bildikçe başı öne doğru eğilendir.
*-Eyleme geçmeyen söz ve düşünceye değer verme!
*-Ezbere bilenler yeşil bir dut ağacı gibidir, salla salla bir şey düşüremezsin; gerçekten bilenler ise olgun bir dut ağacı gibidir, ufacık bir sallamada kilolarca ürün verirler.
* -Bilmedikleri bir çok insanı korkuturken, beni bildiklerim korkutuyor; çünkü insanların neler yapabileceklerini görüyorum.
*-Irmak suyunu, alim de bilgisini başkaları için akıtmak zorundadır.
*-Işığın bile aydınlatamadığı insanlar vardır.
*-Öğretmenlerim, bana okulda onlarca ders yerine, keşke yaşamayı öğretselerdi…
*-Işık hep aydınlanmanın sembolü olarak kabul edilmiştir, karanlık ise cehaletin. O yüzden çoğunlukla ışığı karanlığa yeğleriz. Fakat bazen karanlığa öylesine muhtaç olur ki insan, ”keşke hiç ışık olmasaydı” der. O dinginliği yaşamanın da zevki bir başkadır çünkü.
*-Bildiğinden şüphe et, ama şüphenden de şüphe etmen gerektiğini unutma!
*-Kendini başkalarında arama; çünkü sen sana o kadar yakınsın ki…
*-Sahip olduğun bilgiyi mutlak kabul etme, çürütülebileceği ihtimalini de mutlaka göz önünde bulundur.
*-Kendini bilmiyorsan, dünyaları bilsen de bunun önemi yoktur.
*-Yanılıp da bir cahille tartışmaya girersen, uzun bir süre üzerindeki çirkefi temizlemek zorunda kalabilirsin.
*-Kendini bu dünyada bir öğrenci olarak kabul edersen, yanlışlarının da öğretmenin olduğunu kabul etmiş olursun.
*-Bildiğini zanneden, öğrenmekten vaz geçmiş demektir.
*-Merak, öğrenmek isteyenin bilgi yolunu aydınlatan bir el feneridir. Ancak bu fenerin ışığını takip eden bilgi yolunda ilerleyebilir.
*-Bildiklerin sende kalsın; bilmediklerin de…
*-Her bilginin doğruluğu tartışmalıdır. Büyük bilim adamları bile bildiklerinden kuşku duyarken, bazı cahillerin bildiklerini yüzde yüz doğru kabul etmeleri anlaşılır gibi değil! Belki de diğerlerini bilim adamı, bunları da cahil yapan aradaki fark, bu olsa gerek.
*-Bildiklerini hayal gücünle birleştir. O zaman bir şeyler yarattığını anlarsın.
*-Konuların derinliğine inin, çünkü hazineler hep derin yerlerde saklanırlar.
*-Konuşmak bilgili olmanın göstergesi midir, bilinmez; ama susmak bilgelik gerektirir.
*-Mutlaka bildiklerini anlatmak istiyorsan, en uygun zamanı ve ortamı kolla. Uluorta açıklayacağın bilgiler başına bela olabilir.
*-Konuşmak için konuşma, çünkü hemen fark edilirsin ve aptal damgası yersin.
*-Soru soramıyorsan benimle konuşma; çünkü sözlerin bana, ateşli bir hastanın sayıklamalarından farksız geliyor.
*-Yarar sağlamak amacıyla bilgi öğrenmeye uğraşma; çünkü bilgiyi öğrendikten sonra zaten yarar kendiliğinden ortaya çıkar.
*-Bilgelere ve bilginlere teşekkür borçluyuz, bize bıraktıkları için.
*-Soru sormak için de bilgili olmak gerekir; en azından sorulacak şey hakkında bir bilgi kırıntısına sahip olunmalı. O nedenle öğretmenlerin “hem bilmiyorlar, hem de sormuyorlar!” yakınması boşunadır.
*-Konuşmaktan dinlemeye zaman bulamayanlar, en az öğrenenlerdir.
*-Bildiklerini uluorta söylersen başına geleceklere karşı da önceden tedbir almayı unutmamalısın. Çünkü başkalarını rahatsız edecek sözlerin, dostlarının bile kolayca saf değiştirmesine neden olabilir.
*-Tüm iyiliklerin de kötülüklerin de anası bilgidir.
*-Bildiklerinin öğrenilmeyeceğinden korkma. Onlar bir şekilde, bir gün başkalarına ulaşacaktır.
*Bilgisini ısrarla anlatmaya çalışan kişinin, kokmuş balıkları müşterisine kakalamaya çalışan bir balıkçıdan farkı yoktur.
*-Öyle bir ışığa sahip ol ki; onunla kendini aydınlattığın zaman bile etraf da aydınlansın.
*-Bildiklerinle övünürsen, hemencecik bilmediklerin çıkar karşına.
*-Hazine peşinde koşanlar, çoğunlukla kendi hazinelerini kaybederler.
*-Hemen hemen hiçbir şeye hayret etmem; hayret edenlerden başka…
*-Hep temelin önemli olduğundan söz ederiz. Nedense temelin üzerindekinin de aynı önemde olduğunu pek düşünmeyiz. Sadece temelle iş biter mi?
*-Bilenler vardır, bildiğini zannedenler vardır, bilmeyip de biliyormuş gibi yapanlar vardır ve bir de asla bilemeyecek olanlar vardır.
*-Şansı yaratan da emektir, gayrettir. Yoksa şans, kendiliğinden gelip bizi buluveren bir sürpriz değildir.
*-Bilge insanın elindeki bilgi, tüm insanlığın ışığıdır; erdemsiz insanın elindeki bilgi ise tüm insanlığın mezar kazıcısıdır.
*-Senin sadece sahip olduğun malın mülkün değil, aynı zamanda bilgilerin de çocuklarına, torunlarına bırakabileceğin mirastır.
*-Soru sormayan, hayret etmeyen, şüphe duymayan nasıl bilge olabilir ki!
*-Susan bir bilginin, cahilden farkı ne?
*-Yanlıştan doğruya gideni gördüm; yalandan doğruya gidene ise hiç rastlamadım.
*-Sorun bilgi ürettirir, sorunsuzluk ise tembellik.
*-Sürekli; bilgi ışığa, bilgisizlik ise karanlığa benzetilmiştir. Tabii bu ışığın istenilen, karanlığın ise istenilmeyen olarak algılanmasına yol açmıştır. Ben burada karanlığa karşı bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Çünkü karanlığın o kadar güzel, mutluluk verici tarafları var ki!..
*-Sorusu iyi olanın, bilgisi de iyidir.
*-Bilgi ağacı meyve verir; paylaşmak için.
*- İnsanlardan ancak verdiğiniz kadarını alabilirsiniz; azını evet, ama fazlasını asla.
*- Mum; yanıyor, eriyor ve bitiyor. Ama buna rağmen ışığını etrafına cömertçe yayıyor. Bir mum kadar bile olamayanlar bundan utansın. Sakladıkları bilgiler, bu dünyadan göçtükten sonra ne işlerine yarayacak acaba?
*-Takip ediliyorsanız arkanızdakilerin bütün sorumlulukları sırtınıza biner; takip ediyorsanız sadece kendinizden sorumlusunuzdur.
*-Gerçekten affedebiliyorsan, bilgeliğe eriştin demektir.
*-Bilgi ağacını atalar diker, çocukları ve torunları ise bakımını üstlenir. Bizim için dikilenlere en iyi bir şekilde bakmalıyız; ayrıca, çocuklarımız ve torunlarımız için de bilgi ağacı dikmeliyiz.
*-Çok bilmiş geçinenlerin yanından hızla uzaklaşınız. Çünkü onlar freni patlamış bir arabaya benzerler.
*-Çok konuşmak, çok bilmenin göstergesi değildir.
*-Bilgi bir ağaçtır, aman dikkat her ağacın meyvesi yenmez!
*Her alet, araç-gereç önce düşüncede var olmuştur. Sonra da nesnel gerçeklik kazanmıştır.
*-Her büyük iş, çok sayıda küçük işten sonra ortaya çıkar. Her büyük başarıyı getiren de önceki küçük başarılardır.
*-Her fırsatta düşüncene yeni bir düşünce aşıla ki, kocaman bir bilgi ağacın olsun.
*-Her gece uyumadan önce kendini sorguya çek. Yaptığın iyi eylemler için ödüllendir, kötü eylemler için cezalandır. Kendine vereceğin ödül ve cezalar sadece sözlü olsun.
*-Bilgi çiçeğinin kokusunu bilen, onu düşünce bahçesine eker.
*-”Anlat, ben seni dinlerim.” Dedi, ama hep kendi mi anlattı?
*-”Aydınım” diye ortalığa çıkıp da ülkeyi karanlığa boğan, o kadar çok insan var ki…
*-”Bu bilgi kesin doğrudur” diyebilecek bilim insanı var mıdır?
*-Adam düşünmüyor, ama “Ben düşüncemden dolayı suçlanıyorum.” diyor.
*-Bilgi elde edebilmek için sadece aklını değil, duyu organlarını da iyi kullanman gerektiğini bil.
*-“Denedim, yapamadım!” deme. Denemezsen hiç yapamazsın. Bir şeyin yanlış olduğunu da ancak deneyerek öğrenebilirsin.
*-Bilgi büyük bir bahçe, bilim insanları da o bahçenin bahçıvanıdır.
*-“Deniz olmayan yere liman yapanlara, nehir olmayan yere köprü yapanlara” ne denir? Deli mi dediniz?... Haberiniz olsun, siyasetçilere hakaretten yargılanabilirsiniz.
*-“Düşüncelerinden hayatının sonuna kadar bir milim bile sapmadı, hiç değişmedi” diyene sorarlar: ”Hangi aptaldan söz ediyorsun?” diye.
*-Bilgi ile altı doldurulmayan bir konuşma, temelsiz ev gibidir.
*-Bilgi insanı şüpheden kurtarır, derler. O zaman bilgi arttıkça “acaba”lar neden çoğalıyor?
*-Bilgi ipine tırmanarak göğe de çıkabilirsin, yerin dibine de inebilirsin.
*-Cahil insan, etrafına korku saçar.
*-Bilgi sahipleri susuyorsa, bilin ki aptallar konuşuyordur.
*-Bilip de karşındakine anlatamıyorsan, hemencecik kusuru kendinde arama; bir de karşındakine bak.
*-Kitap gibi değil, defter gibi olanı dost seçerim. Böylece hep ben onu dinlemek zorunda kalmamış olurum.
*-Beğenmesen bile her kitaba saygı duy; hiç olmazsa onu yazmak için harcanan emeğe saygılı ol!
*-Bilmediğini kabul eden kişi, bilgiye giden yolda bir adım atmış demektir.
*-Bilmek her şey demek değildir; bilip de uygulamak her şeydir.
*-Bilmeyip de öğretmeye kalkanın bir katilden farkı yoktur. Çünkü öldürmek sadece bedeni yok etmek değildir.
*-Bilmiyorsan sus, az biliyorsan gene sus; çok biliyorsan seni susturabilene aşkolsun!
*-Bilgi tüm insanlık tarihi boyunca birikmiştir. Bu birikimde tüm insanlığın katkısı vardır. O nedenle de bilgi, tek bir ulusun malı olamaz.
*-Bilgi, cehaletin katil çocuğudur.
*-Bilgi, kişiye ya sevgi ya da nefret kazandırır.
*-Bilgi, sadece almaya hazır kişilere verilir.
*-Bilgilerimizi sorgularken, kuşku en büyük yardımcımızdır.
*-Bilgilerini başkalarına aktarmaya çalışanlar, büyük bir fedakârlıkta bulunmaktadırlar.
*-Bilgim bildiğim kadarsa, bilmediğimi nasıl bileceğim?
*-Cahillere sorunlarının bilgisizlikten kaynaklandığını anlatabilecek ve onları bilgi öğrenmeye ikna edebilecek bir bilge kişi arıyorum.
*-Bilgini susmasından, cahili de konuşmasından tanırım.
*-Bilginin artması, bilinmeyenleri azaltmaz, aksine çoğaltır.
*-Bilginin ışığı sana kendiliğinden gelmez; sen onu istemeli ve aramalısın.
*-Hayret etmek, bilgi edinmenin başlangıcıdır, ilk basamağıdır.
*-Bilginin ışığının bile aydınlatamadığı o kadar çok kafa var ki…
*-Ahmaklar, en kötü zaman hırsızlarıdır.
*-Ahmaklarla dalaşırsan, sen de onların safında yer almış olursun.
*-Bilginler arasında bilgisizlerin, sesi kısılacağına, aksine daha da fazla açılır.
*-Bilgisiz toplumları bekleyen tehlike, dipsiz kuyuya benzer.
*-Bilgisizleri gidecekleri yere kadar götürmek senin görevin değildir; onlara sadece gidecekleri yolu göster.
*-Bilgiyi küçümseyenler, bilgi denizinde boğulmak üzere olduklarının da farkına varamayanlardır.
*-Bilim mi, paramı? Neden birisini seçmek zorundayız ki! İkisi de olsa daha iyi değil mi?
*-Cahil insanla fikri tartışmalara girmek, insanın kendisine olan saygısını da azaltır.
*-Bilim ve bilimsellik adına işlenen cinayetlerin hesabını kim verecek?
*-Bilim; erdem ve emekten kanatları olan bir kuştur.
*-Cahille tartışma, ahmakla ortak iş yapma; arif olanı başının tacı, seni seveni de kalbinin sultanı yap.
*-Bilimden uzaklaşan toplumlarda doğan boşluğu, hemencecik dogmalar doldurur.
*-Bilimi, bilimsel sonuçları tekelinde tutup, başkalarını bunlardan yararlandırmayanlar insanlık suçu işlemektedirler.
*-Cahilliğine, bilgisizliğine fazla ses çıkaramam, belki bir sebebi vardır diye düşünürüm. Ama haddini bilmezsen asla affedemem.
● ● ●
(Ömer Faruk Hüsmüllü’nün yakında basılacak olan Oruç Baba’dan Aforizmalar isimli kitabından alınmıştır...)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.